İZTO seçimlerinden ilk kez, İz Gazete yöneticisi ve yazarı Özgür Coşkun’un geçen ay başında yazdığı “Özgener rakipsiz mi?” başlıklı makalesi ile haberdar oldum. Coşkun, yazısında Özgener’in başarılı bir dönem geçirdiğini, özellikle iktidarın da desteğini arkasına alarak başarılı çalışmalara imza attığını ileri sürüyordu.

Coşkun’un sözünü ettiği çalışmalar seçime çok az bir süre kala İZTO meclisinin 2018 – 2022 döneminin son toplantısında Özgener tarafından dile getirildi. Başkan, yönetim kurulu düzeyinde 233 toplantı yaparak 6 bin 878 karar aldıklarını, 72 kez bakan düzeyinde toplantı yaptıklarını belirtti. Özgener, konuşmasında küresel sorunlara dikkat çekerken, pandeminin ve 30 Ekim Depreminin yarattığı sorunların hafifletilmesi için yapılan çalışmalar, İZQ Girişimcilik ve İnovasyon merkezinin faaliyetleri, Tarıma Dayalı İhtisas Organize Sanayi Bölgesi (OSB) projeleri, kruvaziyer turizminin gelişmesine yönelik çalışmalar, İzmir Alsancak Limanı’ndan Ro-Ro seferlerinin yeniden başlamasının sağlanması, İzmir Ticaret Odası Tahkim ve Arabuluculuk Merkezi’nin açılması, TOBB Akreditasyon Sistemi çerçevesinde İZTO’nun, 2021 Yılı Denetim Dönemi’nde en yüksek puanı elde ederek 2021 yılında denetime giren Ticaret Odaları arasında birinci olması, sicil tasdiknamesi ve ihale belgelerinin, elektronik ortamda verilebilmesinin sağlanması çalışmaları hakkında bilgi verdi.

Başkanın enflasyon ile ilgili tespitleri de çok gerçekçiydi: Eylül ayı başında açıklanan 2023-2025 Orta Vadeli Program kapsamında 2023 yılı enflasyon hedefi yüzde 24.90 olarak öngörülüyor. Ancak enflasyonun yüzde 24.90’a nasıl düşürüleceğiyle ilgili daha somut politika önerilerine ihtiyaç var. Para politikası araçları kullanılmadan, sadece makro ihtiyati tedbirlere ağırlık verilerek enflasyondaki düşüşün nasıl sağlanacağıyla ilgili soru işaretlerinin giderilmesine ve daha önce de belirttiğim gibi piyasalara güvenin yeniden tesis edilmesine ihtiyaç var. Enflasyonun belirli bir seviyeye ve özellikle tek haneli rakamlara inmesi, uzun bir mücadeleyi ve toplumun tüm kesimlerinin bu alanda kenetlenmesini gerektiriyor. Çünkü enflasyonun yarattığı tahribat, aslında bir fırsat eşitliği problemi. Enflasyonla mücadele ekonomide ilk gündem maddemiz olmalı. Eğer bunu yapmazsak; cari açık, işsizlik, ücretlerde artış gibi kalemlerin de kalıcı olarak iyileşmesi pek mümkün görünmüyor.

İZTO stratejik planı, çalışma programları ve faaliyet raporları uyumlu olmalı

Başkanın icraatı etkileyici gözüküyor, yaptığı konuşmanın uyandırdığı merak, icraatları daha yakından inceleme ve detaylı bilgi ihtiyacı kişiyi İZTO’nun raporlarına yönlendiriyor. Çünkü modern bir kurumun yönetimi, dönem başında hangi amaç ve hedeflerin ortaya konduğunu ve dönem sonunda ise bunların hangilerinin ve ne kadarının gerçekleştiğini genel kurula izah etmelidir. Hele genel kurul seçimli bir genel kurulsa, mevcut başkan ve/veya yönetim yeniden seçilmek istiyorsa kurum stratejik planını, çalışma programını ve faaliyet raporunu baz alan bir yaklaşımla genel kurula hitap etmelidir.

İZTO’nun 2019-2022 dönemi için hazırlanan 200 sayfalık olağanüstü uzun stratejik planının uzun girizgahından sonra nihayet 83. sayfadan başlayan 5 adet stratejik amacı ve bu amaçların altında yer alan 20 tane hedef var. Bu hedeflerin gerçekleştirilmesi için her yıl nelerin yapılmasının programlandığının yıllık çalışma programı ve bütçesinden, nelerin gerçekleştiğinin ise faaliyet raporlarından izlenebilmesi gerekir.

