İZ GAZETE- İz TV ekranlarında yayınlanan Nüans programının bu haftaki konukları, kısa film yönetmeni ve yapımcı Aşkım Barış Ferhatoğlu ile yönetmen ve senarist Barış Kösem oldu.

Her iki isim de küçük yaşlarda tiyatroyla tanışıp, Yaşar Üniversitesi Film Tasarımı Bölümü’nü okuyarak yönetmenlik hedeflerine doğru ilerlemişler.

‘Kısa film yönetmenliği sizin için ne ifade ediyor?’ sorusunu Aşkım Barış Ferhatoğlu, “Benim için yönetmenliğin en saf halini temsil ediyor. Çünkü uzaktan çok kolay görünse de içinde birden fazla değişkenin olduğu bir dal. Kısıtlı bir sürede derdinizi anlatıp karşı tarafa aktarmanız gerekiyor” diye cevaplarken; Barış Kösem, “Kısa metrajlı film, uzun metrajlı filme giden yol gibi görünüyor ama uzun metrajlı filmden sonra kısa film çeken yönetmenler de var. İkisinin de matematiği farklı. Uzun metraj daha çok romana benziyor ve daha çok karakterler üzerine ilerliyor. Kısa filmde böyle bir şansınız yok. Durum odaklı, öyküye benzer bir yapısı var. Kısa sürede çok şey anlatmak zorundasınız” sözleriyle dile getirdi.

FARKLI BÖLÜMLERDE ÇALIŞTI

Ferhatoğlu ve Kösem, sadece kısa film yönetmenliği yapmayıp, aynı zamanda reji, görüntü, oyunculuk, ses, ışık gibi bölümlerde de aktif çalışarak tecrübe kazanmışlar. Bu alanlarda çalışarak edindikleri tecrübeleri yönetmenlikle birleştirdikleri takdirde bir bütünü oluşturdukları düşüncesine inanıyorlar. “Yönetmenin geçmişinde oyunculuk tecrübesi olmasının, oyuncuyla iletişimi kuvvetlendiren bir avantaj” olduğunu dile getiriyor Barış Kösem.

Yaşar Üniversitesi Film Tasarımı Bölümü’nü okumanın neler kattığını Ferhatoğlu, “İnanılmaz geniş bir ekipman imkânı var. Çeşitli aletleri kullanıp öğrenme şansımız oldu. Her yıl yeni bir şey üretmek, kendimizi her alanda geliştirmek adına büyük katkı sundu” sözleriyle özetlerken; Kösem, Yaşar Üniversitesi Film Tasarımı bölümü diğer üniversitelerden farklı olarak yönetmenlik, yazarlık, kurgu olarak alanlara ayrılmıyor. Tüm bu dallar, film tasarımı bölümü çatısı altında toplanmış durumda. Bu özelliğin bizim eğitimimize büyük bir katkısı olduğuna inanıyorum” dedi.

AVANTAJ VE DEZAVANTAJLAR

Kısa ile uzun metrajlı film arasındaki avantaj ve dezavantajları da aktaran Ferhatoğlu, “Bazı alanlarda uzun metrajlı daha sancılı bir süreç. Çok fazla kişi ve kurumla iletişim halinde olmanız gerekiyor. Bu anlamda kısa filmlerin paylaşımı daha kolay. Uzun metrajın avantajı ise yapım aşamasında konuyu işlemesi daha kolay. Kısa filmde ince ince işleyip, derdinizi kısıtlı sürede ama net olarak kitlenize anlatmanız gerekiyor” diye konuştu. Kösem ise, “Bana göre en büyük fark hem zaman hem bütçe oluyor. Çünkü uzun metrajlıda belli bir zaman gerekiyor ve bu zaman bütçeyi arttırıyor. Uzun metrajın geri kazanım süreci de farklı. Gişe, gösterim, dijital’e satma, televizyon gösterim hakkı derken bütçeye sponsor bulup ilerleyebiliyor” sözleriyle yanıtladı.

“Kısa film iki platformda ilerliyor. Birincisi, yarışma ve festivallere katılmak için çekilen filmler. İkincisi ise sosyal medya, internet üzerinden kitlelere ulaşmak için çekilen filmler. Sizce bu iki platformdan hangisini seçmek daha mantıklı?” sorusu üzerine Barış Kösem, “Tercih yönetmene göre değişir ama ben ilk önce festival ve yarışmalara katılması taraftarıyım. Çünkü paylaşıma açtığınız her film indirilebilir, değiştirilip benzeri yapılabilir, jeneriği değiştirilip film benim denilebilir” şeklinde konuştu.  Ferhatoğlu ise, “Ben iki farklı kulvar olduğunu düşünüyorum. İki platformda çok önemli ve değerli. Kısa metrajlıda daha düşük bütçe kullandığınız için bu yöntemle geri dönüşü daha hızlı oluyor” ifadelerini kullandı.

Kısa film sektöründeki dernekleşme sürecine dair açıklamada bulunan Ferhatoğlu, “Güçlü durmanın bir yolu dernekleşmek ve bir STK çatısı altında birleşmek. Umarım bu dernekleşme süreci tüm ülkeye yayılıp şubeler halinde çoğalır. İzmir’de dernek adı altında değil ama çok büyük destek sunan bir kurum var adı, İzmir Sinema Ofisi. İzmirli olmaları büyük bir avantaj çünkü sıkıntılarımızı biliyorlar. İzmir sektör anlamında küçük bir şehir ve herkesi tanıyıp bağlantı kurabilmek adına büyük bir fayda” dedi. Kösem ise, “Dernekleşme ve üye olmak gerçekten önemli. Ancak, İzmir sinema ofisinin hepimize ayrı ayrı faydası var. İzmir’de daha fazla üretmek adına bu tarz adımlar çok önemli diye düşünüyorum” açıklamasında bulundu

OKULUN ÖNEMİNİ VURGULADI

Absürt komedi tarzında bir dizi projesi üzerine çalışan Aşkım Barış Ferhatoğlu, dizinin oluşmasında okulun ve kısa film senaryolarının ne kadar önemli olduğunu vurguladı; “Birinci sınıfta sınıf arkadaşımızın yazmış olduğu kısa film senaryosu üzerinden şu an dizisini çekiyoruz” sözleriyle yeni projesinden ipuçları verdi.


 

Editör: Haber Merkezi