ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE - Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü. 'Cinsiyet Eşitliği 2017' raporunda Türkiye, 144 ülke arasında cinsiyet eşitliğinde 131 sırada, ekonomide cinsiyet eşitliğinde 128., eğitimde cinsiyet eşitliğinde 101., sağlıkta cinsiyet eşitliğinde 59., siyasette ise 118. sırada.

EKİM AYINDA KADIN İŞSİZLİĞİ 14.6'YA YÜKSELDİ

Ekim ayında açıklanan son verilere göre kadın işsizliği 14.6'ya yükseldi. Genç kadın işsizlik oranı bir önceki yılın temmuz ayına göre 2.9 puan artarak yüzde 27.5'e yükseldi.

Rakamlar bunu gösterirken kadın cinayetleri de artarak devam ediyor. Görüştüğümüz EMEP İzmir İl Başkanı Emine Uyar da, 2017 yılının ilk 10 ayında 337 kadın öldürüldüğüne dikkat çekti. Verilen rakamların sadece kamuoyuna yansıyan rakamları olduğunu söyleyen Uyar, yaşanılan şiddet ve istismarın boyutlarının çok daha ürkütücü olduğunu belirtti.

'100 YILLIK HAK MÜCADELESİNİN KÖKÜ KAZINABİLİR'

Rakamlar böyleyken AKP iktidarının kadına bakışını sorduğumuz Uyar, 'Boşanma komisyonu raporu, çocuk istismarını evlilikle meşrulaştırma girişimi, müftülere nikâh yetkisi de veren Nüfus Hizmetleri Kanunu, çalışma yaşamında eşitlik vurgusu yapan Başbakanlık genelgesinin kaldırılması, boşanmalarda aile arabuluculuğu... AKP İktidarının adım adım gündeme getirdiği bütün bu düzenlemelerin hayata geçmesi durumunda, kadınların 100 yıllık hak mücadelesinin yasal kazanımlarının kökü kazınabilir. Bu düzenlemeler kadınların boşanmasını zorlaştırıyor.' dedi.

İktidarın bu düzenlemeleri meşrulaştırmak için kullandığı söylemlerin ise toplumu kutuplaştırıcı nitelikte olduğunu ifade eden Uyar, 'İşçi kadınlar ise bir yandan ev içinde daha da artan şiddetle baş etmeye çalışırken diğer yandan çalışma hayatındaki kötü koşullara, giderek artan ekonomik zorluklara göğüs germeye çalışıyor. Örgütsüzlüğün yaygın olması kadınları da korunaksız kılıyor. Örgütlü işyerlerinde ise sendikaların yaşanan şiddet ve sömürüye ses çıkarmaması, hatta patronlarla işbirliği yapması gibi durumlarla karşılaşılabiliyor ve bu sorunları daha da derinleştiriyor. ' dedi.

'OHAL OLAĞAN HALE GELDİ'

OHAL kararının, ortada somut bir gerekçe olmadan sürekli olarak uzatıldığını ve ülkenin olağan yönetim biçimi haline getirilmeye çalışıldığını söyleyen Uyar, 'OHAL koşullarında şiddetin daha da vahşileştiğine ve her alanda yaşanan şiddetin görünmez kılınmaya çalışıldığına tanık oluyoruz. Kadınlar zaten yaşadıkları şiddet karşısında devletin sorumluluklarını yerine getirmediği bir ortamda ayakta kalma savaşı veriyorlardı. OHAL, bu sorumlulukların yerine getirilmemesini meşrulaştırdı ve olağan hale getirdi.' şeklinde konuştu.

Emine Uyar son olarak, kadınlara dindar ya da laik ayrımı yapmadan birlikte mücadele çağrısı yaparak 'Gerekli olan mücadele azmi ve birikimi ise Ekim Devrimi’nden Mirabel kız kardeşlere kadar -öncesi bir yana son- son 100 yıllık tarihimizde mevcut ve bu tarih bize yol göstermeye devam ediyor.' dedi.

Editör: Haber Merkezi