İz Tv ekranlarında yayınlanan ve Rojin Subaşı’nın sunduğu ‘Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ programının konuğu bu hafta trans kadın ve seks işçisi Doğa Hancı oldu.

Doğa Hancı transseksüellik sürecinin 14 yaşında başladığını belirterek sözlerine başladı. Hancı, çocukken ebeveynlerinin ‘kadınsı davrandığı için’ kendisini kabul etmediklerini ve bu yüzden yetiştirme yurdunda kaldığını belirtti. O dönemlerin hayatının en zor dönemi olduğunu ve sürekli yurttan kaçtığını bunun nedenin de sürekli tacize maruz kalması olduğunu söyledi. Hancı, ailesinden trans olduğu için şiddet gördüğünü bu durumu kabullenememelerin sebebinin ise toplum baskı değil kendi bakış açıları olduğunu kaydetti.

‘OKULDA TAŞLANDIM’

Öğrencilik döneminin de zorlu bir süreç olduğunu dile getiren Hancı, “Hep kızlarla arkadaşlık kurardım. Bu sebepten dolayı erkek arkadaşların bana hakaret ederdi, beni hor görürlerdi. Taşlandığımı hatırlıyorum. Beden eğitimi dersi için erkeklerle beraber soyunma odasında giyinmezdim, tuvalete gider üstümü değiştirirdim” dedi. Hancı, hormon tedavisi almadığını, istediği tek şeyin ameliyat olmak olduğunu da sözlerine ekledi.

Toplumun LGBT+’lara bakış açısını da değerlendiren Hancı, “İzmir bu konuda biraz daha rahat. Ancak bazı kesimlerdeki insanlar arkadaşlarının yanında her türlü hakaret ediyorlar ama yalnız kaldıklarında ‘görüşelim’ diyenler var. Bu tür insanlardan nefret ediyorum. Bunlar bizi kıskanan insanlar biz özgürce cinsel kimliğimizi taşıyoruz ama onlar bunu yapamıyor” ifadelerini kullandı.

‘TECAVÜZ ETTİLER’

Seks işçiliğine başlama sürecini de anlatan Doğa Hancı, “Yurttan kaçıp İstanbul’a gittim. Orada hayatım tamamen bitti. 14 yaşından 16 yaşına kadar bir eve kapatıldım ve orada gelen müşteriler resmen bana tecavüz ediyordu. Benim parama da kaldığım o evdekiler el koyuyordu” açıklamalarında bulundu. Şu anda seks işçiliğini kendi isteği ile ‘mecburiyetten’ sürdürdüğünü de söyledi. Daha önce İŞKUR aracılığı ile işe girmek istediğini iş görüşmesine gittiğinde ise ‘pembe kimlik kabul etmiyoruz’ denilerek kendisi ile dalga geçildiğini kaydeden Hancı, bu durumun çok zoruna gittiğini belirtti.

Hancı, seks işçilerinin meyhanelerde çalışabileceğini ancak polislerin buna izin vermediğini bu işi yaparken uyarıcı madde almak zorunda kaldığını çünkü ‘kendi olursa’ bu işi yapamayacağını söyledi. Ev, barınma, sağlık gibi birçok alanda da zorluk yaşadığını söyledi.

‘HAKKIMIZI ALIRIZ’

Alsancak’ta trans çeteleşmeleri olduğunun ve bu yüzden 2 ay önce şiddete uğradığının altını çizen Hancı, “Beni yanlarına almak, sermaye olarak görmek istiyorlardı. Alsancak’ta polisle işbirliği yapmışlar zaten. Onlar kadın kılığına girip para kazanmak için bu işi yapıyorlar ama ben kadın olduğum, kadın olduğumu hissetmek için yapıyorum. O uğradığım şiddetten sonra bana zorla ifade verdirdiler, istedikleri ifadeye vermeseydim 30-35 kişi bana saldıracaktı. Polise şikayet edebilme gibi bir lüksüm yok” dedi.

Bülent Ersoy üzerinden ‘medyanın iki yüzlülüğünü’ değerlendiren Hancı, “Şarkı söylüyor dinleyen de var, parasıyla kabul gördü biraz da. Ancak ona da hala hakaretler ediliyor” açıklamasında bulundu.

Hancı son olarak, “Ben bir travestiyim. Ben kötü bir insan değilim, kimsenin hakkına girmedim, kimsenin parasını zorla elinden almadım. Translar insandır, transları insan yerine koyun. Koymak zorundasınız da zaten. Ancak ülkenin bu gidişiyle zor gibi ama biz hakkımızı söke söke de alırız” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi