BUĞRA KIZILKARA/ İZ GAZETE- DİSK, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Konak Pier’den SGK önüne kadar yürüdükten sonra basın açıklaması gerçekleştirdi. DİSK 8 No’lu Şube Başkanı Deniz Şahin Gümüştekin’in yapmış olduğu basın açıklamasında 25 Kasım’ın tarihçesinden ve dünya üzerinde kadına şiddetin gün geçtikçe arttığını, Türkiye’nin ise bu konuda sessiz kaldığını aktardı.

Pandeminin kadınlar üzerindeki baskılarına da dikkat çeken Gümüştekin; “İçinden geçtiğimiz salgın koşulları kadınların evde ve kamusal alanda karşılaştığı şiddeti, tacizi ve ayrımcılığı artırdı. Salgın, dünyanın her yerinde var olan toplumsal cinsiyet eşitsizliklerini daha da derinleştirdi. Kadınlar daha fazla iş ve istihdam kaybına uğradı ve daha çok yoksullaştı. Çocuk, yaşlı ve hasta bakımı kadınların üzerine yıkıldı” diyerek sözlerine devam etti.

‘VAZGEÇMEYECEĞİZ’

Kadına şiddetin azalmasına yönelik düzenlenen İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasının hata olduğunu vurgulayan Gümüştekin bu konu hakkında ise, “Bilinmeli ki, biz DİSK’li kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmeyeceğiz, “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” demeye devam edeceğiz” dedi.

‘MAZERET ŞİDDET ÜRETİYOR’

Türkiye’de son zamanlarda kadına şiddet gösterenlerin hukuk karşısında yeteri kadar ceza almadıklarını dile getiren Gümüştekin, “Toplumsal cinsiyet eşitsizliğini destekleyen, derinleştiren, normalleştiren her icraat ve söylem, kadına yönelik şiddetin önünü açmaya devam ediyor. Nafaka hakkının tartışılması, 6284 sayılı şiddet önleme Yasası’nda “reform” tartışmaları şiddeti yeniden üretiyor. Kadına yönelik şiddete mazeret üretmeye çalışan yargı kararları da şiddeti desteklemeye devam ediyor. Hayatta kalmak için kendisine şiddet uygulayan erkeği öldüren kadına yıllarca hapis cezası verilirken, katil erkeklere cezasızlık politikaları uygulanmaya devam ediyor”  diye konuştu.

TALEPLER SIRALANDI

“Her alanda inatla ve umutla mücadele eden kadınlar olarak taleplerimiz açıktır ve nettir” diyen Gümüştekin, taleplerini şöyle sıraladı:

• İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı kanun etkin bir biçimde uygulansın!

• 25 Haziran 2021’de yürürlüğe giren ILO 190 sayılı Sözleşme onaylansın!

• Kadınlara özgü görülen ev içi sorumluluklar için kamusal politikaların hayata geçirilmesi şarttır.

• Kamu-özel ayrımı olmaksızın, zorunlu hizmet ve üretim alanında çalışan ebeveynlere dönüşümlü ve eşit olarak ücretli izin verilmelidir.

• İktidarın politikalarında kadın istihdamını artırmak için önerilen esnek çalışma biçimleri yerine kadınlar için tam zamanlı ve güvenceli istihdam olanakları yaratılmalıdır.

• Kovid-19 pandemisinin yarattığı iş ve istihdam kayıplarından en çok etkilenen, iş ve gelir kaybına uğrayan kadınlar için özel önlemler alınmalıdır.

'İŞ YERLERİMİZ MUAF DEĞİL'

Açıklamanın sonunda konuşan DİSK Genel İş Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "DİSK'li kadınlar olarak pazartesi gününden itibaren günlerdir iş yerlerinde, alanlarda, meydanlarda yürüttüğümüz mücadeleyi bir adım daha ileriye taşıma kararlığındayız. Bizler uluslararası çalışma örgütü ILO’ nun 190 sayılı “ İş yerlerinde şiddete karşı" sözleşmesinin ülkemiz tarafından da onaylanması ve gereğinin yapılması için yeni bir kampanya süreci başlattık. Çünkü biliyoruz ki kadınlar olarak bize yönelen bu şiddet eşitsizliklerden, ayrımcılıklardan ve bu ataerkil düzenden kadını ikincilleştiren bu düzenden besleniyor. Her türlü eşitsizliği ve ayrımcılığı toplumsal yaşamın bütününde yaşarken, iş yerlerimiz de bundan muaf değil. İş yerlerimizde de aynı eşitsizlik, aynı ayrımcılık, kadına yönelik şiddeti işyerlerinde ve toplumun hayatında büyütüyor" dedi.

