TUĞÇE KAŞ/ İZGAZETE - HDP İzmir il binasında gerçekleştirilen ‘Kadın emeği ve görünürlüğü’ panelinde HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, HDP İzmir kadın meclisi sözcüsü Serap Küçük, feminist ve aktivist Ebru Dinçel ve HDP Karşıyaka ilçe eş başkanı öğretim görevlisi Emine Sözüdoğru konuşmacı olarak katılım gösterdi. Panele barış anneleri de katılım gösterdi.

MÜCADELELER BİR

HDP İzmir Milletvekili Serpil Kemalbay, “Tarihte kendini gösteren ilk sınıf çatışması erkek ve kadın arasındaki çatışmadır. Kadın emeği ile erkeğin bu emeğe el koyması arasında ilk sınıf çatışması çıkıyor. Kadınların hayatına bakıldığı zaman bu çelişkini 21. yy kadar taşındığını görüyoruz. Kadın özgürleşme mücadelesi çok şeyi değiştirdi ama daha çok yolumuz var her savaşın bir sömürü ilişkisi olduğu gibi kadınların emeği içindeki mücadelesini de açığa çıkarmamız önemli. Bugün kadın istihdamı %30larda. İstihdama katılmayan kadınlar evde ev işleri yapıyorlar üretim yapıyorlar ücretsiz işler yapıyorlar. Bedenimiz üzerinde başkalarının tasarrufu var. Demek ki kimliğimizi başkaları nitelendiriyor. Eğer kimliğimizi kendimiz oluşturuyorsak emek kritik bir yerde duruyor. Biz eğer o noktayı açamazsak diğer mücadeleler de zayıflar. Feminist mücadele her yerde mücadele gerektiriyor ve sömürü sistemini her yerde yenmeyi gerektiriyor. Bütün mücadeleler birbirine bağlı olmak zorunda. Halklarına eşitlik özgürlük mücadelesinde yol alabilmemiz onları ifşa etmemiz onlara karşı kadın dayanışmasını büyütmemizle mümkün.”

HDP İzmir Kadın Meclisi Sözcüsü Serap Küçük, ulusal yerel farklı mekanlarda çalışan kadınlarında iş yaşamında da farklı koşullarda çalışmak zorunda bırakıldıklarını belirterek, “Erkek egemen sistemin tüm şiddetin sürdüğü ülkemizde gün geçmiyor ki kadınlar şiddete, tecavüze maruz kalıyorlar. Bu neden kadınlar toplum içerisinde statülerini sorguluyorlar. Yaşamı değiştirme , dönüştürme yolunda politikalar ortaya koyuyorlar. Mücadelemiz devam edecek.” açıklamasında bulundu.

‘TALEPKAR OLACAĞIZ’

HDP Karşıyaka ilçe eş başkanı öğretim görevlisi Emine Sözüdoğru, 6284 sayılı ve İstanbul Sözleşmesi’ndeki kanunlardan bahsederek, “Emekten önce bir kadının yaşam hakkı vardır. Daha sora ruh sağlığı vardır. Bunun için kanunların yanımızda durması gerekiyor. İstanbul sözleşmesi kadınlar için oldukça önemlidir. Devletin kadına yönelik şiddeti koruması için tüm kurumsal mali ve psikolojik güçlerini eş güdümlü olarak çalışıp, kadını koruması kararı vardır. Devletin medya ve bütün yayın organlarının kadına yönelik şiddeti yok edici yayınlar yapmak ve şiddeti özendirici yayınlardan kaçınılması gerekmektedir. Kadın erkek eşitliğinin toplum içerisindeki tüm klişilerden arındırılması gerekir. Vazgeçilmezimiz dediğimiz 6284’tür. Aile içi ev içi şiddeti koruma kanunu olarak tanımlayabiliriz. Kadın örgütleri bu kanunu tırnaklarıyla kazıyarak taşıdılar diyebilirim. Taleplerimiz konusunda daha talepkar olacağız. Toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşana kadar bu mücadeleyi sonuna kadar götüreceğiz. “açıklamasında bulundu.

VAROLUŞUMUZ TEHLİKEDE

Feminist ve Aktivist Ebru Dinçel, kadın emekçilerin sistem içerisinde sorunlarının hala devam ettiğini belirterek, “Kadın olarak varoluşumuz tehlikede. Erkek egemen zihniyetin bizi ikinci konuma düşürdüğünü biliyoruz. Eşitsizliğe son vermek için buradayız. Kadın erkek eşit değil. Emeğimiz içinde aynı eşitsizlik ve ayrımcılık söz konusu. Öncesinde Kapitalist erkek egemen sistem ney talep ettiyse bizde bugün yine aynı hakları talep ediyoruz. Mücadele edilmiyor mu ediliyor. Biz bu ayrımı emek üzerinde de hissediyoruz. Kadın işi ve erkek işi diye. İşin acı tarafı kapitalist sistemin ortaya çıkması birlikte işçilerin mücadelesi de gelişti. Kadınların eşit işe eşit ücret talebi uzun zaman sendikalarda bile rağbet görmedi. Bizler hala taleplerimizi erkek yoldaşlarımıza kabul ettirmekte zorlanıyoruz.” dedi.

Editör: Haber Merkezi