Ege’nin en küçük kasabalarından olan Karaburun’da, Kadın Platformu üyesi 150 kadın 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde meydanları doldurdu. Karaburun Kadın Platformu, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için toplanarak polislerin tüm müdahale uyarılarına rağmen pankart ve sloganlarıyla birlikte 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü coşkuyla kutladı.

KADIN BAŞKANDAN DESTEK MESAJI

Kadın Platformu üyeleri alkış ve ıslıklarla yürüyerek sık sık Türkçe ve Kürtçe “Kadın Yaşam Özgürlük, Jin Jiyan Azadi” sloganları attı. Platform üyeleri kadınlar ayrıca son yıllarda artan kadın cinayetlerine de tepki çekti. Karaburun Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan da 8 Mart için bir araya gelen kadınlara alana gelerek destek verdi. Başkan Erdoğan kısa bir konuşma yaparak Kadınlar Günü’nü kutladı.

Daha sonra grup üyeleri adına basın açıklaması okuyan Berna Kocaboz Öztürk şu ifadeleri kullandı:

“Biz Karaburun Kadınları olarak, bu yıl da, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde, umutla, inatla, dayanışmayla yan yanayız, meydanlardayız. Heyecanımızla, neşemizle, rengarenk dövizlerimizle, şarkılarımızla elele, omuz omuza hep birlikteyiz.

Erkek şiddeti ve kadınlara yönelik saldırılar bu yıl da hız kesmedi. Hızla artan erkek şiddeti, kadın cinayetleri biz kadınlara YAŞAMAK İÇİN direnmekten başka yol olmadığını gösterdi, ŞİDDETİNİZE BOYUN EĞMİYORUZ. Cinsiyetçiliğe, militarizme, savaşa, sömürüye, erkek egemenliğine, devlet şiddetine, erkek şiddetine, tacize, tecavüze, kadın cinayetlerine, hep birlikte HAYIR demek için buradayız, sokaklardayız.

ERKEN EVLİLİK DEĞİL ÇOCUK İSTİSMARI

Siyasi iktidar, kadın düşmanı politikalarını bu geçtiğimiz yılda da şiddetini artırarak sürdürdü. Erkek şiddetini meşrulaştırıcı sözlerine ve uygulamalarına devam etti. “Erken Evlilik” aldatmacasıyla çocuk istismarını meşrulaştırma çabalarını da sürdürdü. “Çocuk gelin”, “Erken Evlilik” değildir; önü açılmaya çalışılan şey “ÇOCUK İSTİSMARIDIR”. Kız çocukların istismarına izin vermeyeceğiz.

Tüm bunların karşısında bizler, kadınlar olarak, erkek şiddetine ve bu şiddeti destekleyen her türlü güce karşı hayatımızın her alanında mücadele etmeye devam ettik. Erkek şiddetini, cinsiyetçiliği teşhir ettik. Sokakları, alanları terk etmedik. İtaat etmedik.

Pandeminin belki de en olumsuz etkilerinden biri zamanın çoğunu evde geçirmek zorunda kalan kadınlara yönelik erkek şiddetinin artmış olmasıdır. Ayrıca, ekonomik kriz pandemiyle şiddetlenmiş; artan işsizlik ve yoksullaşma eşitsizlikleri derinleştirmiştir. Bu koşullar on binlerce kadını işsiz bırakırken, kadınları daha da yoksullaştırmıştır. Krizle ve pandemiyle baş etmek için türlü stratejiler geliştirmek zorunda kalan kadınların hane içindeki iş yükü ve bakım yükü de kat ve kat artmıştır. Bu olumsuz koşullara, kadınların kazanımlarına göz diken muhafazakâr politikalar eşlik etmektedir.

GEÇİNEMİYORUZ, YOKSULLUĞUN DA YÜKÜNÜ EN ÇOK KADIN ÇEKİYOR

Sözde kadınlara eğitim fırsatı sağlamak için kurulmaya çalışılan kadın üniversitesi, iktidarın “Makbul Kadın” yaratma çabasıdır. Kadınları toplumdan izole eden, kadını ikinci plana atan zihniyetinize karşıyız. kadın üniversitesi istemiyoruz.

Kadına yönelik sistematik saldırılar karşısında, kadınları hedef alan politikalar karşısında, dünyanın dört bir tarafında kadın mücadelesi, feminist mücadele büyüyerek devam ediyor. Biz kadınlar özgürlüklerimiz gasp edilirken direnmekten asla vazgeçmiyoruz. Hep beraber, yılmadan, inatla KADIN YAŞAM ÖZGÜRLÜK (JİN JİYAN AZADİ) demeye devam edeceğiz.

HAYATLARIMIZLA BEDENİMİZLE İLGİLİ KARARLAR BİZİM

Ülkemizde de, kadınların haklarına, mücadelesine, hayatlarına saldırılar devam ediyor. Her yıl olduğu gibi kadınlar bu saldırılara karşı evde, işyerinde, sokakta her yerde direniyor. Cinsel istismar faillerinin affına yönelik girişimleri, İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırıları sokakta verdiğimiz mücadeleyle geriletmeyi başardık. Erkek şiddetine karşı haklarımız, hayatlarımız için ülkenin dört bir yanında verdiğimiz mücadelemizi sürdüreceğiz. “

Editör: Haber Merkezi