'ÇOK DAHA DERİNDEN YAŞIYORUZ'

"Hele içinden geçtiğimiz bu pandemi sürecinde kadınlar olarak bizler bu sürecin yıkıcı etkilerini çok daha derin yaşıyoruz" diyen Çerkezoğlu, "Bir taraftan hepimizin ev içindeki iş yükü daha fazla arttı. Kadınlar pandemi de daha fazla iş gücünden istihdamdan çekildi, daha fazla yoksullaştık. Daha fazla güvencesiz ve aynı işi yaptığımız erkek işçilerden daha düşük ücretle çalışmaya mahkum ediliyoruz. İşte böylesi bir süreçte aynı zamanda pandemiyle birlikte bütün bunları yaşarken kadına yönelik şiddetinde daha fazla arttığını yaşayarak görüyoruz. Her gün kadın cinayetlerinde kız kardeşlerimizi arkadaşlarımızı kaybediyoruz. Daha geçtiğimiz günlerde DİSK Genel İş üyesi bir kadın arkadaşımızı yine bir kadın cinayetinde kaybettik. O nedenle biz diyoruz ki kadına yönelik şiddeti doğuran ve besleyen her türlü ayrımcılığa ve eşitsizliğe karşı DİSK’li kadınlar olarak sonuna kadar mücadele edeceğiz. Bu sistem, bu düzen, bu iktidar kadına yönelik şiddeti önlemek yerine kadını koruyan bütün mekanizmaları ortadan kaldırıyor" açıklamasında bulundu. 

'ARTIK YETER'

Çerkezoğlu,"Her gece uykuya geçerken kadınlar olarak acaba yarın daha fazla neye zam gelecek, bu faturaları nasıl ödeyeceğim, evdeki tencereyi nasıl kaynatacağım diye uyuyoruz, sabah kalktığımızda cebimizdeki paranın daha fazla pul olduğunu alım gücümüzün düştüğünü görüyoruz ve bunu en çok biz kadınlar yaşıyoruz. Asgari ücreti konuşuyoruz bu günlerde, yakın zamanda belirlenecek. Türkiye’de bir ortalama ücret haline gelmiş asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu bir süreci yaşıyoruz ama kadınlar olarak bizler, çalışma şansını elde edebilen her dört kadından birisi asgari ücret bile alamıyor. Asgari ücretin kendisi ve yüzde 20 üstü ile çalışan kadınların oranı 4/3 yani çalışan her 4 kadından 3'ü asgari ücretle hatta altında bir ücretle çalışmak zorunda kalıyor. Şu an Avrupa Birliği ülkeleri içerisinde asgari ücretin en düşük olduğu ülke Türkiye ve bu asgari ücret, Türkiye’de bir ortalama ücret haline geldi. Bunların hiçbiri tesadüf değil, yaşadığımız şiddette, yaşadığımız yoksulluk da, yaşadığımız bu ekonomik sıkıntılar, bu açlık sınırının altındaki asgari ücretler bunların hepsi ülkeyi yöneten siyasi iktidarın hükümetin politikalarından kaynaklanıyor. Yirmi yıldır bu ülkeyi yöneten AKP iktidarı bütünüyle Türk lirasının değersizleştirilmesi ve emeğin ucuzlatılması en çok da kadın emeğinin ucuzlatılması üzerine bir ekonomik politika izliyor. Temel  ekonomik rotaları bu. İşte o nedenle bugün bizler artık yeter diyoruz, geçinmek istiyoruz diyoruz, adalet istiyoruz, kadına değen her türlü ayrımcılığa ve eşitsizliğe karşı kadınlar olarak dayanışmamızı büyütüyoruz diyoruz. Artık hayatlarımıza yaşamlarımıza yönelen bu şiddete karşı kadın dayanışmasını büyüteceğimizi bugün buradan bir kez daha ifade ediyoruz" açıklamasında bulundu. 

Editör: Haber Merkezi