Karşıyaka yahut nam-ı diğer ‘otuzbeşbuçuk’. Bu tabir İzmirliler için sıradan olsa da, İzmir dışında yaşayan Karşıyakalılar için çok şey ifade eder…

Memleketin her köşesindeki ‘karanlıkçıların’ en ürktüğü yerlerin başında gelir, çünkü ışık, bu beldenin en küçük hücresine bile yerleşiktir, söküp atamazsınız!

Kurtarıcımız Mustafa Kemal, annesini bu şehrin güzel insanlarına emanet etmiştir, o gün bugündür yatar Zübeyde Anne Karşıyakalıların kalbinde; gömütü her mevsim çiçekler içindedir.

Hayatın aydınlanma cephesinde duranlar için özgür ve vazgeçilemez diyardır; sevenleri çoktur, sevmeyenleri de vardır!

Sözün özü, sevenlerinin niye çok sevdiği ve sevmeyenlerinin niye nefret ettiği en net olan, kenttir.

Sevdiğim pek çok şair, sanatçı bu kentte yaşıyor yahut bu kentin suyunu içmiştir.

Sözgelimi Şükran Kurdakul buralıdır. Attilâ İlhan Menemen’de doğsa da, lisenin ilk yıllarını burada okumuş ve ilk gençliğini Karşıyaka sahilinde yaşamıştır. Salah Birsel burada doğmuştur. Sevgili Dinçer Sezgin adına bir park vardır burada ve içinde de bir heykeli; özledikçe gider bakarım, içlenir içlenir ağlarım… Suat Taşer’i ne çok severdi Taner Ünlü, şimdi ikisi de yok ama sahile çıkınca seslerini duyabilirsiniz, çünkü Suat Taşer, adının verildiği tiyatrodan şiirler okur Taner’e… Samim Kocagöz Kuvayı Milliye atlılarının geçişini buradan gözler en çok da… Tarık Dursun K neler neler düşlemiştir bu kent için… Yusuf Nalkesen’in şarkıları salınır durur hâlâ Körfez’de. Özdemir Nutku şimdi buradan seyretmektedir yıldızları… Fahir Aksoy’un tuvalindeki renkler boyar durur Karşıyaka sokaklarını. Metin Altıok’un Sivas’ta yanan güzelim bedeni buranın suyuna değmiştir…

Bu satırların yazarı da, uzun yıllar bu güzel beldede yaşamış olmanın, ekmeğini burada kazanmış olmanın onurunu taşıyacak, son nefesine değin…

Karşıyaka içlerinde şu an yaşayan sanatçıları, yazarları, şairleri birer hazinedir. Şiir, körfeze taşar buradan; kulaklarınızla görürsünüz, gözlerinizle duyarsınız...

İşte bu sanatı, sanatçısı, şairi bol kültür şehrinin belediye başkanı Cemil Tugay, 21 Ocak Salı akşamı İz Gazete yazarlarına bir yemek vererek kentinin sorunlarını, kenti için yapmak istediklerini, yapamadıklarını; kısa vadeli, uzun vadeli tasarımlarını anlattı… Sorulara verdiği yanıtlar, O’nun son derece donanımlı, zarif bir insan olduğunun altını çizdi her cümlede…

Elbette herkesin yarası kendine büyük, diyerek Karşıyaka’da kültür, sanat, şiir adına neler yapacağını sorduk; uzun uzun anlattı sevgili başkan. Fakat konuşmasını getirip bütçeye ve tasarrufa dayandırmadan da edemedi. E elbette muhalif belediyelerde bütçe yönetimi, iktidar belediyelerinden çok daha değerli, çünkü bütçeler daha sınırlı ve ‘müfettiş ziyaretleri’ onlarca kat fazla, amenna!

Fakat muhalif belediyeler, bütçelerini ‘insan’ refahı için daha güçlü harcaması gerekenlerdir, çünkü ‘sosyal belediyeciliğin’ gereği budur. Bir beldede insanlar mutsuzsa, o beldenin kanalizasyonları altından olsa ne fayda! Yani belediyelerde bütçe yönetimi kuşkusuz en değerli şey ama tek başına “tasarruf” yaparak da belediye yönetmek olanaklı değil! Bunları tek başına sevgili başkanın sözlerine yönelik yazmıyorum, genel olarak bütün muhalif belediyeler için geçerli bu sözlerim!

Neyse, bütün bu tasarruf düşüncesi, maddi olanaksızlıklar vesaireye karşın, pek değerli tasarımları da var sevgili başkanın. Sözgelimi Şubat sonlarına doğru önemli bir “Edebiyat/ Sanat Festivaline” ev sahipliği yapacaklar. Başkanlık danışmanı sevgili arkadaşım yazar/dramaturk Haluk Işık’ın koordinasyonunda değerli bir etkinlik olacağını, sevgili başkan Cemil Tugay’ın heyecanından anlamak mümkündü... Tane tane ve içten konuşmasındaki sıcaklıktan seziyorsunuz ki, Şubattan başlayarak Karşıyaka İzmir’in önemli kültür etkinliklerinin ev sahibi olacak. Başkanın bütün etkinliklerini samimiyetle izleyip, “iyiye iyi” diyeceğimizi ve değerlendirmelerimizde en az kendisi kadar içten, samimi, duyarlı olacağımızı şimdiden okurlarımıza içtenlikle duyurmak isterim.