Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Türkiye’deki hava kalitesini ölçmek için geçtiğimiz yıllarda birçok yerde istasyon kurdu. Bir de internet siteleri var. Amaç ‘şeffaflık’. Vatandaşlar görsün, nerenin hava kalitesi iyi, nerenin hava kalitesi kötü baksın.

Siteye tıkladığınızda karşınıza Türkiye haritası çıkıyor. Bakmak istediğiniz ilin üzerine geldiğinizde bazı ilçelerdeki hava kalitesini görüyorsunuz. Buraya dikkat çekmek istiyorum; ‘bazı ilçelerdeki’, yani hepsi değil. İlginç…

Bir de şu dikkatimi çekiyor harita üzerinde. Ülkemizde hava kalitesi kötü olan bir yerleşim yeri yok. Siteye girerseniz hava kalitesini size ölçeklendiren renklerle karşılaşıyorsunuz. Yeşil iyi, sarı orta, turuncu hassas, kırmızı sağlıksız, mor kötü ve bordo tehlikeli olarak sınıflandırılmış. Maşallah ülkemizde her yer yeşil, sarı. Şaşırtıcı…

30 ilçeli, Türkiye’nin en büyük 3. ili olan İzmir’e baktığımızda ise; sadece 8 ilçenin ölçümünü görüyoruz. Bunlar kuzeyden güneye; Çiğli, Karşıyaka, Bayraklı, Bornova, Konak, Buca, Narlıdere ve Gaziemir. En dikkat çekici olanı Aliağa gibi büyük bir sanayi kentinin verilerinin olmaması…

Birkaç gün önce konu ile ilgili CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, Çevre ve Şehircilik Bakanı’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi verdi. CHP’li Bakan konuyu çok güzel ele almış. 7 soruluk önergede özellikle 2 soru çok dikkatimi çekti:

“1 – 2016 Haziran döneminden itibaren Aliağa, Menemen, Yeni Foça ve Bozköy bölgelerindeki hava ölçüm istasyonlarının verilerine ulaşılamamaktadır. Verilerin kamuoyuyla paylaşılmama sebebi nedir?

2 – Bakanlığınız; Aliağa, Menemen, Yeni Foça ve Bozköy'ün 2016 Haziran döneminden itibaren 2017, 2018, ve 2019 (Eylül ayı dahil olmak üzere) aylar bazında hava kalitesi verilerini ne zaman paylaşacaktır?”

Az çok çevre bilinci olan herkesin ilk sorunun cevabını bildiğine ya da en azından tahmin ettiğine eminim. Murat Bakan’ın bu soruları özellikle sorduğu da aşikâr… Cevap gelecek mi? Sanmıyorum. (Kalan 5 soruya ise gerek bizim gazetemizin internet sitesinden gerekse diğer gazeteler rahatlıkla ulaşabilirsiniz.)

Örneğin sadece Aliağa’da 5 tane termik santral var. Termik santrallerin çevreye ve dolayısıyla insanlara verdiği zararlara ulaşmak hiç de zor değil. Bu santrallerin havaya saldığı gazlarla insanların hem psikolojik hem de fizyolojik metabolizmasına zarar verdiği herkesin malumu. Konu sadece insan da değil hayvana, tarım arazilerine ve o arazilerde yetiştirilen gıdaya, ham maddeye, suya, ormana da zarar veriyor termik santraller. Verilen bu zararla birlikte insanların kanser riskleri de artıyor. Canlıların yaşam alanları daralıyor ve zamanla yok oluyor.

Bu arada 2 gün önce hem gıda mühendisi olduğu için hem de gazetecilik yaptığı için çift koldan meslektaşım Bülent Şık’a 15 aylık ceza verildi. Bülent Şık, 4 yıl önce tamamlanan bir araştırmanın sonuçlarında yer alan ‘kanser vakalarının endüstriyel çevre kirliliğiyle bağını’ açıkladığından ceza aldı.  

Memlekette olana bitene baktıkça ve son olarak Bülent Şık’a verin cezayı düşününce, Murat Bakan’ın sorularına cevap geleceğini hiç sanmıyorum. Cevap gelse bile bizleri tatmin edeceğini ve sonrasında çözüme kavuşturacaklarını da sanmıyorum. Ülkemizde siyasetin merkezinde insan değil rant olduğundan böyle düşünüyorum. Umarım yanılırım…

DAVET: İGC BASIN LİGİ

Son iki yıldır İzmir Gazeteciler Cemiyeti öncülüğünde gerçekleştirilen halı saha futbol turnuvası bu yıl 8 Ekim’de başlıyor. Bu sezon lige adını 2014 yılında kaybettiğimiz gazeteci Ünver Ergün veriyor. Biz de İz Gazete olarak bu turnuvada boy göstereceğiz. İcra ettiğimiz mesleğin zorluklarının üzerine biraz ter atmak tüm meslektaşlarıma iyi gelecektir. Özellikle mesleki dayanışmayı artırmak için düzenlenen bu turnuvada bizim de İz Gazete olarak bir sürprizimiz var. Turnuva başladığında bunu siz sevgili okurlarımızla da paylaşacağız. Herkesi maçların keyifli ve çekişmeli geçeceğini tahmin ettiğim bu turnuvaya davet ediyorum.