Son zamanlarda ülkemizde hızla büyüyen kripto para piyasası önümüzdeki süreçte kripto para, merkezsiz vatansız olduğu gibi, dünyada birkaç ülke ve ülkemiz hariç yasal düzenlemeleri ve mevzuatları da bulunmamaktadır. Yani bir mağduriyet yaşandığında hukuk açısından nasıl değerlendirileceğinin karşılığı yoktur. Bu yazımızda bu konuyu farklı yönleriyle ele alacağız, çünkü başta 18-24 yaş aralığı çoğunlukta olmak üzere çılgınca, anlamadan bilmeden bilgisayar veya cep telefonundan basit bir işlem ve girişle olağanüstü kazanımlar elde ediliyor veya ciddi kayıplar yaşanıyor.

Biz para diyoruz ama para değil, emtia değil, maden değil peki ne diye soracak olursanız kripto para hakkında; en basit tarifi, internet aracılığıyla kullanılan, hiçbir otoriteye, yönetime, bankaya ya da aracı kuruma bağlı olmayan, şifreli bir yöntemle (ispatlanmış emek) dijital olarak oluşturulan ve dijital ortamda işlem gören sanal paradır. Para ifadesini kullandım çünkü, genel olarak öyle ifade ediliyor. Piyasaya ilk çıkan kripto para 2009 yılında Bitcoin’dir. Bitcoin dışında piyasaya başta Ethereum, Bitcoin Cash, Ripple, Litecoin, Dash … vb. olmak üzere yüzlerce kripto para sürülmüştür. Yaklaşık dokuz bin civarında kripto para yaratıldığı, fakat bunlardan 5.500 civarında kripto paranın varlığını sürdürdüğünü söyleyebiliriz. Bu kripto paralar içinde en fazla paya sahip olan Bitcoin’dir. Piyasanın % 69 gibi bir oranı Bitcoin’e aittir. Bu nedenle Bitcoin hariç diğerleri altcoin diye ifade edilir.

Ülkemizde kripto paraları engelleyen bir yasal düzenleme yok, aynı zamanda kripto para kullanımı veya üretiminin mevzuat açısından bir düzenlemesi de yok, bu yüzden sanal cüzdanınız kaybolsa, kaybettirilirse bunu açığa çıkaracak bir hukuki altyapı bulunmamaktadır. Bu konu şu nedenle önemlidir. Özellikle son 2-3 yılda kripto para ülkemizde ciddi hacimlere ulaşmıştır. Türkiye, bu parada Avrupa birincisi ve dünya dördüncüsü konumuna yükselmiştir. Günlük hacim 7-8 milyara çıkmıştır. Bu piyasanın oyuncularının çoğu da gençlerdir. Gençlerimiz 18 yaş altı da dahil eğitimi devam ederken veya çalışma hayatında ise birikimlerini burada değerlendirerek kısa sürede çok para kazanma hırsı ile acımasızca bu piyasalarda işlem yapmaktadırlar. Gençlerimizin hayata dair yeni oluşturmaya çalıştığı tecrübeler ve karakterlerinin yerini kolay para kazanma, umutsuzluk ve mutsuzluk almaktadır. Bu kadar kolay para kazanacak ve hep kazanacak… böyle bir ortam yoktur. Şu sözü söyleyeyim “YOK ÖYLE BİR DÜNYA” ve devamında “HİÇBİR ŞEY SONSUZ DEĞİLDİR” veya “HER ÇIKIŞIN BİR İNİŞİ VARDIR” söylemleri burada atılacak adımlar için dikkate alınması gereken söylemlerdir. Bu nedenle gençleri korumak için birçok ülkede yasaklama ve kısıtlamalar getirilmiş ulusal paralar haricinde alış-verişin yasal olmadığını beyan etmişlerdir.

İddia oyunu gibi, duymuşsunuzdur, iddia oynayanlar dünyanın herhangi bir ülkesinde tanımadığı, bilmediği adını bile telaffuz edemediği takımlar için para yatırıp daha fazla kazanma isteğindeler. Kripto piyasasında da böyle alım yapanlar kulaktan duyma kripto paralara birikimlerini yatırmaktadır. Dedikodularla yapılan yatırımlar, tesadüfler hariç başarılı olamaz. Çünkü o haber size gelene kadar oldukça primlenmiştir. Aldığınızda da artık düşüşe geçmeye başlamıştır veya başlayacaktır. Kaybetmek mutsuzluk hormonunu şiddetle tetikler. Sonrasında da paramı kurtarayım bir daha asla almam dedirttirir.

Düşünün, bankadan bin lira kredi çekmek isteseniz size karınca duası gibi yazılı bir sürü evrak imzalatırlar, yetmez ise bir de kefil isterler. Ne zaman ülkemiz kripto para ile ilgili bir yasal düzenleme yapar, kripto parayı bir emtia, menkul kıymet veya para olarak tanımlarsa o zaman güvenli bir piyasa olarak belki düşünülebilir. ABD bile kripto parayı "Belli ortamlarda para gibi işleyen ama gerçek paranın bütün özelliklerini taşımayan bir değişim aracı" diye tanımlamıştır. Değişim aracı olarak bitcoin’i kullanan, kullanma isteğinde olan birçok şirket ve işletmeler bulunmaktadır. Örneğin Starbucks, Tesla gibi…

Bu para ile ilgili olarak her ne kadar blok zincirleri çok güvenli olsa da mağduriyetler yaşanmaktadır. En son devam eden Ripple davasında olduğu gibi, bu davaları sonuçlandıracak altyapı ciddi anlamda henüz kurulmamıştır. Kripto para; gelecekte banka ve finans kuruluşlarını tehdit etmektedir. Örneğin geleneksel bankacılıkta zaman alan ve pahalı olan havale/Eft işlemleri kripto para kullanarak neredeyse bedava ve anında gerçekleşen bir işlem durumundadır. Buna karşı, finans kurumları ve bankalar merkezsiz kripto paranın aslında garantisi olmadığı, bir balon gibi patlayacağı, Hollanda eski tarihinde Lale çılgınlığına veya bir çeşit Ponzi oyununa benzetildiği yönünde ifadeleri mevcuttur. Eğer bu şekilde ise, ülkemizde de bolca örnekleri vardı. Örneğin, bankerler, titan saadet zinciri, Çiftlik Bank ve hatta Uzan’ların İmar Bankası ileride yaşanması muhtemel durumları bize özetlemektedir. Hatırlarsınız bankerler ve imar bankası, çok yüksek faizler vererek mevduat topladılar, toplanan para ile sisteme ilk girenlerin ödemelerini yaparak devam ettiler, bir süre sonra mevduat gelmeyince geride kalanlara ödeyecek bir şey bulamadılar. O dönemde birçok intiharlar yaşandı. Yakın tarihte de Çiftlik Bank, sütbank tosuncuk… gibi olaylara şahit olduk. Sonuç olarak, herkes buradan para kazanacaksa/kaybedecekse üretimi kim yapacak…

“Hırs başta karar eyleyince, akıl baştan firar eyler”

Atasözü