YAĞIZ BARUT/ İZ GAZETE - İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın (İzBBŞT) oyuncularını yakından tanımak, yaşam hikâyelerini öğrenmek ve tiyatro sanatının değerlerini topluma yansıtabilmek amacıyla başlattığımız söyleşi serisinin 19’uncu konuğu, Mor Şalvar oyununda ‘Nurdan’ karakterini canlandıran Şirin Sevinç Saraçoğlu oldu.

Oyuncu bir babanın kızı olan ve adeta tiyatronun içine doğduğunu belirten Sevinç Saraçoğlu, kulise ilk adım attığı an oyuncu olmaya karar verdiğini belirtti. 

OYUNCULUK BABA MESLEĞİ

Sizi tanıyarak başlayalım isterim, Şirin Sevinç Saraçoğlu kimdir?

1981 yılında Ankara’da doğdum. Bahçelievler’de geçti çocukluğum. Meyve ağaçlarıyla dolu, bahçeli bir evde büyüdüm. Hâlâ da çok severim parkları, bahçeleri. Babam Mümtaz Sevinç’in oyuncu olması nedeniyle tiyatronun içine doğdum denilebilir. Bir çocuğun gözünden kulisin büyüsü inanılmazdır; kostümler, makyaj malzemeleri… Bunlar, hep benim çocukluğum. Kulise ilk adım attığım an biliyordum oyuncu olup hep orda, sahnede olmak istediğimi… Beni tiyatroya tek bir kişi yönlendirdi diyemem. Elbette küçük yaştan itibaren babamla girdiğim tüm kulislerin, izlediğim oyunların büyük etkisi olmuştur. Aslında oyuncu bir babanın kızı olmanın avantaj gözüktüğü ama dezavantajını çok gördüğüm bir durum var. Babam alaylı olduğu için benim hep eğitim almamı istedi. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tiyatro Bölümü’nü kazandığımda resmen göbek attık.

‘İLK OYUNUM TAZİYE’

Eğitim yıllarınızdan sonraki tecrübelerinizi nasıl anlatırsınız? Hangi tiyatrolarda yer aldınız?

İlk profesyonel sahneye çıkışım Ankara Deneme Sahnesi’nde sevgili Hocam Nurhan Karadağ’ın sahneye koyduğu ‘Taziye’ oyunuyla oldu. Ki o dönemlerde öğrenciydim. İyi ki beni oyuna seçmiş kendisi... Çünkü bu oyun, rahmetli babam Mümtaz Sevinç’in, beni sahnede izleyebildiği ilk ve tek oyun oldu. Sonrasında kaybettik babamı… Mezun olduktan sonra İstanbul macerası başladı. Aysa Prodüksiyon Tiyatrosu ve Tiyatro Kare’de sahneye çıkıp, çeşitli televizyon dizilerinde rol aldım. 2009 yılında kendisi de oyuncu olan eşim Ahmet Saraçoğlu ile evlendik, 2015 yılında da kızımız Asya doğdu.

TUVALET TEMİZLEYEN KIZ

Babanız Mümtaz Sevinç’in kurduğu Düşün Sahnesi Tiyatrosu’nda da çalışmalar yürüttünüz. O yılları nasıl hatırlıyorsunuz; babanız ile çalışmak nasıl bir duyguydu?

2000’li yılların başında, Beyoğlu’nun en güzel zamanlarında babam, İmam Adnan Sokak’ta bir apartman dairesini 80 kişilik bir tiyatroya dönüştürdü. Çok zorluk çektik o salonu açmak için. Babam hep donanımlı bir oyuncu olmamı isterdi. Dolayısıyla ‘Patronunun kızı’ mantığı hiçbir zaman olmadı. Düşün sahnesinde sahneye çıkıp oynamak dışında her işi yaptım. Bir gün temizlik, bir gün ışık efekt, bir gün asistanlık... Mesela bir gün, temizlik görevlisi gelmedi, akşam ‘Kadın Oyunları’nın prömiyeri vardı. Babam turnede, tiyatro bana emanet ve o süreçte oyunun ışıklarını yapıyorum… Tüm salonu temizlemek zorunda kaldım. Prömiyer sonrası tuvaletleri temizleyen kız olarak Yılmaz Onay’la tanışmıştım.

‘KORKTUĞUM BİR SÜREÇTİ’

İzmir ile yollarınız nasıl kesişti? İzmir Şehir Tiyatroları’na gelişiniz nasıl oldu, burada olmak size ne hissettiriyor?

