Ülke gündemine dair üzerinde en çok durulması gereken konulardan birisi kadın cinayetleri iken ne yazık ki feminist-aktivist kişiler, kurumlar, örgütler dışında henüz top yekûn bir mücadele ağı oluşturulamıyor. Yargı sisteminin erkek şiddetini beslemesi; medyanın kadına şiddet özelinde şiddet özendiriciliği, toplumsal/kültürel kodlar, cinsiyet rolleri, politik etkenler gibi nedenler kadın cinayetlerine zemin hazırladığı gibi sürekliliği de teşvik etmektedir.

***

Anıt Sayaç: Şiddetten Ölen Kadınlar İçin Dijital Anıt platformunun verilerine göre sadece 2019 yılında 287 kadın erkekler tarafından katledildi. Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi de (UNODC) 2019 Küresel Cinayet Raporu’nu yayımladı. Kadınların ve genç kızların cinsiyete bağlı öldürülme oranlarının incelendiği rapora göre 2017’de 87 bin kadın kasten öldürüldü. Rapor, bu kadınların yarısından fazlasının (50 bin) eşleri, sevgilileri ya da aile üyeleri tarafından öldürüldüğünü ortaya koydu. Bu da 2017'de dünya genelinde her gün 137 kadının kendi aile üyeleri tarafından öldürüldüğü anlamına geliyor. Rapora göre 2017’de kasten öldürülen kadınların üçte birinden fazlası (30 bin) mevcut ya da eski eşi veya sevgilisi tarafından öldürüldü. Bu durum, dünya çapında kasten öldürülen tüm kadın ve genç kızların yüzde 34’ünden fazlasının normalde güvendikleri ya da bakımlarını üstlenen bir kişi tarafından öldürüldüğünü ortaya koyuyor. BM raporunda Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) yayımladığı bir rapora da atıfta bulunuluyor. Bu rapora göre sınırlı bir eğitim görmüş, çocukluğunda istismara uğramış, annesinin aile içi şiddete maruz kalmasına şahit olmuş, aşırı alkol tüketen, şiddet kullanılmasını normalleştiren davranışlar sergileyen ve kadınlar üzerinde hak görme anlayışına sahip erkeklerin şiddete başvurması çok daha büyük olasılık.

***

Tüm bunların karanlığında biz kadınlar İstanbul Sözleşmesi'ni değerli buluyoruz ve uygulanmasını talep ediyoruz. İstanbul Sözleşmesi olarak anılan Kadına Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye Dair Avrupa Konseyi Sözleşmesi, kadına yönelik şiddet konusunda bağlayıcılığa sahip ilk uluslararası sözleşmedir. Kadınlara yönelik her türlü şiddetin önlenmesi, kadınların her türlü şiddetten korunması, kadınlara yönelik şiddetin faillerin kovuşturulması, yargılanması ve cezalandırılması için titizlikle hazırlanmış bir metin. Sözleşme metni, bu konularda getirdiği yüksek ve detaylı standartları içeren hükümlerin yanı sıra bir de Sözleşmenin gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini denetlemek için oluşturulacak ve kadına yönelik şiddet alanında uzman üyelerden oluşan GREVIO (Kadınlara Karşı Şiddet ve Ev İçi Şiddete Karşı Uzman Eylem Grubu) adlı organın kuruluşunu, görevlerini ve işleyişini düzenleyen hükümler içeriyor. Sözleşmenin yükümlülükleri öncelikle devlet görevlilerine yönelik. Çünkü biliyoruz ki KADIN CİNAYETLERİ POLİTİKTİR, KİŞİSEL OLAN POLİTİKTİR.

Bizler 'ÖLMEK İSTEMİYORUZ' , bir kişi daha eksilmek istemiyoruz. Başka bir dünya mümkün; bunun için ortak mücadeleye açık davetimdir.