‘Çocukluk bir cehennemdir.Bunun en önemli nedeni bize yapılanların yanlış olduğunu bilmememiz…’ diye başlıyor,Nihan Kaya’nın İyi Aile Yoktur adlı kitabı. Bu cümlede özneyi ‘kadın’ olarak da değiştirebiliriz bence. Şöyle ki, toplumsal cinsiyet rollerine dair farkındalığımız yoksa kadınların ellerinin bulaşık yıkamaya ve ya yemek yapmaya uygun şekilde dizayn edildiğine inanırız mesela. Erkeklerin kadınlardan daha akıllı, kadınların erkeklerden zayıf ve korunmaya muhtaç oldukları öğretisini sorgulamak aklımızdan bile geçmez. Erkek şiddet uyguladığında ‘aslında seviyor, sevdiği için kıskanıyor, kıskandığı için dövüyor.’ diye kendimizi kandırırız.

  Kadınlık cehennemdir. Çünkü çoğumuz yaşamak zorunda olduğumuz cenderenin farkında değiliz. Farkında olanlarımız için de tam bir ‘kurtulmuşluk’ söz konusu değil. Çünkü kadınlar için özgür, eşit ve adil bir dünya yaratmak meşakkatli bir yol!Bireysel çabalar önemli ama yeterli değil;  örgütlü bir hal, köklü dönüşümler sağlamayı gerektiriyor.

Tüm bunların yanında kadınların da çocukların da içinde oldukları cehennemin - maalesef - çok ama çok farkında oldukları zamanlar var:

 Ekonomik kriz dönemleri mesela…  İlk işten çıkarılan ya da ücretleri düşürülenler biz kadınlar oluruz. Krizin hane bütçesine açtığı delikleri kapatabilmek için her zamankinden daha fazla fedakarlık yapmak zorunda kalanlar da bizleriz. Parasızlıktan okulu bırakıp, çalışmak zorunda kalan çocukların sayısı artar bu dönemlerde.

Savaşlarda mesela… İktidar, para, güç için erkeklerin çıkardığı savaşlar en çok kadınları ve çocukları etkiler! Savunmasız çocuklar ölür, sakatlanır. Annesiz babasız kalır. İstismara uğrar. Ailesinden geri kalanlarla birlikte göç etmek zorunda kalır. Eğer sahte bir can yeleği üzerindeyken deniz suları cansız bedenini kıyıya vurmazsa, bir metro girişinde annesinin kucağında aşağılayıcı bakışlar altında büyür.

Kadın bedeni savaşta ‘ganimettir.’ Tecavüz edilen her kadın fethedilmiş bir kara parçasıdır düşman için. Köle pazarlarında satışa çıkarılır kadınlar! Zorunlu göç, yoksulluk, yoksunluk, taciz, tecavüz, emek sömürüsüdür savaş kadınlar için! Sevgililerini, oğullarını, kardeşlerini, eşlerini kurban verirler bu uğurda! Yaralanır hem bedenleri hem ruhları!

     Bu yüzden en çok kadınların ve çocukların ‘düşüdür’ barış! Kadınların ve çocukların cehennemine son verecek, eşitlik, özgürlük ve adalet, ancak barış ortamında tesis edilebilir.