İZ GAZETE/ BÜŞRA MURATDAĞI- 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde Kıbrıs Şehitleri Caddesi üzerinde yapılan basın açıklamasını okuyan İzmir Barosu Kadın Komisyonu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Elçin Kılınçer Ot,“Zamanlar önemlidir. Günden anlar, geceden anlar... Anlardan oluşan zamanlar... Bir an, mesela eşit işe eşit ücret istemini alevle boğmak istedikleri bir an. Bir an, mesela, İstanbul Sözleşmesi'nden çıkmak için yeter sayılan.  Bir an, utanmadan yalanlara sığınıp kadını köleliğe mahkûm etmek için nafakayı kaldırma planları yapılan. Şimdi, her gün, her saat, her dakika aynı amaç için çalışan, aynı amaç için direnen farklı kadınların sesi yükseliyorsa, 1857 yılında eşit işe eşit ücret sloganıyla yola çıkan kadınları kül ettiğiniz anın, o anda kül olan bedenlerin yaktıkları ateşin sonucudur bu. Tıpkı bugün işini, hayallerini, mesleğini belki eşinin baskısıyla, belki çocukları için, belki de eve kapatıldığı/kapattığınız için bir gecede ansızın kaybeden kadınlar gibi” dedi. 

'HAKSIZLIĞA UĞRAYAN TEK BİR KADIN DAHİ KALMAYANA DEK DİRENECEĞİZ' 

İzmir Barosu Kadın Komisyonu Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Elçin Kılınçer Ot, “Bir gecede İstanbul Sözleşmesi’nden çekilerek kadınları uğradıkları ayrımcılık ve şiddet karşısında yasal destekten mahrum bırakmayı düşlediğiniz anın yansımasıdır sokaklara taşan kadın direnişi. 
Kadınlara bunları yapan faillere arka çıktığınız yargılamaların yaşandığı, içeriğinde kadınların yaşam hakkını gözetmeyen uygulamaların bulunduğu 5. ve nafaka hakkının süreye bağlanması, aile arabuluculuğu gibi uygulamalarla kadınları sindirmeyi amaçlayan 6. yargı paketi 1857 'de kibritin çakıldığı anla aynı zihniyetin ürünü. 
Biliyoruz kibriti çakanlarla, bu uygulamaları hayata geçirmek için çabalayanlar aynı çağdışı anın içine sıkışmış durumda ve en az doğrudan failler kadar suçlular. 
Onlar, nafaka hakkı yalnız kadınlara aitmiş, diğer tüm kanuni düzenlemeler de erkeği mağdur etmek içinmiş gibi göstererek, yalan söylüyorlar. Bu yalana inanmamızı, sessiz kalmamızı, köşede oturmamızı bekliyorlar. Oysa biz Korkmuyoruz, Susmuyoruz, İtaat Etmiyoruz! 

Bu zihniyetin temsilcileri için sorunun nafakanın süresi değil, kendisi olduğunu; Medeni Yasa’daki haklarımıza da göz diktiklerini; soyut formülleriyle bizleri oyalamak istediklerini biliyoruz. Biliyoruz ki; boşanmak istediği için öldürülen kadınları umursadıkları için değil, boşanma hakkımızı kısıtlamak için politika üretiyorlar.
Bu nedenle biz; İstanbul Sözleşmesi’nden de Medeni Yasa’dan da eşitlik ve laiklik ilkesinden de haklarımızdan da vazgeçmiyoruz. Sadece bugün değil, her gün; haklarımızın peşinde yılmadan, usanmadan, haksızlığa uğrayan her kadına ulaşmaya çalışarak, aslında olanı anlatmak ve yapmaya çalıştıklarını yaptırmamak için her an birlikte göğüs gereceğimizin sözünü veriyoruz. Haksızlığa uğrayan tek bir kadın dahi kalmayana dek direneceğiz. İnanıyoruz ki eninde sonunda başaracağız” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi