İzmirli altı fotoğrafçıdan oluşan ekibin ortak çalışması sonucu gerçekleştirilen “Bir Tabak Ot Yemeği” başlıklı belgesel fotoğraf sergisi 2 Eylül günü Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde açılacak. 30 Eylül tarihine değin açık kalacak olan sergi, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Yaşar Üniversitesi desteğiyle gerçekleştirildi. Söz konusu “Bir Tabak Ot Yemeği” başlıklı belgesel fotoğraf sergisi ile ilgili olarak projenin gerçekleşmesinde yer alan fotoğrafçılardan Prof. Dr. Adil Alpkoçak şu bilgiyi verdi:

“Projemiz, bir tabak ot yemeğinden yola çıkılarak mutfak kültürümüze dayalı geçmiş ve geleceğin bir sentezini oluşturmayı amaçlıyor. Proje için yaklaşık altı fotoğrafçı olarak yüksek tempolu bir çalışma gerçekleştirdik.  Öncelikle temaya uygun olarak İzmir’de yetişen yenilebilir yabani on dört ot belirledik.  Yaşar Üniversitesi Mutfak Sanatları ve Gastronomi Bölümü öğrencileri ile geleneksel yöntemlerle bu otları pişiren köylü kadınlarımızın hayata bakışlarını, geçmişteki acılarını ve gelecekten umutlarını bir tabak ot yemeğinden yola çıkarak okumak ve izleyicilere göstermek istedik. Bu sayede, yabani otlardan yapılan ot yemekleri kültürünün kuşaklararası aktarımına da dolaylı yoldan katkı sağlamayı amaçladık. Ortaya çok güzel bir sonuç çıktığını düşünüyoruz. Yine bu proje, somut olmayan kültürel mirasımızın önemli bir parçası olan İzmir’in yemek kültürünün kalıcılığının sağlanması ve geniş kitlelerle buluşturulabilmesi için, yenilebilir yabani otların araştırılması, doğal ortamlarında belgelenmesi ve bu otlardan yemek hazırlayan birbirlerinden farklı çevre ve katmanlardaki insanları bir araya getiren bir kuşaklar buluşması olarak tasarlanmıştır. İşin kalıcı olan diğer bir yanı ise projenin kitaba dönüştürülmüş olmasıdır.

"14 YABANİ OT BELİRLEDİK"

Projeyi yaparken toplam 14 yenilebilir yabani ot üzerinde çalıştık. Bunlar; şevketi bostan, tilkişen, kuzukulağı, gelincik, ebegümeci, ısırgan, sarmaşık, radika, arapsaçı, labada, körmen, turp otu, deniz fasulyesi ve deniz börülcesidir.

Öncelikle, İzmir’in farklı köylerinden, yaş almış on dört kadından, seçtiğimiz on dört ot ile bize yemek yapmalarını istedik. Yemek yaparken onlarla sohbet edip, geçmişlerini, yaşantılarını, bugünü ve yarını konuştuk. Her birinin o bambaşka ve çok renkli yaşam öykülerini dinledik. Bazen onların dertleriyle hüzünlendik, bazen de sohbetimize kattıkları bir türkü ile neşelendik. Bütün bu yaşadığımız doyumsuz anları öncelikle kendi hafızalarımıza kaydettik. Tabii ki tüm bu göz ve kulak tanıklıklarımızı aktarabilmek için kameralarımızla da kayıt altına aldık.

Projenin fotoğraf çekimlerini ve video kayıtlarını ise Adil Alpkoçak, Nejat Gündüç, Veyis Polat, Aylin Telef, Ayşegül Çetinkalp ve Yılmaz Bulut olmak üzere altı kişilik bir ekiple gerçekleştirdik. Öğrencileri, Yaşar Üniversitesi’nin Mutfak Sanatları ve Gastronomi Bölümü Başkanı Doç. Dr. Seda Genç koordine etti.             

Bu projede bizim için köylü kadınlar geçmişi, öğrenciler ise geleceği temsil ediyor.              

 Köylü kadınlar ile Üniversite öğrencisi genç şef adayları birbirlerini hiç tanımadılar, hiç bir araya gelmediler. Hatta kendilerine bundan söz bile etmedik. Hem gençleri ve hem de köylü kadınları serginin açılışına davet ettik. İlk defa burada bir araya gelecekler, birbirlerini burada tanıyacaklar. Biz de çok heyecanlıyız.

Bu çalışmada önde görünen bir tabak ot yemeğinin arkasında farklı işlevler ve katmanlar var. Onları şöyle özetleyebilirim:

*Yemek kültürü üzerinden kuşaklararası kültürel bir buluşma ortamının sağlanması,
*İzmir’in yenilebilir yabani otlarının doğal ortamında belgelenmesi,
*İzmir insanının yaşanmışlıklarının foto-öyküler yoluyla belgelenmesi, 
*Toplumdaki kültürel geçişkenliğin hızlandırılması,
-Somut olmayan kültürel mirasımızın foto-belgesel formatıyla belgelenerek geniş kitlelere ulaştırılması.”

 

Editör: Haber Merkezi