TUGAY CAN/ İZ GAZETE - Gettodakiler oyunun yazılış hikayesini anlatan Ok, “İlk olarak getto ne diye araştırdım. Oyunun anlatmak istediği fikir hapsedilmek. Şu anda aslında bir dönüşüm söz konusu. Toplumsal olarak değişen bir şey yok. İnsanlar hala dini yüzünden dışlanıyor. Irkı yüzünden suçlanıyor. Bizim ‘Gettodakiler’ oyunundaki herkes geçmişin ruhunu taşıyor. Oyunun fantastik yönü burası. Hepsinin temsil ettiği bir ruh var. Ama şu anda bu insanlar ne diye sorduğumuzda da yanıt aslında, günümüzün suçluları... Katiller, işkenceciler, tecavüzcüler. Peki bunların yaptığı suç ne? Aslında hiçbirinin o suçları işlememiş olmaları. Oyunun absürt yönü de bu. Birileri onlara böyle yaftalarda bulunuyor. Sadece kendilerinden olmadıkları için” ifadelerini kullandı.

Kamer Yıldız Ok, oyuna dair sözlerini şöyle sürdürdü: “Oyunda yıllar önce bir mahalleye bir fabrika kuruluyor. O mahalleye insanlar işçi olarak giriyorlar. Bu işçiler de işkence görmüş insanların torunları. Gün geliyor bu çocuklar büyüyorlar ve onlara fabrikanın kapatıldığı söyleniyor. Oradaki rant bitiyor ve mahalle gözden çıkarılmış bir mahalle oluyor. İlk yıkılacaklar arasına giriyor. Mahalle yıkıldığında ise mahallenin altından bir mezarlık çıkıyor”

İLK GETTO VENEDİK’TE

Getto ve Gettodikeler kavramı hakkında da konuşan Kamer Yıldız Ok, “Geçmişe de baktığımız zaman getto kavramı ilk kez Venedik’te kullanılıyor. Burada bir işçi gettosu kuruluyor. Orada çalıştırılan insanlar da ırkları bozuk kabul ediliyor. Kavramın doğuş noktası burada. Şehrin inşası bittiği zaman bir gece ansızın köprüleri kaldırıyorlar, oradaki insanlar açlığa ve sefalete mahkum ediliyorlar. Atlayıp ya da yüzerek kaçanlar oluyor.Getto kavramına baktığımız zaman her zaman bir duvar örülme var. Gettodakiler de orada yaşamaya mecbur bırakılan insanlar. Orada tercihen yaşayan insan yok. Sistemin oraya mahkum ettiği insanlar. Ne zaman ki fabrika yıkılıp, duvarlar ve getto yıkıldığında gidecek hiçbir yerleri yok. Bir gettodan başka bir gettoya gitme durumları var” ifadelerini kullandı.

Oyunun yazarı Kamer Yıldız Ok ‘Günümüz Türkiye'sinin gettodakileri kim?’ sorusuna ise “Bence günümüz Türkiye'sinin kendisi bir getto. Hepimiz bir diğerinin ötekisiyiz aslında” yanıtını verdi.

Kamer Yıldız Ok sözlerini şöyle sürdürdü: “Tiyatro Kalemi 2011 yılında İstanbul’da kuruldu. Gelenler ve gidenler oldu. Post-dramatik bir şey. Hep öteki olmuş insanları işledik biz. Bir oyunumuzda 80 darbesine bir pavyonda yaşananlar gözünden baktık mesela. Kadroda müzisyenlerimiz var, 2010 yılından bu yana birlikte çalıştığımız koroegrafımız var. Kolektif bir ekibiz. Oyunu ya çok beğendik diyorlar ya da içselleştiremedik diyorlar. Ancak genel olarak keyifli dönüşler ile karşılaştık. ‘İzmir’de ilk kez bu tarzda bir oyun izledik’ diyen çok fazla insan var. Post-dramatik “Biz ekip olarak dramatik oyunları oynayamaya alışkınız. Biz bile ekip olarak bu sıkıntıyı çok fazla yaşadık. Hepimiz başı sonu belli metinler oynamak istiyoruz. Ancak post-dramatik tarzda yazmak elbette çok keyifli”

Editör: Haber Merkezi