GÜLSEN CANDEMİR-Çocuk ya da yetişkin, evli veya bekâr fark etmiyor. Kadınlar, hayatın her alanında çoğu zaman en yakınları tarafından şiddetin her türlüsüne maruz kalıyor. Ekonomik, sosyal, cinsiyete dayalı şiddetin en uç noktasını yaşayan kadınlar her şeye rağmen direnmeye de devam ediyor. 8 Mart’ta olduğu gibi 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü’nde de İzmir’de yaşayan kadınlar, isyanını haykıracak ve yaşadığı zulmün son bulmasını isteyecek.

25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslar arası Mücadele Günü nedeniyle, kadınların hayat mücadelesinde onlara destek olan İzmir Kadın Meclisi’nin üyelerinden Hilal Susuz ile konuştuk. İzmir’de yaşayan kadınların da diğer illerdeki kadınlar gibi can güvenliğinin bulunmadığını ifade eden Susuz, yerel yönetimlerin sığınma evi açma yükümlülüğünü de hatırlattı.

İZMİR, KADINLAR İÇİN GÜVENLİ BİR ŞEHİR YAKLAŞIMI DOĞRU MU,İZMİR'DE KADINLAR DAHA MI GÜVENDE YAŞIYOR?

Ülkenin dört bir yanında her ay kadınlar öldürülüyor. İzmir ilinde yaşanan şiddet ve cinayetlerin de diğer illerden pek bir farkı yok açıkçası. İzmir’de de kadınlar en yakınlarındaki erkekler tarafından öldürülüyor. Genele baktığımızda da İzmir yerelinde de kadınlar, trans kadınlar kendi hayatları hakkında karar almak isterken öldürülüyor.

BU YIL KADINLAR İÇİN HAYAT NASIL GEÇTİ?

2019’un başından bugüne kadar 423 kadın öldürüldü. Çalışan ve iş bulmaya çalışan kadınlar da türlü zorluğa maruz bırakıldılar. Bu yıl çalışmak istediği için öldürülen kadın kardeşlerimiz oldu. Her şeye rağmen kadınlar hayatın her alanın yaşadıkları zorluğa karşı mücadele ediyor. Bu açıdan baktığımızda aslında her yıl olduğu gibi bu yıl da kadınlar için mücadele dolu bir yıl oldu.

KADINLAR SIĞINDIKLARI KURUMLARDA DA GÜVENDE VE RAHAT DEĞİL.BUNUN İÇİN NE SÖYLERSİNİZ?

Şiddete maruz bırakılan ve sığınma evi dışında gidecek bir yeri olmayan binlerce kadın varken belediyeler ve bakanlık kadınların en temel hakkı olan yaşam hakkını görmezden geliyor. Yasaları uygulayıp kadına şiddetin önüne geçmeyenler şiddeti yaşamış ve can güvenliği olmayan kadınları da korumuyor. Yönettikleri şehirlerde öldürülen kadınlar varken belediyeler de bunun önüne geçmeye çalışmalı. Sığınma evleri atılacak adımlardan sadece bir tanesi. Yüz binin üzerinde nüfusu olan her belediyenin sığınma evi açma zorunluluğu var. Buna bağlı olmaksızın tüm belediyeler de sığınma evi açabilir. Şiddetten kaçan kadınlar oraya yerleştikleri için tabi ki koşulların da buna uygun olması ve gizliliğinin esas alınarak denetlenmesi gerek. Türkiye'de 150’ye yakın sığınma evinin sadece 6 tanesi İzmir'de. Bu sayının artmasını ve her belediyenin bu sorumluluğu yerine getirip sığınma evi açmasını istiyoruz.

Editör: Haber Merkezi