CHP İzmir İl Kongresi’nden bahsediyorum, belediye seçimlerinden değil.

Kongre sürecini başından beri, kongre salonunu sabahın ilk saatlerinden itibaren takip ettik.

Salonda neredeyse herkesin bildiği gerçek şuydu ki, kongrenin başrol oyuncusu Aziz Kocaoğlu oldu.

Tüm kongre sürecine boylu boyunca dahil oldu.

Delegeleri doğrudan aradığı, kimini teşvik kimini tehdit ettiği konuşuldu. Listeleri bizzat kendisinin hazırladığı, gelen birçok önerinin üzerini çizdiği kongre kürsüsünden bile ilan edildi.

Yer yer kongre salonundan daha kalabalık olan bahçede ise en çok bunlar konuşuldu.

Yani Allah’ın bildiğini kuldan esirgemeye gerek yok, dün iki genç aday değil, kamu gücü yarıştı.

Utku Gümrükçü'nün tüm bu süreçteki en büyük hatası, salona Bayraklı Belediye Başkanı Hasan Karabağ ile kol kola girmesi oldu.

Kocaoğlu’nun İl Kongresi’ne müdahaleleri demokratik mi? Asla…

Ama Karabağ’ın ilçesindeki bir çok şeye müdahaleleri doğrudan faşizm… Bunu Gümrükçü de biliyor.

Salon devasa kamu gücüne karşı ‘Emir eri değil, parti neferi’ sloganıyla inlerken, salona Hasan Karabağ ile kol kola giren Gümrükçü de “Deniz ve ben değil, adaylar değil başkanlar ve kamu gücü yarışacak” demiş oldu.

Salondaki hemen hemen herkesin ‘henüz hazır değil’ dediği Deniz Yücel konuşmasıyla da bunu ispat etti.

‘Utku olmasın da kim başkan olursa olsun’ anlayışı, Gümrükçü’nün konuşturulmamasıyla tescillenmiş oldu.

Öyle ya da böyle İzmir’in artık genç bir İl Başkanı ama hala eskimeyen alışkanlıkları var.

Adetten olsa gerek, CHP'nin her kongresinde ‘Bu kongrenin kaybedeni yok, tek kazananı var o da partimiz’ deniyor ya…

Bu kongre için geçerli değil bence.

Bu kongrede alenen kamu gücü yarıştı. Kocaoğlu kazandı, Karabağ kaybetti!