İzmir Kadın Kuruluşları Birliği Başkanı Huriye Serter, Kadın Hareketlerinin tarihçesini anlatarak sözlerine başladı. 8 Mart’ın milat olarak alındığını kaydeden Serter, İzmirli kadınların o tarihten önce olan protestolarını da anlattı. Serter, “İstanbul Sözleşmesini ilk imzalayan ülkeyiz ama günümüze gelince oyundan çıkıyoruz. Aile ve kadının şiddetten korunmasıyla ilgili bir sözleşme. Bunun içinde tecavüz, kadın sünneti gibi birçok konuda kadın haklarını korumak için imzalanmış en büyük sözleşme. Zaten bu sözleşmelerden çok önce Atatürk’ün verdiği haklar var. İstanbul Sözleşmesi 4 ilkeye dayanıyor, önleme, koruma, cezalandırma, bütüncül politikalar. Maalesef bir anket yapılmış ve kadınların yüzde 51’nin sözleşmeyi bilmediği ortaya çıkmış. Biz bu sözleşmeden çıkabilir miyiz? Biz uygulansın diye savaş verirken, birdenbire sözleşmeden çıkalım söylemleri ortaya çıktı. Tamam çıkalım da haklı gerekçeleriniz var mı?“ diye sordu.

Kadına şiddeti istatiksel rakamlarla anlatan Serter, “Biz İzmir Kadın Kuruluşları Birliği olarak çıkmamamız gerektiği fikrinin sonuna kadar arkasındayız. Bu sözleşmeden çıkmamalıyız. Haksızlığa gelemeyiz. Bu konuyla ilgili yaptığımız işler var, bir farkındalık projesi geliştirdik. Bunun için maske yaptırdık üzerinde ‘İstanbul Sözleşmesi güvencemiz‘ yazan. Özellikle erkeklerden de istedik bu maskeleri takıp farkındalık yaratmalarını“ dedi.

‘ŞİDDETİ İÇSELLEŞTİRMİŞ‘

1 milyon 800 bin kadının Türkiye’de okuma yazma bilmediğini bunun ‘hiçbir şey bilmiyor‘ anlamına geldiğini belirten Serter, “Yüzde 28 kadın erkekler tarafından şiddete uğramayı içselleştirmiş. Çünkü eğitimsiz bırakılmış. 8 milyon 100 bin kadın istihdamda görünüyor ama bunun yarısı kayıt dışı çalışıyor. Bu İzmir nüfusu kadar potansiyel. Girişimciliğe baktığımızda 110 bin civarında kadın girişimci. Bu toplam girişimcilerin yüzde 8’ini oluşturuyor. Çok düşük. Kadın olarak çok doluyuz. Kadın kotalarının yükseltilmesini değil, sadece parlemontada değil yerelde de kadın sayısının artmasını istiyoruz. Kotalarla da sorunumuz var. Annelik bir ceza gibi kadınlara dayatılıyor iş hayatında. 153 ülke arasında 130’uncu sıradayız, gitgide geriliyoruz. Bu da çok üzücü bir durum“ ifadelerini kullandı.

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin önemini anlatan Serter, eşitliğin sağlanamadığı halde diğer hedeflere ulaşılamayacağını söyledi. Serter, bunun için erkek eşitlik elçileri aradıklarını kaydetti. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin geliştirdiği ‘Anahtar‘ projesini anlatan Serter, proje yapılırken Kadın Sivil Toplum Kuruluşlarına danışıldığını hatırlattı ve Konak’ta kadınlar için dijital girişimcilikle ilgili kurs verileceğini, okullarda eşitlik dersi istediklerini ve kadın bakanlığı kurulmasını istediklerini dile getirdi.

Editör: Haber Merkezi