İçinde bulunduğumuz salgın sürecinde tüm dünya evine çekilmiş ve sokaklar boşalmışken insanlığın göz ardı ettiği bir mağduriyet yaşanıyor: Sokak hayvanlarının yalnızlaşması. Yaşam ortağımız hayvanlar ne yazık ki normal zamanlarda dahi hayatta kalmak adına mücadele verirken şimdilerde çok daha zorlu bir sürecin öznesi durumundalar.

***

“4 Nisan Sokak Hayvanları Günü” vesilesi ile okuyucularımda hem bir farkındalık yaratmak hem de herkesi daha duyarlı olmaya çağırmak adına, Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin kaleme aldığı açıklamayı paylaşmak istiyorum:

“KORONAVİRÜSÜN GÖRÜNMEYEN MAĞDURLARI SOKAĞA TERK EDİLEN EVCİL HAYVANLARDIR”

4 Nisan Sokak Hayvanları Günü, insanların hayvanları koruması adına farkındalık yaratmak için büyük önem taşımaktadır. Bu gün, sokak hayvanlarının yaşam mücadelesinin farkına varılması için önemli bir gündür. Dünya üzerinde milyonlarca sokak hayvanı bir yandan açlıkla, barınmayla ve iklim koşullarıyla mücadele ederken, diğer yandan da ne yazık ki şiddet ve istismara maruz kalmaktadır. Bu manada 4 Nisan tarihi bize bu dünyanın sadece insanlara ait olmadığını, en az kendimiz kadar diğer canlıları da gözetmemiz gerektiğini hatırlatmaktadır.

Hevesle alınan evcil hayvanların sokağa bırakılması da ayrı sorun olarak göze çarpmaktadır. Özellikle son günlerde yeni tip Koronavirüsün (Kovid-19) hayvanlardan insanlara bulaştığı şeklindeki kulaktan dolma yanlış bilgiler nedeniyle, insanlar can dostları acımadan sokaklara terk etmekte, onları virüsün görünmeyen mağdurları haline dönüştürmektedir. Sahiplerine alışmış evcil hayvanların sokağa terk edilmesi, terkedilmiş hayvanların psikolojilerini olumsuz olarak etkilemektedir. Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE), “Kovid-19’un evcil hayvanlardan insanlara bulaşması ile ilgili bilimsel bir kanıt yoktur” şeklinde açıklama yapmış olup, virüs bahanesi ile evcil hayvanların sokağa bırakılması kabul edilemez bir tutumdur. Bu salgının bir sonucu olarak, sokakta yaşamak zorunda kalan hayvanlara yenilerinin eklenmemesi noktasında insanları sorumluluğa davet ediyoruz. Yaşamın sokaktaki hayvanlar için hiç de kolay olmadığını biliyoruz. Sınırsızca market alışverişlerinin yapıldığı, aşırı gıda tüketimlerinin gerçekleştirildiği özellikle sokaklarda her gün aldırış etmeden yanlarından geçip gittiğimiz sokaklarda yaşamaya alışık olmayan bu canların önemli bir kısmı açlık, susuzluk ve bakımsızlıktan hayatlarını kaybetmektedir.

Evcil hayvanların sokağa terk edilme olayını en aza indirmek, hayvanlara uygulanan şiddetin önüne geçmek ayrıca yeterli bakım-besleme ve veteriner hekimlik hizmetlerinin sağlanabilmesi için 5199 sayılı kanunun ivedilikle revize edilerek hayata geçirilmesi gerekmektedir.

Sokak hayvanları meselesi toplumsal bir görevdir. Onlar sokak değil sahipsiz hayvanlardır. Kovid-19 nedeniyle evlerimizde kalmalıyız ama sahipsiz hayvanları da unutmamalıyız. Bu konuda Belediyelerin ve İl Özel İdarelerinin besleme odaklarını daha sık ziyareti ve daha fazla beslenme odağı oluşturması da vazgeçilmezdir.

***

Geçmişte nice felaketin, krizin ve yıkımın üstesinden geldiğimiz gibi bu günleri de dayanışma ile aşacağımıza inanıyorum. Birbirimizi, hayvanları ve tüm doğayı kucaklayarak, koruyup gözeterek, evrenin miraslarına sahip çıkarak yepyeni bir yaşam ve düzen inşa etmek mümkün. Yer kürenin ihtiyacı olan iyileştirici o güç içimizde bir yerde duruyor, kendimize kulak verirsek kalbimiz bize rehberlik edecektir.

Okuyucuya sevgi ile.