İzmir Spor Kulüpleri Vakfı (İZVAK) hafta içinde bir açıklama yayınladı.

Açıklamanın başlığı, "İzmir'e vefa yakışır"…

Açıklamada, Göztepe ve Altay'ın bu sezon yaşadığı talihsizliklerden dem vurularak iki güzide kulübümüzün Süper Lig'de kalma mücadelesi verdiği şu günlerde birlik ve beraberlik içinde hareket edilmesi gerektiği anlatılmış. İki kulübün yönetici ve başkanlarının üzerine baskı kurulmaması, geçmişteki başarıların hatırına fedakârca çalışan başkan ve yönetimlere haksızlık edilmemesi gerektiği ifade edilmiş.

Ne zaman bir açıklamada "birlik ve beraberlik" vurgusu yapılsa aklıma 12 Eylül faşist darbesinin mimarı diktatör Kenan Evren gelir, tüylerim diken diken olur. O karanlık günlerde on binlerce genç işkenceden geçirilirken bu hazret de hep aynı söylemi kullanırdı.

Otoriter rejimlerde 'gaz odaları' vardır, demokrasilerde gaz alma yöntemleri. Diktatörler muhalif sesleri susturmak için 'gaz odalarını' kullanırlar. Kendilerine karşı olan tüm sesleri böylece bertaraf ederler, korku salarak sustururlar.

Demokrasilerde ise gaz alma yöntemleri devreye girer. Bunlar özeleştiri, şeffaflık, hesap verme, sorumluluk alma, eleştiriye hoşgörü ile yaklaşma gibi yöntemlerdir. Bir sorumluluk aldığınızda, bir göreve talip olduğunuzda muhalif sesleri 'gaz odaları'na gönderemezsiniz. Sizi eleştirenlerin gazını almak için onları dinlersiniz, eleştirilere kulak verirsiniz.

Gelelim sadede…

İZVAK'ın açıklaması bu açıdan bakınca çok talihsiz gözüküyor.

Başarısız olan Altay ve Göztepe yöneticilerinin özeleştiri yapması camialarına olan yükümlülüğüdür. Ayrıca vefa borcu gelecekte ödenir, icra makamında bulunanlara vefa borcu olmaz. İcra makamları övgüyü de yergiyi de aynı olgunlukla karşılamak durumundadır. Demokrasi kültürü bunu gerektirir.

Göztepe ve Altay sevdalıları, bu renklere gönül verenler sitemlerini kime yapacak? Eleştiri yapanları 'vefasız' diye mi yaftalayacağız?

İZVAK durumdan vazife çıkarmak yerine asli görevini yapsın. Mesela İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin İzmir'in asırlık kulüplerine yaptığı yıllık 30 milyon liralık yardımı hakkaniyet içinde dağıtsın, bunu da şeffaf bir şekilde kamuoyuna açıklasın.

İZVAK'ın görevi Mehmet Sepil ve Özgür Ekmekçioğlu'nun avukatlığını yapmak değil, asırlık camiaların yedi emini olarak her kulübe eşit mesafede durmaktır.

Ayrıca İZVAK sadece kulüp yöneticilerinin değil, İzmir kulüplerinin tüm paydaşlarının da vakfıdır. Taraftarların ve camiaların da sesine kulak vermelidir.

Son sözüm de Göztepe ve Altay yöneticilerine; İzmir spor basınından neden kaçıyorsunuz? Tam da camialarınızı bilgilendirmeniz gereken bu dönemde neden üç maymunu oynuyorsunuz? Yapın bir basın toplantısı anlatın yaşadığınız sıkıntıları, yapın özeleştirinizi. Camialarınız, taraftarlarınız sizden bunu bekliyor.

Unutmayın, basın kuruluşları sadece başarılarınızın haberini yapmak için yok.