DERLEYEN: NİL KAHRAMANOĞLU/ İZ GAZETE-  İz TV ekranlarında yayınlanan Nil Kahramanoğlu ile Gündem Özel programında Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Derneği’ne yönelik kapatma davası süreci konuşuldu. 

İzmir Barosu avukatlarından Gülce Kıratlı, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu (KCDP) Meclisleri’nden Tülin Polat, Mor Dayanışma İzmir Temsilcisi Deniz Uslu ve İlerici Kadınlar Derneği İzmir Temsilcisi Deniz Çelik’in konuk olduğu programda ayrıca kadın mücadelesine yönelik yapılması gereken süreçlere de değinildi.

​​​​​​​

‘ALNIMIZIN AKIYLA ÇIKACAĞIZ’

1 Haziran’da İstanbul’daki Çağlayan Adliyesi’nde görülen dava ile ilgili hukuki sürece dair mahkeme salonu önünde değerlendirmelerde bulunan İzmir Barosu avukatlarından Gülce Kıratlı, yoğun bir destek olduğunu davanın gerekçesinin hukuki hiçbir dayanağının olmadığını belirtti. Davanın tesadüf olmadığını ifade eden Kıratlı, “İstanbul Sözleşmesi’nden bir gecede çıkılma kararı alınması tesadüf değil. Gündeme baktığımız her gün yeni bir yasak görüyoruz. Hepsi peş peşe geliyor. Ama mücadelemiz devam edecek. Bu karanlık dönemden hepimiz alnımızın akıyla çıkacağız” diye konuştu. 

‘TESADÜF DEĞİL’

Davanın tesadüf olmadığını söyleyen Tülin Polat, “İstanbul Sözleşmesi’nden de aynı gerekçelerle çıkılmıştı. Toplumun ahlakını bozuyor gerekçesiyle de kadın sanatçıların konserleri de iptal oldu. Yani baktığımızda kadın ve ahlak üzerinden gidilen bir olay. Derneğimizin kapatma davası var biz hâlâ adliyelerde mücadele vermeye devam ediyoruz. 12 yıldır verdiğimiz bir mücadele var. Yaptıkları boşa çıktı. Bizim mücadelemizi daha da büyüttü. Kadınları korkutamayacaklar. Çünkü kadınlar en büyük muhalif. En ölü toprağın olduğu dönemde bile kadınlar sokağa çıkıp ses çıkartıyor” açıklamasında bulundu. 

‘KADINLARDAN ÇEKİNİYOR’

İktidarın en çok kadın hareketinden çekindiğini söyleyen Deniz Uslu, “Bu sürecin yeni başlamadığını yıllardan beri böyle bir durumun içerisinde olduğumuzu biliyoruz. Erkek, patriarkal kapitalist devlet var. AKP, başkanlık sistemini oturturken de temellerini kadın düşmanlığı üzerine inşa ettiğini biliyoruz. Kendisinden olmayan herkesin düşmanlığı üzerinden kurduğunun da farkındayız. Çeşitli düşmanlıklar üzerinden iktidarını oturtmaya çalışıyor. İktidarına kim karşıt? Tabii ki devriciler ama aynı zamanda ‘bu hayat bizim’ diyen, ‘cinayetlerin önüne geçeceğiz’ diyen kadınlar. En çok kadın hareketinden çekindiğini söyleyebiliriz. Çünkü itaate karşı gelen bir kitleleşme hali var. İstediğiniz makbul kadın olmayacağız diyen ve bunu sadece söylemeyip, örgütlenen, diğer kadınların da yanında olan bir güç aslında” şeklinde konuştu.

‘GEZİ RUHU YAŞIYOR’

Erdoğan’ın Gezi eylemcilerine yönelik söylediği ve çok tartışılan ‘sürtük’ hakaretini de değerlendiren Uslu, “Gezi’nin yıldönümüydü. Çeşitli yerlerde eylemlikler vardı.  Alsancak’ta ve Taksim’de ciddi polis şiddetiyle karşılaşıldı. 9 yıl öncesini hatırlatan bir şey oldu.  O zaman da iktidar üç-beş çapulcu, üç-beş ayyaş, marjinal, vandallar demişti. Şimdi de bu tarz cümlelerle karşılaşıyoruz. 2013’te de üç-beş ayyaş değildi. Orayı ötekileştirip küçümsemeye çalışarak Gezi’yi önemsizleştirmek istemişti. Ama Gezi ruhu halen yaşıyor” dedi.

‘TAM BİR SİYASAL HAMLE’

KCDP’ye açılan davanın kadın hareketine yönelik saldırısının bir sonucu olduğunu ifade eden Deniz Çelik şunları söyledi: 

“Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na yönelik kapatma davasının gerekçesine bakmak lazım. ‘Kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürütmek.’ Bunun altının çizilmesi gerektiğini düşünüyorum. Ensar Vakfı’ndaki çocuk istismarının araştırılmaması için ellerinden geleni yapanlar bugün kadınlara, kadın mücadelesi verenlere ahlak öğretiyorlar. Bunun siyasi bir gerekçesi olduğunu düşünüyoruz.  AKP’nin kadın hareketine ve kadınlara yönelik topyekûn saldırısının sonucun başka bir alanda görmüş olduk. AKP’nin kadınlara yönelik söylemleriyle alakalı tutarlı olduğunu düşünüyorum.  AKP’nin çıkış noktası siyasal İslamcı bir projeydi ve teslim alamadığı birçok kesim var. İşçi sınıfını, gençleri, Boğaziçi örencilerini teslim alamıyor. Teslim alamadıkça daha fazla saldırıyor. Onun dışında dış politikada başarısızlığı, mülteci meselesi ve iç politikada ‘gidecekleri’ düşüncesinin olması var. Bunların hepsi AKP’nin içeride ve dışarıda sıkıştığını gösteriyor. AKP bu siyasi atmosferin kalıcı olmasını istiyor. Bir anlamda kadınların ürkmesini, alanlarda olmamasını istiyor. Kapatma davasının tam bir siyasal hamle olduğunu düşünüyoruz. KCDP, bizim birçok alanda yan yana geldiğimiz, dayanışma içerisinde olduğumuz bir platform. Bu platformun Türkiye’de çok önemli olduğunu düşünüyoruz. İlerici Kadınlar Derneği olarak buna sahip çıkacağız. Alanlarda daha fazla yan yana geleceğiz. Kadınların daha fazla ses yükseltmesi gerekiyor ki AKP’nin teslim alamama duygusunu arttıralım.”