Örneğin; Birinci stratejik amaç İzmir’in inovasyon, girişimcilik ve dijitalleşme eksenli dönüşümünü sağlamak olarak belirlenmiş ve bu amacın birinci hedefi 4 yıl içerisinde (2019 – 2022 döneminde) İzmir’den 5 başarı hikâyesi çıkarılması ve rol model yaratılmasını sağlamak olarak belirlenmiş. Doğal olarak bu beş başarı hikayesi ile ilgili nelerin programlandığı, nelerin gerçekleştiğinin yıllık çalışma programlarında ve faaliyet raporlarında stratejik planda verilen kodlar üzerinden (SA1-HE1) kolaylıkla bulunması gerekiyor. Birinci stratejik amacın birinci hedefi ile ilgili olarak her yıl neler programlandı, neler yapıldı? Bu hedefte bahsedilen hikâyeler gerçekleşmiş ise bu hikâyeler neler, bunlara nereden ulaşılabilir? Bu sorunun cevaplarının söz konusu raporlarda yer alması gerekiyor. Bunlara yıllık çalışma programlarından ve faaliyet raporlarından ulaşılamıyor.

Yine aynı stratejik planın birinci amacında 10 inovatif projenin hayata geçirilmesi hedefinden (SA1-HE3) bahsediliyor. Ama bu 10 inovatif projenin akıbeti çalışma programları ve faaliyet raporlarında yok. Yönetimin, üyelerin ve kamuoyunun İZTO’nun performansını takip edebilmeleri için bu raporlarda nelerin amaçlandığı, hedeflendiği ve nelerin gerçekleştiği kolayca izlenebilmeli. Bu raporların uzunluğu da şeffaflık ve hesap verebilirliği kısıtlıyor ve aynı zamanda bu raporlara ayrılan zaman ve emeğin verimsiz değerlendirildiği izlenimi yaratıyor.

İZTO’nun 2019- 2022 dönemi için ulaşmayı planladığı 20 hedefe ne olduğunu bulabilmek zor ama 2023-2026 dönemi için bu böyle olmayabilir. Yeni dönemin stratejik plan çalışmalarının başladığı bu günlerde konuyu bir danışmanlık şirketine sormakta ve/veya İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin ilgili bölümlerinin hocalarından destek almakta fayda var. Bu raporlar mutlaka gözden geçirilmeli. Kısa, net, birbiri ile uyumlu raporlar odaların ne iş yaptığına dair soruların azalmasına ve işlevlerinin anlaşılmasına büyük katkı sağlayabilir. İZTO çok kaliteli sektörel raporlar üretebilen bir kurum. Çok iyi stratejik plan, çalışma programı ve faaliyet raporları da üretebilir.

Demokratik katılım ve üye memnuniyeti

İZTO'nun 80 bini aşkın üyesi var. Bunlardan 11 bin civarında üyenin seçimlere katıldığı söyleniyor. Yani, üyelerin yaklaşık yüzde 14’ü oy kullanmış. Bunda muhtemelen Mahmut Özgener’in rakipsiz olması ve seçimi kazanacağının kesin olduğunun düşünülmesi büyük rol oynamış olabilir. Eğer rakiplerin kıran kırana mücadele edeceği bir seçim olsaydı katılım daha fazla olabilirdi. Diğer yandan üyeler yönetime kim gelirse gelsin İZTO’dan aldıkları hizmetin kalitesinin aynı olacağını düşünüyor olabilirler. Bu da katılımın aşağı seviyelerde kalmasına yol açabilir. Tabii üyelerin kafasında neler olduğunun birebir bilinebilmesi mümkün değil ama İZTO’yu nasıl algıladıklarının bilinmesi faydalı olabilir. Tecrübeli bir kuruluşa yaptırılabilecek ve iki senede bir gerçekleştirilebilecek bir memnuniyet anketi yönetim kurulunun yolunu aydınlatabilir. Her anketin sonuçları analiz edilir, üyelerle paylaşılır ve analiz sonuçlarına göre iyileştirmeler yapılır. Daha sonra, memnuniyetteki iyileşmeyi görmek için yeni bir anket yapılır. Özellikle ilk anketlerin sonuçları yönetim açısından rahatsız edici olsa da böyle bir çalışma odaya önemli katkılar sağlayabilir.

Özgener AKP’ye yakınlığı ile tanınan bir yönetici. Bununla birlikte, Özgener’in İZTO’yu diğer odalar ve STK’lar gibi siyaset üstü gördüğü, iktidar ile yerel otoriteler arasında bir denge oluşturarak faaliyetlerini sürdürdüğü ifade ediliyor. Muhalefetin daha baskın olduğu bir şehirde iktidara yakın bir kişinin karşısına rakip çıkarılmamasında bu gerçeğin de etkisi olabilir.