ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE -18 Ağustos tarihinde Kırıkkale’de boşandığı eski eşi Fedai Varan tarafından 10 yaşındaki çocuğunun önünde öldürülen Emine Bulut cinayeti ülkede tepkilere neden oldu. Emine Bulut’un son sözleri ‘Ölmek istemiyorum’ kadınlara yönelik şiddetin son bulmasını isteyen milyonların çığlığı oldu.

Kadınlar Emine Bulut cinayeti sonrasında İstanbul Sözleşmesi’ni bir kez daha hatırlatarak, söz konusu sözleşmenin AKP hükümeti tarafından bir an önce uygulanmasını talep etti.

Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı Emine Bulut’un çocuğunun bakanlık psikologlarınca gözetim altına alındığını duyurdu.

KADINA ŞİDDET ARTIYOR

İzmir Barosu Kadın Hakları Danışma ve Hukuk Araştırmaları Merkezi Yönetim Kurulu üyesi avukat Gamze Karaoğlu ile kadına yönelik şiddeti ve kadınların uygulanmasını talep ettikleri İstanbul Sözleşmesi’ni konuştuk.

Karaoğlu, İzmir’de kadınların yaşadıkları şiddet karşısında İzmir Barosu’na danışabileceklerini söyledi.

“İzmir Barosu, gerek İzmir Adliyesi içerisinde gerekse de merkez baro binamız içerisinde mevcut Kadın Hakları Merkezimize ulaşan her türlü şiddet mağduru kadının başvurusunu alıyor. Bu kadınlara hukuki destek sağlayarak koruma ve önleme tedbirlerine ulaşmalarında yardımcı oluyoruz.” diyen Karaoğlu, İzmir Barosu’nun şiddet gören kadınlara gerekli yönlendirme ve yardımların sağlandığını söyledi.

İstanbul Sözleşmesi’nin önemine değinen Karaoğlu, ülkemizde kadına şiddetin her geçen gün arttığının altını çizdi. Şiddetin en önemli sebebinin uygulanan yöntemler ve uygulanmayan yasal düzenlemeler olduğunu ifade eden Karaoğlu şöyle konuştu; “Türkiye’nin de imzacısı olduğu ve hatta ismini kabul görüşmelerinin yapıldığı İstanbul'dan alan İstanbul Sözleşmesi de bu mevzuatlardan biri. Öyle ki uluslararası bir anlaşma ve amacı kadınları her türlü şiddetten korumak, kadına yönelik şiddet ve ev içi şiddetini önlemek, ortadan kaldırmak ve takip etmek. Kadınları güçlendirmek, erkek ve kadın arasındaki maddi ve fiili eşitliği sağlamak, ev içi şiddetin önlenmesi için bütüncül politikalar benimseyerek adli makamlarla kolluk arasında ortak stratejiler benimsenmesine destek olmak. Amacı ve hedefi bu kadar net ve güzel olan bu sözleşmeyi biz devlet olarak ilk imzacılarından olmamıza rağmen maalesef uygulamıyor ve hatta ne acı ki yok sayıyoruz. Karşımıza her gün çıkan ve gitgide bizi yutmaya başlayan bu şiddet sarmalı ne yazık ki İstanbul Sözleşmesi, Cedaw, 6284 Satılı yasa gibi birçok mevzuatın korumaya ve kalkındırmaya çalıştığı eşitlik olgusunun sağlanmaması için bile isteye yok sayılmasındandır.”

Editör: Haber Merkezi