İzmir Büyükşehir Kent Konseyi’nin 17.’nci Seçimli Genel Kurulu 12 Şubat 2022 Cumartesi günü toplandı.

İzmir Kent Konseyi’nin 17.’nci Genel Kurulu’nda Başkanlığa İZELMAN Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Adnan Akyarlı 3.’üncü turdaki oylama sonucunda seçildi.

Prof. Dr. Adnan Akyarlı seçkin bilim insanı, aynı zamanda da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde başarılı bir üst yönetici ve yetkin bürokrattır.

Prof. Dr. Adnan Akyarlı’yı seçildiği Kent Konseyi Başkanlığı görevinde de başarılarının artarak devam edeceği inancıyla içtenlikle kutluyorum.

Önceki Başkan Seniye Nazik Işık da, görev süresince katılımcı demokrasinin sivil toplum örgütlerine yüklediği sorumluluk duygusuyla Kent Konseyi ve Büyükşehir Belediyesi arasında sağlıklı bir iletişim ve işbirliği sağlayabilmiştir.

Başarılı hizmetlerinden ötürü önceki Başkan Seniye Nazik Işık’a içten teşekkürlerimi sunuyor, yeni yaşamında da sağlık, mutluluk ve başarı diliyorum.

Kent Konseyi; sivil toplumun geniş katılımlı örgütlenme modeli, yerel demokrasinin de çoğulcu, çok sesli, dayanışmacı, yurttaşlık hakkını koruyucu ve kentsel yaşamı düzenleyici fonksiyonuyla da, demokrasiye kalite kazandıran bir oluşumdur.

Nitelikli Çağdaş demokrasinin taşıyıcı sütunları; yerellik, katılımcılık, çoğulculuk, çok seslilik, saydamlık ve hesap verebilirliktir.

İzmir Büyükşehir Kent Konseyi’nin temel felsefesi; çok aktörlü, toplumsal ortaklığa dayalı, değişimci, yenilikçi, sonuç odaklı çalışma kültürünü ve ortak aklı önceleyen bir yönetim anlayışını öngörmektedir.

Karar mekanizmasında yer almayan kent konseyi; ilkelerini yaşama geçirebilecek bir ortamı bulamaz.

Diyebiliriz ki; Kent Konseyi yerinden yönetimin ve katılımcı yerel demokrasinin omurgasını oluşturmaktadır.

Kent Konseyi; sivil toplumun ve kamu kurumlarının “ortaklık” anlayışıyla birliktelik oluşturduğu, ortak aklın ve uzlaşmanın temel alındığı, toplumsal geniş kapsayıcılık özelliğiyle de, toplum kesimlerinin kent yönetimine katılımını sağlayan, kaliteli ve yaşanabilir kent için gönüllülük esasına dayalı “ortak” oluşumdur.

Kent Konseyi’nin beklenen hizmetleri yerine getirebilmesi ve projeler üretip geliştirebilmesi için “rahat” bir çalışma ortamının sağlanması, Belediye Meclisi toplantılarına katılabileceği koşulların hazırlanması ve karar sürecinde etkin olması; katılımcı yerel demokrasiyi güçlendirir.

KENT KONSEYİ; YEREL DEMOKRASİYE KALİTE KAZANDIRIYOR

Özgürlükçü, çoğulcu, katılımcı ve örgütlü demokrasi; yerel demokrasiyle taçlandırıldığında, kaliteli ve çağdaş bir nitelik kazanır.

Yerelden filizlenmeyen demokrasinin, odağında insan olmayan bir “üst yapı” yönetimi anlayışını yansıttığı değerlendiriliyor.

Yerel demokrasi; felsefi olarak halkın yönetime katıldığı ve karar mekanizmasında etkileyici, belirleyici konumuyla söz sahibi olduğu demokrasidir.

Yerel demokrasiyle oluşan yerel yönetim; yerel kalkınmanın ve kentsel sorunların çözümünde, kentsel vizyonun oluşmasında en etkili organdır.

Sivil toplum örgütü niteliğini taşıyan Kent Konseyi de; halkın yönetime katılma hakkını kullandığı meşru, yasal ve demokratik bir organdır.

KENT KONSEYLERİ İŞLEVSEL OLMALI

Önemli olan nokta; Kent Konseyi’nin “işlevsel” bir nitelikte olması, yerel demokrasinin ve yerel kalkınmanın güçlendirilmesine “katkı” verebilmesi için tarafsız, bağımsız ve özerk bir yapı özelliği taşımasıdır.

Ancak; Kent Konseyleri bazı belediyelerce belediyeye bağlı bir organ gibi algılanmakta, bu durum da; özünden saptırılan Kent Konseyi’nden beklenen demokratik hizmet üretiminin elde edilmesini engellemektedir.

Belediye Yasası’nın halkın yönetime katılmasıyla ilgili “Hemşehri Hukuku” başlıklı 13.maddesi; kentte yaşayan herkesin “katılım, bilgilenme ve yararlanma” hakkını hükme bağlıyor.

Bu yasa; aynı zamanda, “yurttaşlık hakkı ve hukukunu” tanımlıyor.

Ancak; kentte yaşayan yurttaşlar, yerel yönetimlerde “karar süreci”ne katılım haklarını kullanamıyorlar.

Oysa; meşru ve yasal bir organ olan kent konseyi; vatandaşın “yönetimine ve karar süreci”ne katılma hakkını kullanamaması durumunda atıl ve işlevsiz kalır. Bunun anlamı da; yasanın uygulanmamasıdır.

VERİMLİ HİZMET

Bu arada; Kent Konseyi’nin görev ve sorumluluğu yasada “kent vizyonunun ve hemşehrilik bilincinin geliştirilmesi, kentin hak ve hukukunun korunması, sürdürülebilir kalkınma, saydamlık, hesap sorma ve hesap verme, katılım ve yerinde yönetim ilkesini hayata geçirmek için halk örgütlenmesi” olarak tanımlanıyor.

Meslek kuruluşlarının, sendikaların, siyasi partilerin, kamu kuruluşlarının ve mahalle muhtarlarının temsilcilerinden oluşan Kent Konseyi’nin işlevsel olması, verimli hizmet üretmesi için belediye meclisi toplantılarına aktif olarak katılmaları, önerilerinin ve değerlendirmelerinin dikkate alınması gerekir.

Sonuç olarak: Kent Konseyi’nin yerel demokrasi ve yerel kalkınmayı güçlendirmesi; bağımsız, tarafsız ve özerk bir yapıda işlevsel olmasına bağlıdır.