CİHAN SAMGAR - TUĞÇE KAŞ / İZ GAZETE - Londra’da da seyirciyle buluşan ‘APEx/ÇIKIŞ YOLU YOK’ adlı oyunuyla İzmir’de de sahneye çıkacağını belirten Evin, İzmir’i “Avrupa’nın demokrasi kültürünü diğer şehirlerimize nazaran daha özümsemiş ve çağdaş dünyayı en yakından takip eden şehir” diye tanımlıyor.

İşte Devrim Evin ile yaptığımız keyifli söyleşi:

İzmir’in, İzmirlilerin tiyatroya bakışını nasıl değerlendirirsiniz? ‘APEx/ÇIKIŞ YOLU YOK’ oyununuz İzmir seyircisiyle buluşacak mı?

İzmir ülkemizin en özel şehirlerinden biri. Aydın, demokrat kimlikli insanlarımızın adeta son kertede buluştuğu nokta. Avrupa’nın demokrasi kültürünü diğer şehirlerimize nazaran daha özümsemiş ve çağdaş dünyayı en yakından takip eden şehir. Böylesine ileri görüşlü bir şehrin sanata sahip çıkması ve toplumun çağdaş demokrat bir seviyeye ulaşabilmesi için sanatın ekmek su kadar elzem bir ihtiyaç olduğunun farkında olması da gerekiyor ve İzmir de bunun farkında. Ben yalnızca zaman zaman turneler vesilesiyle İzmirli izleyicilerimizle karşılaşabiliyorum ancak gerek bu karşılaşmalarda gerekse İzmir de yaşayan farklı disiplinlerden sanatçı arkadaşlarımla sohbetlerimde bu bahsettiğim özellikleri özümsemiş bir şehir olduğunu da gözlemliyorum. Ve APEx/ÇIKIŞ YOLU YOK oyunumu İzmirli seyircilerimizle bu sezon birkaç kez buluşturmayı düşünüyorum.

‘APEx/ÇIKIŞ YOLU YOK’ oyununun altında yatan mesajlar kutuplaşmalar ve ötekileştirmeler üzerine, bu durumu şuan Türkiye’nin içinde bulunduğu durumla birlikte nasıl yorumlarsınız?

Yalnızca ülkemizde değil tüm dünyada çok daha sert hissedilen bir ayrışma, kutuplaşma, ötekileştirme girdabına girdik. Sistem bu ayrıştırma ve kutuplaştırma ile yerini sağlamlaştıran siyasi figürleri ön planda tutarken, barışçıl çığlıklara tahammül edemez halde baskıyı arttırdı. Bizim gibi az gelişmiş ülkelerde, demokrasiyi tam manasıyla yönetim biçimine oturtamamış ülkelerde ise çok daha sert yaşanıyor bu süreç. Savaştan ülkesini terk etmek zorunda kalan insanlara karşı hamaset ile yaklaşan ve duvarlar ören bir ‘Avrupa’ da cabası. ‘APEx/ÇIKIŞ YOLU YOK’ tam da bu meseleye odaklanarak oluşan bir sahne projesi.

24 Haziranda göçmen sorununu anlattığınız ‘APEx/ÇIKIŞ YOLU YOK’ adlı oyununuz Londra’da seyirci karşısına çıktı. Geri dönüşler nasıl oldu?

Londra'da oyunu, çoğunlukla farklı ülkelerden göçmüş insanların yaşadığı kuzey Londra’daki Millfield Tiyatrosu'nda oynadım ve insanların kendi hikâyelerini böyle bir açıdan bakarak izlemekten ve yeniden sorgulamalar yapmaktan memnun kaldıklarını gözlemledim. Gelen tepkiler bu yöndeydi. Farklı, alışık olunmayan ama derin etkileşim bırakabilen geri dönüşümler aldım.

Ayrıca prömiyerini Van’da yaptınız. Adana’da da sahnelendi. Bu iki şehri tercih etmenizin özel bir nedeni var mı ve tepkiler nasıldı? Bunlarla beraber yurtiçi ve yurtdışı projelerinizden de bahsedebilir misiniz?

Van çocukluğumun 4 yılının geçtiği, Adana ise sanat yaşamımın 13 yılının geçtiği kentler. Ve bu iki kent ülkemizde bir sanat etkinliği yapılınca ilk akla gelen yerler değil maalesef. Bu anlamda da bir ötekileştirme var. Madem öyle ben de İngiltere’de provasını tamamladığım eseri ilk buralarda oynayayım ve aynı zamanda kendi geçmişime de bir selam çakayım istedim.

Oyunu, Eylül ayı itibariyle Anadolu ve Avrupa turneleriyle birçok seyircimizle buluşturmaya devam edeceğim bu sezon. Aynı zamanda İstanbul Devlet Tiyatrosu’ndaki görevim de devam ediyor. Orada da bu sezon bir oyunum olacak sanırım. Bunun dışında son olarak 7 Şubat ‘ta Manchester’da ilk gösterimini yapan son filmim The Scar’in Avrupa festivalleri yolculuğu sürecek. Televizyon ile ilgili ise bazı görüşmeler yapıyorum ve içime sinen bir şey olursa bu sezon TV’de de bir şey yapabilirim. Yaklaşık 4,5 senedir ekran için Türkiye’de bir işin içinde bulunmadım.

Son olarak Karaburun’daki Köyde Festival’e katıldınız. Bu buluşmadan bahsedebilir misiniz? Gözlemleriniz nelerdir?

Karaburun'da düzenlenen Köyde Festival'in 2.si idi bu sene. Başta Ezgi Serim olmak üzere emeği geçen herkesi kutluyorum. Muhteşem bir fikir ve aynı muhteşemlikte de buluşma gerçekleşti. Ben de elimden geldiğince katkı sunabildiysem ne güzel. Onur duyarım. Umuyorum bu festival Anadolu'nun tüm köylerine yayılır. Çünkü bizi sanat kurtaracak. Geri kalmış zihniyetle mücadelenin yegâne ışığı sanat.

Editör: Haber Merkezi