Kaliteli rakipler lazım bizim ligimize. Birbirini yukarı çekecek, rekabeti artıracak rakipler. Çünkü gemi batmak üzere..

Maliyetimiz düşük olsun, nasılsa ligde kalırız düşüncesi ile hareket eden İzmir takımlarımız maalesef Süper Lig’e veda etti. Takımın eksik parçaları en baştan belliyken müdahale edilmedi. Bununla birlikte daha alt seviye oyuncularla yola devam edildi. Ligin sonuna doğru ise iş işten çoktan geçmişti. Düşme potası ile üst sıraların makası iyice açıldığında anlaşıldı kalite farkı. Göztepe ve Altay’ın 16. sıradaki Giresun ile arasında neredeyse 15 puan fark oluştu. Elbette ligden düşmek de bu işin içinde var. Ancak bu kadar fazla puan farkıyla ligden düşmek, kalitesizlikten kaynaklı diye düşünüyorum.

Uzun zamandır takip ettiğim diğer liglere bakıldığında sondan 3 takımla düşme potası sınırındaki takımlar arasında bu kadar fark çok nadir görülecek bir durum. Çünkü rakipler kalite artırarak birbirleriyle rekabet ediyor. Stadyum, taraftar ve transferlerle rakip oluyorlar birbirlerine. Başkan ve para kazanma odaklı ilerlemiyor sistem. Bizim kulüp başkanları, kamuoyunda duyulmak için kulüp başkanı oluyor. Mehmet Sepil’i Göztepe’den önce kaç kişi tanıyordu, şimdi kaç kişi tanıyor? Bu anlayışın sonu başarısızlığı getiriyor. Binlerce taraftarı olan yüz yıllık kulüpler harcanıyor. Rakipler gaza basarken, bu kulüpler yerinde sayıyor.

Kaliteli futbolcu getirirseniz, rakipleriniz de sizinle rekabet etmek için kaliteli futbolcu getirecektir. Kaliteli futbolcularla oynanan ligin değeri yükselecek, gelir yüzdesi büyüyecektir. Hatırlayın, Roberto Carlos, Drogba ve Van Persie gibi futbolcular varken ligimizin izlenme oranlarını. Takımlar hem rekabeti artırıyordu, hem seyir zevkini.

Yine o günlere dönmek için çok geç olmasa da ekonomik anlamda zor. Döviz kurları, kulüplerin borçları ve yanlış yönetimlerle batmanın eşiğinde kulüplerimiz. Göztepe ve birkaç kulüp için geçerli olmasa da futbolumuz dibi görmek üzere. Bu ortamda Fenerbahçe, Jorge Jesus gibi bir futbol adamını ülkemize getirdi. Dolayısıyla rakipleri de buna göre politikalarını belirlemek durumunda. Bu tarz adamlar, hem futbolcuların için hem de futbol otoritelerinin ilgisini çekiyor. Transferleri kolaylaştırıyor çünkü futbolcular böyle hocalarla çalışmak için maaşlarından fedakârlık yapabiliyor.

Önümüzdeki sezon, her kulüp için aslında bir vitrin sezonu olacak. Yurtdışından izlenme oranları artacak. İzmir takımları bu fırsatı kaçıracak olsa da, 23-24 sezonu için iyi hazırlanmalılar. Böyle bir vitrinde yer almak için gereken ne varsa yapmak zorundalar. Aksi halde yine üzülen taraftarlar ve sporseverler olacak.