VEDAT ARAZ/ İZ GAZETE - UNESCO'dan aldığı ödül hakkında konuşan Dertli Divani, "Kendi alanında donanımlı, sanatını gelecek kuşaklara aktarmada başarılı olan insanlara verilen bir ödül bu. Bu ödül de geçmişten günümüze kadar uzanan tarihi süreçteki ulu ozanların ödülüydü, ben onların adına aldım. Onlar birer derya, ben bir damla olabildiysem ne mutlu bana. Dış dünyada ilgi ve saygı daha büyük ama Türkiye'de bu ödül, insanların pek umrunda değil gibi" dedi.

'DEVLETİN SANATÇISI OLMAZ' 

Halk ozanı Dertli Divani, devlet sanatçılığının doğru olmadığını ifade ederek, "Devlet sanatçılığı statüsü doğru gelmiyor bana, devletin sanatçısı olmaz. Sanatçı halkın, bütün dünyanın sanatçısı olmalıdır. Devletin sanatçısı veya ozanı olmamalı" dedi.

'SANATÇILARDAN KİMSE KORKMASIN' 

Geçtiğimiz günlerde halk müziği sanatçısı Yılmaz Çelik'in tutulması hakkında konuşan Divani, "Yılmaz Çelik, yılların birikimi olan, kültürel değerleri gün ışığına çıkarmaya çalışan, 30 yıllık emeğini halk müziğine katan bir sanatçı arkadaşımız. Sanatçılardan, ozanlardan, kültür elçilerinden kimse korkmasın. Biz bütün insanlara ve farklı anlayışlara eşit mesafedeyiz. Kültürel değerleri tüm insanlara taşımak ve doğru şekilde aktarmak gibi asli bir görevimiz var. Niçin korkuyorlar. Eğer soyguncuysa, vurguncuysa korkarlar çünkü hakkaniyetli aydınlar, yazarlar,sanatçılar kimseden korkmadan doğru bildiklerini olduğu gibi aktarırlar. Onların rahatsız oldukları da bizim bu yönümüz ama onlar rahatsız oluyorlar diye bunu bırakmamız gerekmiyor. Biz bütün halkların ozanıyız" dedi. 

'KİMSE BİZİM GİBİ DÜŞÜNMEK ZORUNDA DEĞİL' 

Divani, Gaziemir'de ve başka ilçelere 'Defol Alevi' gibi nefret söylemleri ile evlerin işaretlenmesine yönelik konuşarak, "Alevilere yapılan katliamlar malûm  şimdi de bunlar, bilinçli ya da bilinçsiz evleri işaretleyerek korkutmaya yönelik hareketler de olabilir. Ama bu yüzyılda hala daha bunlar yapılıyorsa vay halimize. Bunlara hiç gerek yok, Aleviler meydanlarda ve alanlarda, kendilerini ifade ediyorlar. Hiç kimseye de yanlışları olmuyor ama ne yazık ki tarih boyunca horlanıyor, yok sayılıyorlar. Kendi ülkesi sınırları içerisinde yaşamayı güvenilir kılmak devletin görevidir. Kimse bizim gibi düşünmek zorunda değil. Ben böyle düşünüyorum, doğrusu bu deme hakkına kimse sahip değildir" dedi. Git gide artan kadın cinayetleri hakkında konuşan Divani, "Sözün bittiği yer, bu insanlık dışı. Ne kadın ne çocuk ne yaşlı ne genç hiçbir insana kıyılmamalı, hiçbir insan aşağılanmamalı. En doğal hak olan yaşam hakkı hiçbir insan tarafından elden alınmamalı" dedi.

Editör: Haber Merkezi