GİZEM TABAN/ İZ GAZETE- İzmir Büyükşehir Belediye (İBB) Meclisi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu Başkanı ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Sözcüsü Avukat Nilay Kökkılınç, İBB’nin kadına bakış açısını ve komisyon olarak yaptıkları çalışmaları anlattı. Kökkılınç kadınlarla ilgili kanun maddelerinde revize ihtiyaç olduğunu vurgularken toplumsal cinsiyet eşitliği noktasında eğitimler verilmesi gerektiğini de söyledi. Kökkılınç ayrıca, siyasetçilerin kadına yönelik söylemler konusunda daha dikkatli ve özenli davranması gerektiğini kaydetti.

İZ DERGİ'Yİ OKUMAK İÇİN LİNKE TIKLAYINIZ

‘EŞİT YAŞAMI DESTEKLİYORUZ’

İBB’nin hem yönetici kadrosu hem istihdam noktasında kadını önceleyen politikalar uyguladığını belirten CHP’li Kökkılınç, Büyükşehir’in stratejik planında da kadınlara yönelik çalışmalara ağırlık verildiğini söyledi. Kökkılınç, Büyükşehir’in kentteki kadınlarla ilgili çalışmalarında da STK’lar ve meslek odalarıyla iş birliği içerisinde hareket ettiğini belirtti. İzmir’in, Birleşmiş Milletler’in (BM) ‘Kadın Dostu Kent’ unvanına sahip olduğuna dikkat çeken Kökkılınç, “İzmir Büyükşehir Belediyemiz, BM’nin Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin 5’inci maddesinde yer alan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği başlığı doğrultusunda hizmet üretmeye gayret ediyor. Büyükşehir, insan hakları kapsamında ihtiyaçlara cevap verme noktasında insanın özgürleştirilmesi, mutluluğu, saygınlığı ve şiddetten korunması anlamında herkese açık hizmet üretir. Partimizin ve belediyemizin hizmet politikası; din, dil, ırk, etnik köken gibi hiçbir ayrım yapmaksızın herkese hizmet üretmektir. Kadın ve erkek eşitliğini dengeleyecek, adaletli yaşamı destekleyecek, müşterek/müşterek olmayan toplum içerisindeki yaşam koşullarını iyileştirecek çalışmalar bizim bakış açımızı oluşturuyor” dedi.

KADINLARA YÖNELİK YAPILAN ÇALIŞMALAR

İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Komisyonu olarak kadınlara yönelik hayata geçirdikleri çalışmaları anlatan Kökkılınç şunları söyledi: “Yaklaşık 2 yıldır görev yapıyoruz ve CHP’li bir belediyeyiz. Dolayısıyla sosyal demokrasiden gelen bir bakış açımız var. Kadın haklarına, insan hakları kapsamında bakıyoruz. Görev yaptığımız süre boyunca komisyon olarak 25’e yakın karar aldık. İlk yaptığımız çalışmalardan biri kamu spotlarıydı. Kız çocuklarının desteklenmesi, kadınların güçlendirilmesi konusunda çalışmalar yaptık, eğitimler verdik. Kamu spotlarıyla farkındalık oluşturmak için çalışmalar yaptık. İzmir’de müthiş bir kadın dayanışması var. İzmir’in nüfusunun yarısı kadın ve kadın alanında çalışan çok sayıda STK ve meslek odası var. Dolayısıyla onlarla çalışmak bizi güçlendiriyor. Örneğin, İzmir Barosu’yla yaptığımız protokol neticesinde şiddet görmüş kadınlara ücretsiz hukuki destek sağlanıyor. Evlilik öncesi eğitimlerle ilgili derneklerle çalışmalarımız var. BM Genel Kurulu’nun şiddetle mücadelede farkındalık amacıyla turuncu rengin seçilmesi kararı vardı. Bunun üzerine komisyonumuzun verdiği önerge doğrultusunda Peyzaj Mimarlar Odası ile bir protokol yaptık. Şiddet sebebiyle yaşamını yitiren kadınları anmak ve şiddetle mücadelede farkındalık yaratmak için turuncu bahçeler oluşturacağız. Türkiye Kadın Dernekleri Federasyonu, Turuncu Dernek gibi birçok dernekle kadına yönelik çalışmalar ve kadına yönelik şiddetle mücadele konusunda protokoller yaptık. Kent Kadın Müzesini kuruyoruz, kadınların mücadelesini yansıtan uluslararası standartlarda bir müze olacak. İkinci sığınma evimizin inşasını bitirdik. Anahtar Kadın Çalışmaları Bütüncül Hizmet Merkezi adı altında yepyeni bir model oluşturduk. Burada kadın çalışmalarına yönelik her ihtiyacı karşılayacak alanlar yarattık. Toplu ulaşım araçlarımızda kadın istihdamına önem veriyoruz, kadın şoförler, kadın kaptanlar istihdam ediyoruz.  Türkiye’ye örnek bir çalışma oldu. İzmir Yıldızı çalışmamız var; kız çocuklarına destek veren, kadınların güçlendirilmesi noktasında kamuyla ortak projeler yürüten, kadın istihdamını sağlayan işletme sahibi veya vatandaşlara belli kriterler doğrultusunda İzmir Yıldızı vererek onları onurlandırmak, teşvik etmek ve kente tanıtmak istiyoruz. Uluslararası Karikatür Yarışması düzenledik, BM’den sonra böyle bir yarışma düzenleyen ilk kent olduk. Uluslararası alanda çok ilgi gördü, bin 600’den fazla eser geldi. Bu karikatürlerin telif haklarını aldık. Bunları kentin her yerinde kamu spotları şeklinde, toplumsal mesajlarla birlikte kent halkına sunacağız. Kadın girişimcileri desteklemek noktasında kadınlara mikro kredi sağlama konusunda çalışıyoruz. Barınma evleri konusunda projelerimiz var.”

