Seminerde, Meksika İzmir Fahri Konsolosu Kemal Çolakoğlu Meksika-Türkiye arasındaki ilişkilere değinerek, Meksika kültürünü anlattı.

Cumhuriyetimizin ilanından sonra 1928 yılında Meksika-Türkiye ilişkilerinin başladığını ve kültürel olarak benzer noktaların olduğunu söyleyen Meksika İzmir Fahri Konsolosu Kemal Çolakoğlu, Meksika kültürünü tanımak için bir araya geldiklerini ifade etti. Bu zengin kültürel mirasın çok eski bir kültürden gelen insanlar tarafından temsil edildiğini ve bunun içinde eski arkeolojik sit alanları, kolonyal binalar, yiyecekler, el sanatları da olduğunu belirten Çolakoğlu, “Bu kadar geniş bir yelpazeye yayılmış arkeolojik, tarihi ve sanatsal miras, Meksika’nın kültürel çeşitliliğinin bir kanıtıdır bu kültürü tanımak gerekmektedir” dedi.

"KÜLTÜR KİMLİĞİMİZDİR"

Ülkelerin kültür kimliklerine de değinen Çolakoğlu, UNESCO tarafından koruma amacıyla tescil edilmiş Meksika’nın kültürel mirasının, sit alanlarının, bu kültürün ifadelerinin zenginliğini tanımak ve paylaşmak nedeniyle bir araya geldiklerini belirtti.Türkiye ve Meksika kültürlerinin renkli kültürler olduğunu, geçmişinin çok eskilere dayandığını ve kültürel sit alanlarının her iki ülkede fazla olduğunu söyleyen Kemal Çolakoğlu,“Bize kimliğimizi kazandıran kültürdür. Bizim Meksikalı ya da Türk olarak hissetmemizi ve kendimizi tanımlamamızı sağlar ama bu aynı zamanda sürekli değişim halindedir ve zamanla daha da zenginleşir. Eğer bu kültürü tanımazsak, neyi ne kadar bildiğimize aldırmaz hale geliriz. Bunun için kültürel mirasımızı sürekli araştırmalı, aktarmalı ve savunmalıyız. Meksika’nın 34 tescil edilmiş sit alanı var, bunların 27’si kültürel sit alanı, altısı doğal sit alanı biri de karma sit alanıdır. Bu sit alanlarını yakından tanıtmak ve kültür paylaşımı yapmak için Meksika Ulusal Arkeoloji ve Tarih Kurumu Arkeoloji koordinatörü Sandra Riego Ruiz’e teşekkür ederim” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi