Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için öncelikli olarak zihniyet dönüşümüne ihtiyaç olduğunu belirten İzmir Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Başkanı Huriye Serter, kadına şiddetin topyekün bir mücadeleyle sona erdirilebileceğini kaydetti.
İKKB Başkanı Serter şunları söyledi: “Kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık sadece bizim ülkemizde değil, bütün dünyada sorun olmaya devam ediyor. Kadın bedeninin, kadın ruhunun, paramparça edildiği, cinsel saldırılara, erkek zorbalığına ve kadın cinayetlerine karşı, kadınlar ve erkekler olarak birleşmeliyiz. Çünkü bu sorun sadece kadınların sorunu değildir, bu sorun bir insan hakları sorunudur. Kadına yönelik erkek şiddetini önlemek için, gerçek anlamda mücadele; eğitim seviyesini yükseltmek ve yasaları uygulamaktan geçmektedir. Kadınlar haklarını öğrendiklerinde, haklarını kullanmak için mücadele ediyorlar. Ancak, kadınların hak arama mücadelesi erkek egemen zihniyete ters geliyor, kadınların bilinçlenmesi istenmiyor. Bu nedenle öncelikle zihniyet dönüşümüne çok ihtiyaç var. Erkekler ve kadınlara büyük işler düşüyor. Evde kız ve erkek çocuklarına karşı eşit davranılmalı, şiddeti ev içinde yaşatmamalı, anne ve baba toplum tarafından dayatılan cinsiyet rollerinin dışında paylaşımcı bir rol model örneği sergilemelidirler. Ayrıca eğitim sadece ailede değil daha ilk okuldan başlayarak okutulacak toplumsal cinsiyet eşitliği dersi ile sürdürülebilir olmalıdır.”
‘EL ELE VERİLMELİ’
Ülkemizde kadın hareketi çok aktif, kadın erkek eşitliğinin demokratikleşmenin temel unsuru olduğu bilinciyle kararlı bir şeklide mücadele sürdürülmektedir. Devletin bu potansiyeli yüksek kadın STK’ların deneyimlerinden ve desteğinden yararlanması gerekir. Ayrıca 1990 yılında kurulmuş olan Kadın Bakanlığı 2011 yılında kaldırılmıştır. Yaklaşık on yıldır doğrudan kadın konusuna destek oluşturan bir devlet politikası bulunmamaktadır. Bunun için kadının insan hakları politikaları üretecek, geliştirecek ve uygulayacak bir Kadın Bakanlığı’nın acilen kurulması gerekiyor. Kadına yönelik şiddet insan hakları ihlalidir ve ancak devlet, siyasi partiler, yerel yönetimler, basın, sivil toplum kuruluşları, odalar, mesleki kuruluşlar, iş dünyası, kadınlar ve erkekler el ele vererek sona erdirilebilir.