‘KANUN REVİZE EDİLMELİ’

Kadına yönelik özellikle Medeni Hukuk ve Aile Hukuku’nda kişi hak ve özgürlükleri hususunda çalışmalar yapılması gerektiğini söyleyen Kökkılınç, “Medeni Kanun’un tekrardan incelenip revize edilmesi ve kadınlarla ilgili maddelerin yeniden değerlendirilmesi gerekir. Örneğin, kadın ve erkek birlikte bir evde yaşarken boşanıyor, kadın aynı evde kalmaya devam ediyor, sonra erkek kadını müdahalenin meni dediğimiz bir dava yoluyla evden çıkarabiliyor, çıkardığı zamanda o noktada kadın yüksek noktada yargı giderleri ile karşı karşıya kalıyor. Yasaların, bu tür davalarda kadınları mahkemelerde hak aramaktan vazgeçirmeyecek noktada olması lazım. Çözmemiz gereken çok fazla sorun var, bunların yasal düzlemde çözülmesi lazım. Kadının hem aile içinde hem aile dışında bir yeri var, kadın başlı başına bir varlık. Bunları erkeklerin kabul edebileceği noktada bir yasal düzleme ihtiyaç var. Şiddet konusunda caydırıcı ve önleyici cezalar olmalı. Sadece yasa yazmak veya revize etmek de değil, uygulanabilir yasalar oluşturulmalı” dedi.

‘SİYASETÇİLER DİKKAT ETMELİ’

Siyasetçilerin kadınlara yönelik söylemleri ve diline dikkat etmesi gerektiğini vurgulayan Kökkılınç, “Özellikle cinsel şiddet konusunda, örneğin ‘Kadının o saatte orada ne işi varmış?’ deniliyor. Bazı yargı kararlarına bu bakış açısının yansıdığını görüyoruz. Kadının her saatte her yerde her işi olabilir. Bu bakış açısını görmemiz gerekiyor. Kadının güven ortamı içerisinde yaşamasını sağlayacak alan yaratılmalı ve buna yönelik yasal tedbirler alınmalı. Ne olursa olsun, ne giyerse giysin, ne söylerse söylesin, kadının istemediği bir şeyi yapmak zorunda bırakılmaması gerektiğini öncelikle siyasetçilerin görmesi gerekiyor” diye konuştu.

‘MÜFREDATTA YER ALMALI’

Toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda topluma eğitim verilmesi gerektiğini belirten Kökkılınç, “Özellikle çocukların, okullarda toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını öğrenerek yetişmesi gerekiyor. Her şey matematik, coğrafya değil. Kadın ve erkeğin eşit olduğu, birbirine saygı ile yaklaşması ve müşterek alan içerisinde sorumluluklarını paylaşması gerektiği noktasında eğitim verilmeli. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin, anaokulundan itibaren okul müfredatlarında mutlaka yer alması gerekir” açıklamalarında bulundu.

Editör: Haber Merkezi