ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE - Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın kabul edilmesine tepkiler sürüyor. Tasarıya karşı buluşan EMEP ve HDP'li kadınlar adına bildiri metnini okuyan Emek Partisi Bornova İlçe Başkanı Nuray Öztürk, AKP hükümetinin kadınların tarihsel kazanımlarına göz diktiğini söyledi.

Son günlerde kadınlara yönelik saldırganca tutumları eleştiren kadınlar “Çocuklar ölmesin” diyen Ayşe öğretmene 1 yıl 3 ay hapis cezası verilmesini, Kastamonu’da devlet koruması altındaki Naime isimli kadının, sığınma evinden ailesini görmeye giderken boşanmak istediği kocası tarafından kurşunlanarak ördürülmesini ve HDP Milletvekili Besime Konca’nın aynı gün vekilliği düşürülmesini eleştirdiler.

'YÜZLERCE KADIN DERNEĞİ KAPATILDI'

Yapılan açıklamada 'Vekilliği düşürülen 5 vekilden 4’ü kadındı. OHAL gerekçe gösterilerek yüzlerce kadın merkezi ve derneği kapatıldı, kadın belediye başkanları tutuklandı, yine kadın sığınaklarının sayısı azaltıldı. Sendikal ve anayasal haklarını kullanarak 29 Aralık’ta yapılan eyleme katıldıkları için Bornova’dan 158 il genelinde binin üzerinde eğitim emekçisine haksız ve hukuksuz yere kademe ilerleme cezası verildi. Ve bu eğitim emekçilerinin neredeyse yarıya yakını kadın. Kadınlara esnek çalışma modelini öneren AKP hükümeti, var olan nitelikli kadın işgücünü de hedefine koymuş olacak ki binlerce kamu emekçisi kadını da hiçbir gerekçe göstermeksizin KHK’larla ihraç ederek açlığa mahkum etti.' denildi.

'YASA KADINLAR AÇISINDAN EŞİTSİZLİĞİN GARANTİSİDİR'

2015’te resmi nikâh kıymadan dini nikâh kıyan imam ve çiftlere ceza verilmesi ortadan kaldırılmasını ve 2016’da bir yasa iptaliyle “çocukların cinsel ilişkiye rıza yaşı 15’ten 12’ye indirilmesini hatırlatan İzmirli kadınlar, 'şimdi de sanki resmi nikah kıyma konusunda nikah memurları yetişemiyormuş gibi Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 6. Maddesi yani müftülere resmi nikah yetkisi veren madde alt komisyonda kabul edildi. Laiklik ve Medeni haklara açıkça aykırı olan bu madde, diğer inanç kesimleri açısından da eşitsizdir. Bu eşitsizlik sadece inanç kesimlerine karşı değil aynı zamanda müftülerin kadının toplumsal konumuna yaklaşımı düşünüldüğünde kadınlar açısından da eşitsizliğin garantisidir.' diyerek, laikliğin hem inanç kesimlerinin hem de kadınların haklarının korunması açısından demokrasinin vazgeçilmezi olduğuna dikkat çektiler.

'ÇOCUK İSTİSMARININ ÖNÜ DAHA ÇOK AÇILACAK'

Sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildiriminin nüfus müdürlüklerine yazılı beyanla yapılması zorunluluğunu ve 5 gün içinde nüfus müdürlüklerine bildirilmeyen doğum olaylarında sağlık personeline yönelik idari para cezasını da ortadan kaldırılmasının çocuk istismarı vakalarının önünü daha çok açacağını ve bu tasarının asıl amacının tecavüzcünün korunması olduğunu söylediler.

Raporun ayrıca, çocuğun tecavüzcüsüyle evlenmesi halinde 5 yıl boyunca istismarcının “sorunsuz” ve “başarılı” bir evlilik sürdürmesi halinde denetimli serbestlikten yararlanmasını ve cinsel saldırı, cinsel istismar ve reşit olmayanla cinsel ilişki suçlarında hadım uygulanmasını önerdiğine dikkat çekerek suçu her ne olursa olsun kişinin vücut bütünlüğünü bozacak bir ceza kabul edilemez olduğunu belirttiler.

'RAPOR İNSANLIK SUÇUDUR'

Açıkalamada 'Rapor, karakolların kapılarının mesai saatleri içerisinde şiddete maruz kalan kadınlara kapatılmasını öneriyor. Şiddet durumunda kadına verilecek tedbir sürelerinin “Kadınlar tarafından kötü kullanıldığı” ve “Erkeklerin mağdur edildiği” iddiasına dayanarak, en fazla 15 gün olarak kısaltılmasını öneriyor. Üstelik, bu karar, kadının “belge ve delil sunması” koşuluna bağlanıyor.' dendi.

'“Kadınların haklarını öğrenmeleri boşanmaları arttırıyor” ibaresinin yer aldığı bir rapordan kadının yararına bir şey çıkması mümkün değildir.' diyen kadınlar 'Bu rapor kadına yönelik şiddeti meşrulaştırmakta, kadınlar şiddet görmeye devam etsin demektedir. Laiklik ve Medeni haklara açıkca aykırı olan bu rapor aynı zamanda başlı başına bir insanlık suçu işlemektedir. Çünkü, evlilik kadar boşanma da bir insan hakkıdır. Ülkemizde boşanmaların çoğu aile içi şiddet yüzünden gerçekleşmektedir, kadınların boşanmamaları için arabulucu uygulaması ve burada ilahiyatçıların görevlendirilmesi kadına şiddeti “ölünceye” kadar yaşa demekten başka bir şey değildir. Zira bir ayda 28 kadının öldürüldüğü ülkemizde bu yasa böyle geçerse başka bir şey olması da mümkün değildir. Kaldı ki, mutluluk için evliliği seçen bireylerin hangi gerekçelerle olursa olsun mutsuzluk durumunda boşanmaları devlet veya din kurumları tarafından müdahale edilecek bir süreç değildir. Bu rapor aile kurumunun kuru kuruya yüceltilmesinin bir belgesi niteliğindedir. Bütünsel bakış açısından uzak, kadını ötekileştiren, kız çocuklarını tecavüzcülerle evlenmenin kıyısına getiren bu rapor böyle geçmez.

'HAKLARIMIZI TEK ADAMA TESLİM ETMEYECEĞİZ'

AKP iktidarının; kapitalizmin emeği yeniden üretken emek olarak konumlandırdığı kadını, tek adam tek parti iktidarını da sağlama alacak şekilde geleneksel değerler adı altında yedek ve ucuz işgücü olarak yeniden konumlandırma, eğitimden kültüre, medeni haklardan siyasi ve ekonomik haklara kadar yeniden şekillendirme gayretini görüyoruz. Geçtiğimiz yıl başlattığımız, yeni meclis dönemi başlar başlamaz da “eşitlik ve özgürlük için bu yasalar böyle geçmez” diyerek sürdürdüğümüz mücadelemizi, çoğaltarak devam ettireceğiz. Kadınların hem ülkemizde hem de dünyada yüz yıllar süren mücadelelerle kazandığı hakları tek adam iktidarınıza teslim etmeyeceğiz.' diyerek kadınları çağdışı uygulamalara karşı mücadele etmeye çağırdı.

Editör: Haber Merkezi