İzmir’de Şehir Tiyatroları’nın kurulacağını duyunca çok heyecanlandım. Ama beni asıl buraya çeken ana neden, sevgili Genel Sanat Yönetmeniz Yücel Erten’dir. Çok güvendiğim ve hayranlık duyduğum bir sanatçı Yücel Hoca. ‘Neden olmasın?’ sorusu ile başladığım bir yolculuk İzmir. Anne olduktan sonra mesleki olarak hiç aktif olmamıştım. Dolayısıyla korktuğum bir sınav süreci geçirdim. Eşim Ahmet’in desteği olmasa cesaret edemeyebilirdim. Çünkü iki farklı şehirde bir yaşama ortaklık edecektik. Eşim İstanbul Şehir Tiyatrosu’nda, ben İzmir…

‘BÖYLE OYUNLAR ÇOK YOK!’

İzmir seyircisi Mor Şalvar oyununda izledi sizi geçtiğimiz sezon, buradaki performansınızla tüm ekip olarak bir ödüle de layık görüldünüz… Oyunla ve buradaki rolünüzle ilgili neler söylemek istersiniz?

‘Mor Şalvar’ çok kıymetli bir oyun. Yazarımız Ferhat Lüleci büyük bir tebriki hak ediyor. Günümüzde maalesef kadınların dertlerine değinen çok fazla yerli oyun metni yok. ‘Mor Şalvar’ın dünya prömiyerini biz yaptık. İzmir seyircisi oyunu çok sevdi, sağ olsunlar. Seyircimize çok teşekkür ederim. Uzun yıllar sonra ilk sahneye çıktığım oyun olduğu için, ‘Mor Şalvar’ ve bu oyunda canlandırdığım ‘Nurdan’ karakterinin benim için hep özel bir yeri olacak. Sağ olsunlar, 9. Uluslararası Yeni Tiyatro Dergisi Emek ve Başarı Ödülleri’nde de jüri bizi bir ödülle taçlandırdı. Ne mutlu…

‘ÜRETİM DURMAYACAK’

Bir sezon geride kaldı, ikinci sezon da açıldı. İzmir Şehir Tiyatroları’nın ikinci senesine giriyor olmak size nasıl hissettiriyor? Gelecek sene sizi ne gibi rollerde, oyunlarda görecek seyirci? 

Yıllardır hayali kurulan ve açılan İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın ilk oyuncularından olmak harika bir duygu. Burada var olan tüm emekçi mesai arkadaşlarıma selam olsun. Müthiş bir özveriyle, harika çalışmalar çıktı. İlk sezonumuzda perdelerimizi dört oyunla açtık. Yeni sezonda da tiyatromuzun üretimi hiç durmayacaktır. Mor Şalvar oyunumuz seyirciyle buluşmaya bu sezon da devam edecek. Sezon içinde yeni oyunlar da süreç içinde sahneye konmaya başlanacak. Nazım Hikmet’in ‘Yolcu’ isimli oyunu ile seyircimizi buluşturacağız. Yönetmenimiz Orhan Alkaya olacak ve oyuncu kadrosunda ben de varım. Mart ayı gibi provalara başlayacağız. Ekip olarak çok heyecanlıyız.



ŞİRİN SEVİNÇ SARAÇOĞLU’NUN ‘EN’LERİ:

Tiyatroya dair en büyük hayaliniz nedir?

Tiyatronun, doğanın döngüsü gibi hep kendini yenilemesini, dönüşmesini isterim. Yani hiç bitmesin. Yaşasın tiyatro!

Bugüne kadar oynadıklarınız arasında en sevdiğiniz rol ya da oyun hangisi oldu? 

‘Mor Şalvar’ adlı oyunda hayat verdiğim ‘Nurdan’ rolü ve oyunumuzun benim için hep özel bir yeri olacak. Oynadığım ‘Nurdan’ bir çocuk yaşta gelin. Oyundaki tüm kadınların 2’nci sayfa bir hayat hikayesi var. Dolayısıyla bunu sahnede anlatabilme fırsatı paha biçilmez. Özgür ve demokratik bir tiyatroda bu şansı yakaladığım için çok mutluyum. 

Oynamadığınız ancak oynamayı en çok isteyeceğiniz oyun hangisi?

Sahnede var edebileceğim her şey benim için oynanmamış bir oyun ve rol. Yeter ki tahta utandırmasın.

Mümtaz Sevinç

Birlikte oynamayı en çok isteyeceğiniz oyuncu kimdir?

Babam Mümtaz Sevinç ile aynı sahnede olmayı çok isterdim. Vefatından önce birlikte bir projemiz bile vardı. Ama ne yazık ki gerçekleşemedi… Şimdi her sahneye çıktığımda benimle olduğunu biliyorum…

Tiyatroya veya yaşama dair en çok ilham aldığınız isim kimdir? 

Yaşama ve tiyatroya dair hep en büyük desteği ailemden alıyorum. Canım kızım Asya en büyük ilham kaynağım. Sanatın varoluşu bazen baktığımız bir resimde, bazen okuduğumuz bir kitapta, bazen seyrettiğimiz bir film veya oyunda olabiliyor. Dolayısıyla nefes aldığım sürece yaşamın ta kendisi benim için hep ilham kaynağı olacak…

Editör: Haber Merkezi