İnglizce öğretmeni, yazar ve danışman; Nik Peachey. Eğitimde dijital imkanların ve oyunun gücünden hapishane mahkumlarıyla yaşadığı eğitim deneyimine kadar bir çok farklı konuda önemli bilgiler verdi.

Kendinizi okuyucularımıza tanıtabilir misiniz?

İsmim Nik Peachey ve İngilizce öğretmenliği ve öğretmen yetiştirme alanlarında ağırlıklı olmak üzere eğitim teknolojisi danışmanlığı ve yazarlık yapıyorum. Aynı zamanda Peachey Yayınları Ltd.’nin yöneticisiyim.

1990 yılından beri eğitimin içerisinde bulundum ve İngilizce derslerime karma öğrenme anlayışını katmak için 1998’den itibaren dijital teknolojiyi kullanmaya başladım. O zamandan beri British Council’den, Westminster Üniversitesi ve İngiltere Açık Üniversitesi’ne; oradan Google Creative Lab ve Eton Koleji’ne kadar birçok İngiliz ELT Yayıncılıklarında çalıştım.

Sosyal mesafe günleri nasıl geçiyor?

Evde bir çalışma ortamım var ve zamanımın büyük bir çoğunluğunu evden çalışarak geçiriyorum ve hatta son on yıldır bu şekilde çalışıyorum, yani bu benim için yeni bir şey değil. Çalışmak için evden dışarıya çıktığım tek zaman ya konferanslara gidersem ya da işle ilgili ekip buluşması gerektiren bir durum olduğunda oluyor ama son zamanlarda bunları da internet üzerinden video konferans veya web seminerleri aracılığıyla yapmaya başladım. Şu an var olan kriz sona erse bile uzaktan çalışmanın artacağını göreceğimiz görüşündeyim. Bu sebeple bu dönem insanların bu konudaki hünerlerini geliştirmeleri için güzel bir fırsat.

YouTube kanalınızda “Second Life” isimli bilgisayar oyunu ile ilgili videolarınızı gördüm. Bir İngilizce öğretmeni olarak İngilizce öğrenimi sürecinde oyunların gücüne inanıyorum, özellikle Minecraft. Eğitimde bilgisayar oyunlarının kullanımı hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?

Bence bilgisayar oyunları oldukça kullanışlı ve bu anlamda büyük bir potansiyel barındırıyor. Second Life oyununda bir süre çalıştım ve hatta bir süreliğine orada ofisim de vardı. Çevrimiçi bir okul için işletme eğitimi dersleri tasarlamıştım. Bundan yaklaşık 12 yıl önceydi. O zamanlarda bu oldukça zor bir işti çünkü genişbant internet bağlantısı pek elverişli değildi ve öğrencilerin kompleks grafikleri kaldırabilecek daha güçlü bilgisayarlara ihtiyaçları vardı. Minecraft ve Second Life gibi sosyal etkileşimi mümkün kılan platformlar Oculus Rift gibi sanal gerçeklik platformlarıyla entegre hale geldiğinde dil öğrencileri ve her türden öğrenci için işler oldukça heyecanlı hale gelecek.

Çalışmalarınıza baktığımızda dijital eğitimde ısrarcı gözüküyorsunuz. Sizce eğitimde dijitalleşme gerçekten bu kadar önemli mi? Çünkü daha önce insanlar dijital aletler olmadan da dil öğrenebiliyorlardı. Dijital eğitim üzerine neden bu kadar önem verdiniz? Dijital sınıflar ne anlama geliyor?

Öğretmenlerin dijital aletleri kullanmasında hiçbir zaman ısrarcı olmadım, kendim de internet var olmadan önce zaten bir sınıf öğretmeniydim. Fakat elimizde var olan bu fırsatlardan faydalanmamızın yararlı olduğunu düşünüyorum. Akıllı telefonlar öğrenmek için inanılmaz faydalı olabiliyor, hâl böyle olunca biz öğretmenler olarak neden bu potansiyelden olabilecek en iyi şekilde faydalanmayalım?

Dijital sınıfları var olan fiziksel sınıfların dijital entegresi veya video konferanslar aracılığıyla kurulan çevrimiçi sanal sınıflar ve hatta öğrencilerin birer avatar olarak gözüktüğü sanal gerçeklik ortamı olarak tanımlayabiliriz. İş dünyası artarak daha da dijital merkezli bir hale dönüştükçe öğrencilerin sanal ve dijital çevrelerde kendilerini daha rahat ifade edebileceği dil ve hünerlere sahip olması da önemli bir hale geliyor.

