2011 yılında çıkan "AKP Neden Kazanır? CHP Neden Kaybeder?" kitabı ile dikkat çeken Ateş İlyas Başsoy, 24 Haziran seçimlerinin ardından Cumhuriyet Halk Partisi'nde yaşananlara dair yazdı.

İşte o yazı:

CHP BÜYÜK FELAKETE GİDERKEN, BİR DOST TAVSİYESİ

Muharrem İnce, dünyadaki en savurgan insan olabilir. Üç ay önce tavla oynuyordu, sonra bir servete kondu, şimdi o serveti hızla harcıyor.

İlk olağan kurultayda tüm partinin oyuyla tek başına genel başkan olacak, bu kesin.

Ama o hemen olmak istiyor. “KK’nin karşısına asla çıkmam. O bir büyüklük yapıp beni aday gösterdi, ben kendimi küçültmem” şeklinde onlarca taze beyanatına rağmen.

Onu aday gösteren KK ise, “Yerel seçim öncesi ortalığı karıştırma, olağan kurultaya kadar sabret” diyor.

Yani bu durumda Muharrem İnce seçim öncesi onlarca kez verdiği bir sözü çiğnemek ve KK’ye karşı çıkmak üzere.

Muharrem İnce, “KK’nin karşısında asla aday olmam” dedi ama şimdi oluyor.

Muharrem İnce, “Seçim gecesi herkes hazır olsun, valiler ayaklarını denk alsın” dedi ama kendi yok oldu.

Muharrem İnce bir öğretmen olarak elma ile armudun toplanmayacağını çok iyi biliyor ama “Ben 31 aldım, KK 23 aldı” diyor.

Muharrem İnce’nin seçilmesinde en etkili kişi ben olabilirim (ayrı yazı konusu), söylemlerini oluşturmakta da çok etkim oldu (bu da ayrı bir kitap konusu) ve CHP’nin geleceğinde, hatta Türkiye’nin geleceğinde İnce’nin belirleyici olduğuna da inanıyorum... Öte yandan seçimden sonra sürekli hayal kırıklığı yaşıyorum.

CHP’de ikinci bir Muharrem İnce yok. Bir dahaki genel seçime de daha 5 yıl var.

Muharrem İnce, onu kucaklayıp CB adayı yapan ağabeyine neden saygısızlık yapıyor? Neden acele ediyor, bu neyin telaşı? Neden itibarını, adını ve imajını yıpratacak bir iç savaş hazırlıyor? Neden doğal yolla olacak rahat bir doğumu illa sezeryanla yapmaya çalışıyor?

Çünkü 8 ay (veya belki de 4 ay) sonra yerel seçim var sayın genel izleyiciler.

Kimi haklı, kimi haksız yüzlerce “kinli” CHP’li Muharrem İnce’nin çevresini sarmış durumda.

Hepsinin de derdi “ballı” il ve ilçelere belediye başkanı olmak.

Muharrem İnce çevresindeki bu güruhun basıncıyla tükürdüğünü yalamaya, partiye seçim öncesi olağanüstü zarar verecek bir bölünmeye girmeye hazırlanıyor.

Kurultaylar genellikle seçime uzun zaman varken yapılır. Çünkü her kurultay küskünler yaratır. Ayakta 100 kişi varken, 5 koltuk olunca 95 küskün kaçınılmazdır. Bu tüm partiler için geçerli.

Bu nedenle seçime aylar kala kurultay olmaz. Kılıçdaroğlu yanlış bir şey söylemiyor.

Kılıçdaroğlu muhteşem bir lider olmayabilir ama iyi bir siyasetçi. Ülkenin yararına olan bir konuda kendine zarar verecek kararlar almaktan çekinmiyor. İnce, KK’nin cesaretine kanıt arıyorsa aynaya bakması yeterli...

Üstelik yerel seçim genel merkezle veya genel başkanla doğrudan ilgili değil. Her seçim bölgesine yerel dengelerin getirdiği adaylar var.

Muharrem İnce, Meclis’e 4 parti sokma başarısı göstermiş Kılıçdaroğlu’nun %23 oyu ile, AKP ve HDP dışındaki 40 puan muhalif oyun doğal “çatı adayı” olmasının karşılığı %31 oyu gerekçe gösterirse, o zaman bu %31 sorgulanmaya başlar. Böyle bir tartışma da en çok İnce’ye zarar verir.

İnce sahiden ciddi ciddi şunu mu yapacak: Geçmişte iki defa yenildiği ve buna rağmen onu aday gösteren, ilk olağan kurultayda da ona koltuğunu bırakacak bir ağabeyin karşısına mı çıkacak?

