ÖZLEM KARA /İZGAZETE Olay bugün (13 Ağustos Perşembe günü) İzmir’de meydana geldi. 27 yaşındaki Gizem Filiz,  2019 yılının Eylül ayında boşandığı eski eşi Aykut Hocaoğlu tarafından boğularak katledildi. Hocaoğlu, cinayetin ardından polise giderek teslim oldu. Hocaoğlu hakkındaki işlemler devam ederken Gizem Filiz’in naaşı otopsi yapılmak üzere morga kaldırıldı.

KADINLAR KATLEDİLİYOR: 2020’DE 236 KADIN!

Türkiye’ de Ocak ayından bu yana 236 kadın katledildi. Kadın cinayetlerindeki artış devam ederken, İstanbul Sözleşmesi’nin AKP ve MHP tarafından “Ailevi yapıyı bozuyor” iddiasıyla tartışmaya açılması birçok kadın platformu tarafından tepki ile karşılanmıştı.

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ NEDİR ?

İstanbul Sözleşmesi, 11 Mayıs 2011'de kabul edildi. Sözleşmenin ilk imzacısı ise Türkiye olmuştu. 2014 yılında yürürlüğe giren ve 2019'un mart ayında 33 devlet ve Avrupa Birliği tarafından kabul edilmiş ve onaylanmıştır.

İstanbul Sözleşmesi'nin en önemli özelliği, biyolojik veya hukuki, ailevi bağ olup olmadığına bakılmaksızın ev içi şiddetin (örneğin eski veya mevcut eşler, evlilik dışı partnerler, birlikte ikamet edilen aile fertleri, akrabalar veya birlikte ikamet edilen başkaları tarafından yöneltilen şiddetin) ve kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi ve bunlarla mücadeleye ilişkin standartlar öngören ve Avrupa ülkelerini hukuki olarak bağlayan ilk belge olmasıdır.

Kadınlar ve erkekler arasında hukuki ve fiili eşitliğin gerçekleştirilmesinin kadına yönelik şiddeti önlemede anahtar bir unsur olduğunu benimseyen Sözleşme, kadınlara yönelik ayrımcılığı da yasaklamaktadır.

İstanbul Sözleşmesi, daha önce kabul edilmiş kadınlara yönelik ayrımcılık ve şiddetle ilgili uluslararası standartları, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve BM Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılması Komitesi'nin içtihatlarını ve öğretideki görüşler yanında en iyi ülke uygulamalarını da kodifiye etmiştir.

Sözleşme, hem özel alandaki hem kamusal alandaki şiddeti yasaklamaktadır. Madde 3/a uyarınca, “kadına yönelik şiddetten”, ister kamusal ister özel yaşamda meydana gelsin, toplumsal cinsiyete dayalı tüm şiddet eylemleri anlaşılacaktır. Madde 4/1 uyarınca, Taraf devletler, gerek kamusal gerekse özel alanda tüm bireylerin özellikle de kadınların şiddete maruz kalmaksızın yaşama hakkını sağlamak ve korumak için gerekli olan hukuki ve diğer önlemleri alacaklardır. Dolayısıyla Sözleşme, yalnızca ev içindeki (genellikle eş veya partnerler veya ebeveyn ve çocuklar gibi farklı kuşaklar arasında meydana gelen) kadınlara yönelik şiddeti değil, aynı zamanda kamusal alandaki (örneğin aynı evi paylaş­masa bile eski eşin veya partnerin kamusal alanda yönelttiği) şiddeti, işyerleri, okullar, karakollar, hapishaneler vb. kurumlardaki kadınlara yönelik şiddeti de yasaklamaktadır.

Editör: Haber Merkezi