Empati, eleştirel düşünce ve iş birliği gibi çeşitli konularda çalışmalarınız var. Bu konular birbirleriyle ne anlamda bağlantılı?

İlginç bir soru. Dünya Ekonomi Forumu’nun 2020 yılı için iş dünyasında en çok geçerliliği olan 10 becerisine bakarsanız, eleştirel düşünce, yaratıcılık, duygusal zekâ, başkalarıyla koordine olabilme gibi becerilerin ön planda olduğunu göreceksiniz. Bu beceriler ileride oldukça önemli bir konuma erişecekler fakat bu becerileri olabildiğince İngilizce öğretim ve öğrenimine dijital çalışma çevrelerinde ve dijital aletlerin kullanımında ortak bir şekilde kullanmaya ihtiyacımız olacak.

Referans için: https://www.weforum.org/agenda/2016/01/the-10-skills-you-need-to-thrive-in-the-fourth-industrial-revolution/

İzlediğim bir videoda hapishane mahkumlarına gitar çalmayı öğrettiğiniz görmüştüm. Bu deneyimin öğretmenliğinizde nasıl bir etkisi oldu?

Evet. İlk öğretmenlik deneyimim hapishanedeki mahkumlara gitar çalmayı öğretmek olmuştu. Bu deneyimin eğitim öğretime olan tutumuma büyük bir etkisi oldu. Hapishanede çalıştığım insanların büyük çoğunluğu kötü insanlar değillerdi fakat kötü eğitim almışlardı ve bu sebeple hayatla ilgili farklı potansiyellere veya fırsatlara bu eğitim eksikliği sebebiyle erişemiyorlardı. Eğer dünyayı değiştirmek istiyorsak ciddi anlamda eğitime dair değişiklikler yapmalıyız ve öğretmenlere hak ettikleri ve ihtiyaçları olan kaynakları ve minnettarlığı sağlamalıyız.

Peachey Yayıncılık ile ilgili aktivitelerinizden bahsedebilir misiniz?

Peachey Yayıncılık, ilk e-kitabım “Dijital Video”yu çıkardıktan sonra sonra kurduğum ve 2016 yılında British Council’in “Öğretmen Kaynakları Inovasyon Ödülleri”ni kazanan dijital yayıncılık şirketiydi. İlk e-kitabımı yazmak için gerekli olan kaynağı kitlesel fonlama aracılığıyla karşılamıştım. Dizayn işinden kitaba entegre edilen videolara kadar kitapla ilgili her şeyi kendim yaptım. Bundan o kadar çok zevk aldım ki daha fazlasını yapmak istedim, bu sebeple şimdilerde fiziksel ve çevrimiçi sınıflar için e-kitaplar ve dijital materyaller yayınlıyorum. Bu materyalleri oluştururken olabildiğince yenilikçi ve yaratıcı olmaya ve fiyatları da düşük tutmaya çalışıyorum, ki bunu kolaylıklı yapabiliyorum çünkü baskı veya nakliye masrafı yok. Bu özellik aynı zamanda dijital yayıncılığı oldukça çevre dostu yapıyor.

Bildiğiniz üzere çevrimiçi eğitim dünyanın her yanına hızlı bir şekilde yayılıyor. Dijital eğitim konusunda yeni olan öğretmenlere tavsiyeleriniz nelerdir?

Zoom, FaceTime ve Skype gibi arkadaşlar ve aileyle görüşmek için kullanılan uygulamaları kullanarak başlayan ve bu uygulamaların kullanımına alışmaya bakın. Dijital eğitimle ilgili olan bir başka öğretmen arkadaşınızı bulun ve onunla çevrimiçi ders verme üzerine pratik yapın. Aynı zamanda sadece özgüveninizi artırabilmek amaçlı, öğrencilere birkaç tane bedava çevrimiçi ders verebilirsiniz. Fiziksel bir sınıfta öğretmenlik yaptıktan sonra çevrimiçi ders verirken sadece web kameranızın size sunduğu alan içerisinde çalışmak ilk başlarda zorlu gelebilir, bu sebeple web kameranız ile aranızda mesafe kurmaya yönelik pratik yapın. Eğer çevrimiçi ders verme fikri hoşunuza gittiyse, çevrimiçi sınıflarda kolaylıkla iş bulabilir ve hatta kendi çevrimiçi okulunuzu kurup öğrenci almaya bile başlayabilirsiniz. iTeachWorld [https://iteach.world/?s=NCK1412] bu iş için harika bir araç. Yakın bir zamanda kendi işinizi kurabilirsiniz.

Editör: Haber Merkezi