Sonraki sürece yönelik değerlendirmelerde de bulunan Çelik, “Kadınlar ancak daha fazla mücadele ederse AKP saldırılarına devam edecekler adım geri adım da atmalarını sağlayabilir. AKP’nin o dönemki iç-dış politikalarıyla alakalı. AKP’ye geri adım attırmanın tek yolunun kadınların daha fazla yan yana gelmesiyle olur. Karşısında hiçbir zaman susan, sinen bir kadın dinamiği görmediği için saldırıların daha fazla yükseleceğini düşünüyorum” dedi.

Çok tartışılan bir başka konu olan nafaka düzenlemesine yönelik konuşan Deniz Uslu, “Öncelikle cinsiyet eşitliği temelini almak isteyen bir iktidarsan; ülkede mücadele eden kadın örgütleriyle, çocuk örgütleriyle, feminist örgütlerle yan yana gelerek bu politikaları oluşturursun. Bizde o yok. Tepeden inme bir şekilde karar alıyorlar. Adaletine, sosyal aklarına güvenebileceğimiz bir devlet yok ortada. Sadaka kültürünü yerleştirmeye çalışarak kendisine muhtaç etmiş bir iktidar var. Bu ülkede milyonlar ödenmiyor nafakalarda. 300-500 liralık ücretler veriliyor. Onun bile ödenmediğini görüyoruz. Kadın evliliğinden dolayı çalışamamış.  Evin işini, temizliğini, bakımını her şeyini yapmış. Erkeğin ertesi gün işe gidebilmesi için gereken süreci örgütlemiş ve bundan ötürü işe gidememiş. Dolayısıyla o evlilik bittikten sonra erkek maaşını almaya devam ederken kadın maaşsız bir şekilde hayata nasıl tutunacak? Devlet olarak ona ekonomik imkân tanıyor musun? Sonra kalkıp da üç kuruşluk paralara muhtaç ediyorsun. Ben de hiçbir kadının boşandığı erkekten para almasını isteme. Keşke buna gerek olmasa. Ama şu an içinde bulunduğumuz erkek egemen toplum buna muhtaç bırakıyor” ifadelerini kullandı.

‘KAPİTALİZM DÜZENİ’

“Kadınların ekonomik olarak ayakta duramadığı bir düzenle karşı karşıyayız” diyen Deniz Çelik, “Nafakanın kadınların en güçlü taleplerinden biri olması gerektiğini düşündüğümüz durum değil. Kadınların buna muhtaç kaldığı siyasi atmosferden kaynaklanıyor. Bunu bir kapitalizm değerlendirmesi olarak ele alıyoruz. Çünkü bu aynı zamanda başka başka siyasi müdahalelerin sonu olarak geldi. AKP boşanma oranlarından rahatsız. Nafakadan da rahatsız. Bunların hepsinin geliş noktası 4+4+4 eğitim sisteminin gelmesi. AKP’nin projesinin bir parçası olduğunu düşünüyoruz. Çocuk yaşta evliliklerin önünü açtılar. Bunu her anlamda meşrulaştırmaya çalıştılar ve biz kadın hareketi olarak da önüne geçemedik. Çocuk yaşta evlilik bir vadeden sonra erkeğin çalıştığı, para getirdiği ve kadınının görünmeyen, bir türlü işi yaptığı bir düzene dönüştü. Bunun da kapitalizm düzeni olduğunu düşünüyoruz. Kadınların ekonomik olarak ayakta duramadığı bir düzenle karşı karşıyayız. Bununla mücadele etmenin en büyük şartının kapitalizme karşı mücadele etmek gerektiğini düşünüyoruz. Sadece bir nafakanın verilmesi talebinden ziyade topyekûn kadınların çalışma alanında, sosyal hayatta var olduğu bir düzen olmalı” açıklamasında bulundu.

'KADINLAR DAHA ÇOK YOKSULLUĞA DÜŞÜYOR’

Sistemin kadınları yoksulluğa ittiğini söyleyen Tülin Polat, “Yasada nafaka kadına verilir diye bir şey yok. Adı üstünde yoksulluk nafakası. Yoksulluğa kim düşerse ona verilir. Ama ne yazık ki sistem yüzünden kadınlar daha çok yoksulluğa düştüğü için, asli kurulsu da hep erkekler olduğu için kadınlara veriliyor. Bu nafakalar yüksek ve sonsuz da değil. Yeni çıkan bir paket de var. Etkin pişmanlık yasası aslında. Kadınlar bunlardan hiç hoşlanmıyor. Çünkü Meclis’ten geçen her yasada biz kadınlar hak kaybına uğruyoruz. Bugün çıkan yasalara baktığımızda bir tane kadın örgütünden görüş alınmadığını görüyoruz. O yüzden bu nafaka sürecine karşı da mücadeleyi sürdüreceğiz. Bu alanları çoğaltacağız” şeklinde konuştu.

Editör: Haber Merkezi