Koronavirüs salgınının başından bu yana müzik ve sahne emekçilerinin adeta ölüme terk edildi. Güvencesiz çalışan müzik ve sahne emekçileri devlet tarafından hiçbir destek görmedi. Müzisyen Ceylan Ertem, Twitter hesabından yaptığı paylaşımlarda Sağlık Bakanının “Sizi düşünen ailenizin olduğu gibi sizi düşünen güçlü bir devletiniz var. Karamsarlık için neden yok" ifadelerine tepki göstererek müzisyenlerin ve sahne emekçilerinin sorunlarına vurgu yaptı.

"NASIL HAYATLARINI SÜRDÜRECEKLER?"

Ceylan Ertem'in paylaşımları sırasıyla şöyle oldu:

“Sizi düşünen ailenizin olduğu gibi sizi düşünen güçlü bir devletiniz var. Karamsarlık için neden yok. Hayatsa normal akışına dönmeye hazırlanıyor.” demiş Sağlık bakanı. 6 ayda bir kaç konser çalabildik, o konserleri de eksik kadroyla çalabildik, bütçeler çeyreğe çekildiği halde.

Önümüzde koskoca bir 6 ay daha olduğunu farz ediyoruz. Yine müziğin sesini öncelikli olarak kıstılar. Ekibimdeki arkadaşlarımı düşündükçe gözüme uyku girmiyor. Ailemi, kendimi düşündükçe... omuz ağrısından bittim. Benim konserlerim olmayınca en az 20 kişi evine ekmek götüremiyor.

Karamsarlık için neden çok maalesef. Ne öneriyorsunuz geçinebilmemiz ve iyimser kalabilmemiz için. Yeni bebeği olmuş, anası babası hasta, evinden çıkmak zorunda kalmış insanlar var benim ekibimde. Nasıl hayatlarını sürdürecekler?

Şu an vokal pedalım ve bilgisayarım satılık. Satacak başka bir şeyim de yokmuş bunu anladım. Duygu sömürüsü değil arkadaşlar bunlar, gerçeklerden bahsediyoruz. Koskoca ceylan ertem kirada mı oturuyor diye şaşıranlar var mesela. İstanbul’da ev alacak kadar kazanıyoruz sanıyorlar.

Magazin programlarında gördüğünüz isimler ile bizi kıyaslamayın lütfen. Her yapmadığımız konser ekibimizden ve bizden hem maddi hem manevi olarak çok şey götürüyor. “Güçlü devletimizin” eli bize uzanmadı. Belli ki uzanmayacak da. Bir şey de beklemiyordum ben kendi adıma...

Sağlık çalışanları ve müzisyenler, en yakından gözlemlediğim iki ayrı sektör. İki sektör de bana kalırsa kendi emekleri ve şevkleri sayesinde ayakta kalabildi. Değer veren herkese sevgiler, saygılar. Linç edenlere de “Câhille Sohbeti Kestim” diyeyim. #MüziğeSesVer " dedi.

"BÜYÜK ACI, BÜYÜK YÜK"

Müzisyen Ozan Çoban da müziyenlerin zor durumda olduğunu belirterek bir müzisyenin enstrümanını satmak zorunda kalışından duyduğu üzüntüyü şöyle dile getirdi:

"Yaş 15.. Hevesle kabak kemane çalışıyorum ama illa keman da denemek istiyorum. Babama yarım ağız söylemişim. O da tez elden bir çare bulmuş; evi arayıp çabuk gel dükkana sana sürprizim var diyor. Koşa koşa gidiyorum; bekliyoruz. İçeri yerel müzisyenlerden Celal abi giriyor..

Ver bakalım sürprizi diyor babam Celal agaya. Üstad siyah poşet içinden kemanı çıkarıyor ve bana dönüp; “Ey Sakın küçümsemeyesin bu kemanı Romanındır diye. Ben bunla 3 çocuk büyüttüm. Epimize baktı o bizim” diyor ve bir taksim yapıp ‘artıkın senindir iyi bakasın’ diye tembihliyor.

Çok heyecanlıyım. O da benim heyecanımdan mutlu. Yeni keman yaptırmış kendine. Em nasıl çınlarmış, mikrofon varmış içinde..☺️ Sevgiyle ayrılıyoruz..

İşte ben o gün anladım müzisyenin emekçi olduğunu, kemandan yalnızca ses değil ekmek de çıktığını ve onunla bir aile bakıldığını..

Az önce bir müzisyenin pandemi nedeniyle enstrümanını satışa çıkardığını gördüm ve boğazım düğüm düğüm bu anıda buldum kendimi. Aileden birini, yoldaşını satmak zorunda kalmak.. Sofralarda, sahnelerde onca yaşanmışlığa yarenlik etmiş bir parçanı kesip atmak..Büyük acı, ağır yük.

Müzisyenler zor durumda abiler, ablalar. Müzisyenler gerçekten çok zor durumda. Mesele bir eğlence meselesi değil. “Amaan iki gün çalmasanız ölür müsünüz?” terbiyesizliğinde olana dert anlatılmaz elbet ama “dilenci değil emekçiyiz” dedirtmeyin insanlara.. Bunu dedirtmeyin.." 

EVRENSEL

Editör: Haber Merkezi