Öyle ya sahipliğin olduğu dünya düzeninde kentin de sahiplenilmesi gerekmez mi? Sermaye, varlığı ve egemenliği için kente sahip çıkmaya çalışır. Bir de kente yaşam için, kültürü için sahip çıkmaya çalışanlar vardır. Örneğin EGEÇEP (Ege Çevre ve Kültür Platformu), İYA (İzmir Yaşam Alanları), KP (Kültürpark Platformu) gibi kentin koruyucu örgütleri vardır.

Sermayenin yaptıklarına bakacak olursak, kentin su kaynaklarında altın madenciliği yaparlar. Efemçukuru buna örnektir. İzmir içme suyu ağır metallerin tehdidi altındadır. Kentliler bu ağır metallerin etkisiyle kanser ve Alzheimer başta birçok hastalığa doğru sürüklenmektedir. İZSU, bu konuda davacı olmuş ve İzmir’e halk adına, yaşam adına sahip çıkan EGEÇEP, İYA da bu konuda büyük çabalar harcamaktadırlar.

Bir de avukatlarımız var elbette; Av. Senih Özay, Av. Arif Ali Cangı hakları ödenemez çabalar içindeler. Baromuzu elbette bu mücadelenin başında sayıyoruz. TMMOB ve bağlı Odaları’nın ölçülemez katkı ve özverileri, destekleri takdire değer; tam da Anayasa ve yasaların onlara yükledikleri kamu görevlerini yapıyorlar.

Kentin en eski sanayi kuruluşlarından sayılabilecek Aslan Avcı Kurşun ve Döküm Fabrikası, İzmir’in merkezinde Gaziemir’dedir. Hurda akülerden kurşunu geri kazanmak amacıyla üretime geçmiştir. Ayrıca av tüfekleri için de saçma yapardı. İşte bu sermaye de kendini büyütmek, egemenliğini arttırmak, kente ağırlığını koymak için radyoaktivite bulaşıklı hurdalara bulaştı. Sadece nükleer enerji santrallerinden çıkan Eu 152- Eu 154 atıkları bu fabrikanın atık sahasında gömülü olarak bulundu. Bu suç, yedi yıl boyunca Çevre Bakanlığı, İzmir Valiliği ve Çevre İl Müdürlüğü’nce saklandı, gizlendi. Ama kentin bir başka sahipleri bunu meydana çıkardılar ve hukuksal mücadele başlattılar. EGEÇEP’i ve Av. Arif Ali Cangı’yı öncelikle anmak gerek. Halk sağlığı uzmanları hekimlerin unutulmaz katkı ve emekleri vardır bu işte. Halk kanser olmasın, astım olmasın, hasta olmasın da olmasın...

Gazeteciler var; bıkmadan usanmadan yazdılar, çizdiler, TV programları yaptılar. Evrensel Gazetesi ve Hayat Tv’den Özer Akdemir’i de burada ilk sıraya koymak gerek.

Kentin en yaşanası alanları imar ve inşaat rantına kurban edilirken karşı çıkanlar vardı. TMMOB İzmir Ziraat Odası Başkanı iken de milletvekili olduğunda da Prof. Dr. Kamil Okyay Sındır hep kente halkın çıkarları ve kaliteli yaşamı adına sahip çıkanlardandı. Tarım alanları ve çiftçilerimiz için verdiği mücadele unutulamaz. Şimdi İnciraltı için oranın ranta kurban edilmemesi için uğraş vereceğini biliyoruz.

Bergama’da, Efemçukurun’da, Uşak Eşme’de olduğu gibi tüm Türkiye’de doğayı ve halkla ülke çıkarlarını savunan Jeoloji Mühendisi Tahir Öngür’ün direşkenliğini, bitmez tükenmez enerjisini alkışlamak gerek.

Sermaye kente kendi çıkarları için sahiplenmeye çalışıyor. Onlara karşı kenti yaşam adına, halk adına, emek adına sahiplenenler var. Safları çok açık seçik belli; halkların ve emekçilerin yanındalar?

Sizin safınız neresi? Siz kimin yanındasınız? Neredesiniz?