Kitapta yer alan aşağıdaki anektot CHP İzmir Milletvekili Balbay’la ilgili: 

“Süreyya’nın gözükmediği televizyon kanalı, gazete ve dergi yoktur. Ortaya koyduğu başarı çıtası, artık dünyada bilinen bir marka olan yarattığı Trilye, onu medyanın vazgeçilmez bir siması haline getirmiştir. 

Tabii iş bu kadarla kalmamıştır. Önemli medya organları artık Süreyya’ya köşe vermek istemekte, program önerilerinde bulunmaktadır. Onca dostluk ortamında seçim yapmak zordur, bir de bu boyutu vardır işin. 

Bir gün gazeteci dostum, zamanın Cumhuriyet’in Ankara Temsilcisi, şimdinin İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ı aradım telefonla. Konuşmamızı bitirip veda edecekken, ‘Bir dakika,’ dedi; ‘bir meslektaşımı veriyorum.’

Telefonu kim, hangi gazeteci alacak derken Süreyya’nın sesiyle şaşırmadım dersem yalan olur! Meğer Süreyya’yı artık ünlü Ankara gazetecileri bile meslektaşları olarak görmeye başlamışlar!”

“TRİLYE’Yİ BÜROMUN SOSYAL TESİSİ İLAN ETMEM RASLANTI SAYILMAZ”

İkinci anektot ise CHP’nin halen Maltepe Cezaevi’nde tutuklu olan İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’yla ilgili: 

Hürriyet’in dönemin Ankara temsilcisi ve sonra da genel yayın yönetmeni, bugünün milletvekili Enis Berberoğlu’nun 19 Mart 2008 tarihli ilginç ve geniş iletisi:

‘Sevgili Süreyya,

İstanbul’dan Ankara’ya tayin olduğumda farklı bir kent bulacağımdan emindim. Çünkü eşim Oya ve - o tarihte daha üç yaşında olan- küçük kızımla birlikte İstanbul’a göçtüğümüzde başkentin bugünkü yüzölçümünün sadece beşte biri kadar tutan coğrafyada yaşıyorduk. Çankaya-Sıhhiye hattının iki yakasındaki cadde ve sokaklar iş ve sosyal yaşamın sınırını çiziyordu. 

Ne var ki değişimin ayak sesleri özellikle üniversite talebelerinin kente akını ile duyulmaya başlamıştı. Farabi’de açılan barlar, balık lokantaları, RV-Bulvar Palas-Ankara Oteli yenilmez armadasına karşı mütevazı meydan okumaydı. 

Ezcümle 15 yılın ardından yeniden Ankara’ya taşınırken, eğlenmeye, yiyip içmeye daha alışkın bir kente doğru yol aldığımın farkındaydım. 

Hatta doğma büyüme İstanbullu olarak, “İyi balık Ankara’da yenilir” şehir efsanesine bile tolerans göstermeye kararlıydım. 

Dolayısıyla her türlü sürprize hazırdım sevgili Süreyya…

Ama sen yine de beni şaşırttın. 

Önce Trilye’yi bir yaşam projesi gibi ele alman, marka yaratma tutkun ilgimi çekti. 

-Eşin Mahmure Hanım’la birlikte 7 gün 7 gece bıkmadan, usanmadan mutfak mesaisi vermeniz profesyonel deformasyona uğramadığınızın ölçüsüydü. 

-Dikkat ettim, hizmet kadrosunda fazla değişiklik olmuyor, demek ki elemanların müesseseye inanç ve sadakati yüksekti. 

-Mönünüz, merakına paralel sürekli yenilendi, müşteri taleplerine göre yeni tatlar (tereyağında Bombay fasulye, ızgara çiroz gibi) eklendi. 

Bir yaz günü öğleden sonra bahçe masalarından birisinde salçalı makarna yiyen delikanlıyı görünce -ve oğlun olduğunu öğrenince- doğru adreste olduğumu anladım. Çünkü belli ki gençlere balık yemeyi sevdirmek ortak mücadele alanımızdı. (Bu arada sayende Dilara en azından levrek filetoya artık burun kıvırmıyor… Büyük kazanım, darısı başına!)

Ankara gece yaşamında bazen yemeğin tadı komşu masa tacizleriyle kaçar. Nasıl becerdin bilmiyorum ama senin mekanında hem tanıdık bir ortamda bulunma hem de kafa dinleme lüksünü aynı anda yaşayabildim.

Ankara’da yalnız geçirdiğim aylar boyunca sana daimi misafir olmam, hatta Trilye’yi büromun sosyal tesisi ilan etmem rastlantı sayılmaz, öyle değil mi?

Sevgiyle.’”

KİTAP TÜYAP KİTAP FUARI’NDA İZMİRLİLERLE BULUŞUYOR

Ankara’da Trilye Restoran yanında tüm yurttta kitapçılarda internet kitap satış sitelerinde okurun beğenisine sunulan “SÜREYYA-Balıkların Efendisi” 14-22 Nisan 2018’de İzmir’deki TÜYAP KİTAP FUARI’nda da izgazete-Biz Kitap standında İzmirlilerle buluşacak ve Kara da kitabını imzalayacak.

Editör: Haber Merkezi