Sevgi kutsaldır. Sevdiğimizi incitmek istemeyiz. Onu sahipleniriz, koruruz ve her fırsatta ona olan sevgimizi göstermek isteriz.

Onu göreli neredeyse bir yıl olacak. İlk gördüğümde dedim ki “Hayatımda olmalı ve ben ona hayat vermeliyim.”

Kedim Gümüş. 20 Ağustos gecesiydi. Bir arkadaşım Gümüş’ün fotoğrafını paylaşmıştı. Görünce çok tuhaf oldum, öyle değişik bir histi ki benim için. Daha önce de birçok sahiplendirilmesi için paylaşılan kedi ilanı görmüştüm ama böyle etkilenmemiştim. Etkilenmeyi bırakın ben hayatımda hiçbir kediyi kucağıma alıp sevmemiş hatta el sürmemiştim. Mahallede çöp kutularının üzerinde haşin haşin bakan kedilere laf atar onlarla karşılıklı atışırdım. Kedi sahiplenmiş arkadaşlarla da dalga geçerdim. “Özlem neredesin? Konser başlayacak.” “Veteriner arıyormuş sokakta bir kedi bulmuş. Bunun için konser mi kaçar ne tuhaf değil mi ?” Diye dedikodusunu yaparken ben aynı duruma düştüm.

Hayat kırkından sonra başlar(Çok seviyorum ben bu sözü). Benim sevdam da kırkımdan sonra başladı. Kırk Kadın Kedi. Onun bana ihtiyacı vardı benim de ona. Belki benim ona daha çok. Bulduklarında iki gözünü de enfeksiyondan kaybetmek üzereymiş ve kenelerin hücumundan kanı çekilmiş bir deri bir kemik halinde. Yaşamını sokakta devam ettiremeyecek durumda. Tedaviye olumlu cevap vermiş ve bir gözünü kurtarmış, yuva arıyorlardı. Öyle bir heyecan sarmıştı ki, hemen işlemleri hallettik, yanında Mişayı da sahiplendik. Böylelikle iki hayat kurtarmanın verdiği rahatlıkla da eve döndük. Üçken beş olduk. Bu iki kız hayatımızı, evin enerjisini değiştirdi. Onlarla daha bir uyumlu huzurlu oldu evimiz. Birbirimizle ve çevremizle olan iletişimimiz daha bir olumlu olmaya başladı. Çok mutluyduk mutluyuz.

Mutluyuz mutlu olmasına ama onlar mutlu mu? O var işte. Daha önce İzmir’in fili Bahadır hakkında ve onun yaşamını nasıl yok ettiğimiz hakkında yazmıştım. Bunu yazdıktan sonra başka bir kedi sahibi arkadaşım bana şu soruyu sordu. “ Sence biz de kedi besleyerek aynı şeye sebep olmuyor muyuz?”

Kafam o günden beri karışık. Gümüş ve Mişa için en iyisini yaptığımı düşünürken aslında kendim için mi en iyisini yapıyordum? En iyisi bu mu? Onların yaşamlarını kendi yaşamıma adapte etmek mi? Kendimi çok suçlu hissediyorum bazen. Bunun ayırdına varamıyorum. Şimdi ben kızlara iyilik mi ediyorum, kötülük mü?

İkisini de sahiplendiğimden beri veterinere gitmek dışında evdeler. Çünkü kaçabilirler zarar görebilirler. İkisini de kısırlaştırdık. Çünkü gideremediğimiz fizyolojik ihtiyaçları onlara acı veriyor.

Onları severek suç işlemeye devam ediyorum. Bahadırı sevdim onun ömür boyu demir parmaklıklarla çevrili dar bir alanda yaşamasına sebep oldum. Kızları sevdim ve onları eve hapsettim. Onlarında Bahadır gibi yaşaması gereken temel ihtiyaçlarına engel oldum. Benim tatmış olduğum annelik duygusunu yaşayamayacaklar. Diğer anne kedilerin yaptığı gibi yavrularını yalayıp temizleyemeyecekler. Sokaklarda ulaşabilecekleri en yüksek hızda özgürce koşamayacaklar. Çatılarda dolaşıp kafa kafaya verip güneşin batışını seyredemeyecekler. Diğer kedilerle alan kavgası yapamayacaklar. Oldukları yerde yiyip, içip şişmanlayarak bizim mutluluğumuz için çabalayacaklar. “ Aaa sahibim gelmiş, ben bir köle olarak gideyim de sevdireyim kendimi. Bir iki mır mır. Sahibim de mutlu olsun.”

Hadi ben yine kötünün iyisiyim. Şımarık isterikli çocuklarına laf geçiremedikleri için kedi köpek sahiplenenler, bakmayı beceremeyince de sokağa atanlar. Sahiplendikleri hayvanı eğitmek adı altında dövmeler gazeteyle vurmalar, aman koltukları zarar görmesin diye kedilerin tırnaklarını patisinin içindeki son ekleminden çektirenler ( Ben bunu dün duydum. Büyük bir vahşet.)

Hepimiz suçluyuz. Dünyada yaşaması gereken tek tür olduğumuzu düşündüğümüz ve diğer türlerin yaşama hakkını yok ettiğimiz için suçluyuz.

Bizler kötünün iyisi olanlar, işlediğimiz suça daha iyi bir çözüm buluncaya kadar devam etmek zorundayız. Ama mutlaka sokak hayvanları için evde sahiplenme yerine başka sahiplenme şekilleri bulunmalı başka yaşam ortamları yaratılmalıdır. Gerçek bir hayvan olabilmek için bu diğer türlere bir borç olarak benimsenmelidir. Hayvan kalın....