Ben Muharrem İnce’nin yerinde olsam çevremi sarmış aç kurtlara, bir daha aday gösterilmeyecek başarısız belediye başkanına, siyasi dinozorlara kulağımı tıkar ve koşarak Kılıçdaroğlu’na sarılırım.

CHP geçen yerel seçim büyük hatalar yaptı. Odun koysan kazanılacak yerlere gerçekten de odun koydu. İstanbul’un ve Türkiye’nin finans ve kültür merkezi 4 ilçeye çok yetersiz 4 kişiyi seçti. İzmir’in sadece Büyükşehir’i değil, özellikle ilçeleri derebeyliklere dönüştü.

CHP ona en çok inanan seçmenlerin olduğu bölgelere hatalı adaylar göstererek kendi seçmenine ayıp etti.

Ben Muharrem İnce’nin yerinde olsam hemen Kılıçdaroğlu ve Torun’la toplanır ve bu sefer hata yapılmaması için neler yaparız diye konuşurum. Güçlü belediyelere umut vadeden genç adaylar konmasına çalışırım.

Zaten KK de buna çalışıyor. Yerel seçimin gürültü patırtı içinde geçmemesi ve en sağlıklı kararların alınması için 3 yıldır AKP de bile olmayan titizlikle performans ölçümleri yapılıyor.

İnce çok kritik bir zamanda sadece rakipleri güldürecek bir savaşa girmek yerine, insiyatif alsın ve KK’ye destek olsun.

Herkesin terazisi var. Kimse aptal değil.

CHP bu ülkenin kurucu partisi. Muharrem İnce bu partinin başına kanlar içinde gelmemeli. Böyle gelip iki ay sonra (sırf bu kavga nedeniyle) hezimetle sonuçlanabilecek bir seçimle ilk dakikada façasını çizdirmemeli.

Yanında gerçekten kaliteli ve uzun vadeli düşünen insanlar da var. Onlara kulak vermeli.

Muharrem İnce genel başkan olacak ve seçime kadar restorasyon için de bol bol vakti olacak. O makama da ceketini ilikleyip, herkesin alkışıyla gelecek.

Umarım 50 yılda veya 50 günde kazandığı muhteşem itibarı, bir avuç loser’ın gazına gelip zedelemez. CHP’ye ve kendine zarar vermez.

Benim (garip ama gerçek) direkt bağlantım yok, elden ele uzatın kardeşler.

ATEŞ İLYAS BAŞSOY KİMDİR?

1971 Bursa doğumlu, okur ve yazar. Bursa Erkek Lisesi, Kayseri Fen Lisesi ve İktisat Fakültesi'nde öğrenim gördü. 1983 yılından beri yazılarından telif alıyor, 1985 yılından beri gazetelerde çalışıyor.

Mizah dergileriyle başlayan yazarlık serüveni, edebiyat ve sanat dergileriyle devam etti. Üniversiteye başladığından beri reklam dünyasının içinde ama kendini "reklamcı" diye tanımlamıyor, çünkü "reklamcı"lığın bir "kimlik" değil, bir "giysi" olduğuna inanıyor. Başsoy "Reklamcı Nedir? Nasıl Reklamcı Olunur?" isimli deneysel "kitabımsı"sında okurlara bu ayrımı anlatıyor.

"ÖSS Matematikte 20 Soru Garanti" isimli kitabında üniversiteye hazırlanan öğrencilerin şartlandırılması ve matematik kavrayışlarının hatalarını ele aldı. Yayınlandığı dönemde çok ses getiren bu matematik kitabı, halen bazı akademisyenler ve üniversiteye hazırlanan öğrenciler tarafından referans kitap olarak görülmekte.

2011 yılında çıkan "AKP Neden Kazanır? CHP Neden Kaybeder?" kitabı ile Türkiye'de AKP dışında hiçbir partinin doğru algı yönetimi yapmadığını, bu nedenle kaybettiklerini ve böyle devam ederlerse sonsuza dek kaybedeceklerini anlattı. Ateşli Kitaplar adını verdiği mini kitaplar dizisiyle, yirmi yıldır yazdığı tüm deneme, öykü, masal ve aforizmalarını bir araya getiriyor.

Ateş İlyas Başsoy ulusal ve uluslararası çok sayıda ödül kazandı. Türkiye Zeka Vakfı Genel Kurul üyesidir. 

Editör: Haber Merkezi