“…

Zamanın geçmesinden çok belki de bizi böyle yıkan

Mevsimlerin dönme dolabıyla belli etmesi geçtiğini”

Attila İlhan

Şiirle başlamak hoşuma gitti, seriye bugün de böyle başlıyorum.

Erken seçime 63 gün kaldı. Sayılı gün çabuk geçer. Tek adama mağlubiyet yaşatmak isteyen 'hayır' cephesi kısa süre sonra vatandaşın acil taleplerini formüle eden programlar ilan edecektir. Şimdilik hem cumhurbaşkanı aday adaylarının hem de milletvekili aday adaylarının konuşulması çok normal…

SEÇİM SÜRECİ ‘APOLİTİK’ GEÇMESİN

Dün, Beyaz Show’a telefonla bağlanarak 'Artık anneler ağlamasın, çocuklar ölmesin' dediği için 1 yıl 3 ay ceza alan ve 6 aylık ertelemesi bugün sona eren Ayşe Çelik, 6 aylık bebeği ile cezaevine girdi. Ayşe öğretmeni ve 6 aylık bebeğini, CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok ve HDP milletvekillerinden Feleknas Uca ‘uğurladı’ cezaevine. Altıok twitterdan “Ayşe öğretmen ve bebeği Deran'dan biraz önce ayrıldık maalesef... Siz Ayşe öğretmenin #TürkanSaylan'ın dokunduğu ve onun vicdanıyla konuşan kardelen Ayşelerden birisi olduğu bilmiyorsunuz. Ve kardelenin kışın bitişini müjdeleyen ilk haberci olduğunu...” notunu paylaştı.

Altıok bugün de, İstanbul’dan çıkması mahkeme kararıyla yasaklanan ‘Antikapitalist Müslümanlar’dan yazar İhsan Eliaçık yerine, İzmir’de Eliaçık’ın kitaplarını imzalayacak. Erken seçim kararı sonrası memleketin dertlerini bırakıp, Genel Merkez’de yönetici kovalayanların yanında Zeynep Altıok’un bu tavrını tebrik ediyorum. Kendisi milletvekilliği döneminde, özellikle de Genel Merkez’de aldığı görevler nedeniyle ‘yeterince’ İzmir’de olamadı. Ama bu dönemde Roboski’de, Cerattepe’de, Ermenek’te, Sivas’ta, Soma’da, Silivri’de, Çağlayan’da oldu bolca. ‘Yiğidi öldür, hakkını yeme’ atasözü Altıok’un milletvekilliği performansı için tam yerine oturuyor.

Seçimlere bu kadar az zaman kalmışken ve hiçbir şey belli değilken ‘Ankara-İzmir’ mesaisi yapmak da tuhaf değil kuşkusuz. Ama vatandaşın dertlerini, ülkenin kanayan yaralarını unutmadan… Kantarın topuzunu kaçırmadan…

KOCAOĞLU ETKİLİ OLACAK MI?

14 yıldır İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni yönetip, partisi içerisinde de ‘aktif’ belediye başkanlığı pozisyonunda olan, 14 yılda güçlü bir ekip kurup, etkin politik kadrolar yetiştiren Aziz Kocaoğlu’nun süreci kenardan izleyeceğini beklemek şaşkınlık olur. Listelerde ciddi bir etkisi olacağını düşünüyorum. Ama olur da, son Genel Kurultay’da olduğu gibi ‘etkisi’ne kesik atılırsa, bu da CHP Genel Merkezi’nin Aziz Kocaoğlu’nun yeniden İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak gösterilmesi konusunda bu yıl vermiş olacağı ikinci ‘ayar’ olur. İki ihtimal de zayıf değil. Yine de Kılıçdaroğlu ve kurmaylarının ‘denge’ siyaseti öne çıkabilir.

Kocaoğlu, referandumda yeterince sorumluluk almamakla, ‘hayır’ için çalışmamakla eleştirilmişti.  Bu seçimde var gücüyle sahaya inecektir.

KADIN ADAYLAR NEREDE?

Dün burada ‘İzmir’in kadın adayları nerede?’ diye sormuştum. Yazıya cevaplar geldi. Birkaçını paylaşmak istiyorum:

 “İzmir'de kadın adaylar arasına bence Şehrazat Mercan Hanım girmeli. Ve hatta Milletvekili olarak görmek istiyoruz. Çünkü seçmen olarak bizler bizi dinleyen, dokunabildiğimiz, her an yanımızda olan, köylü dostu, çevreci, halktan bir vekil görmek istiyoruz”

“Kadın milletvekili isimleri saydınız ancak Şehrazat Mercan hanımefendiyi lütfen unutmayın. İzmir ile ilgili ve çevre ile ilgili arı gibi çalışan önemli davaları sonuçlandıran çok duyarlı ve insana dokunun biri. Saydığınız isimlere ise saygı duyarım hepsi bizim değerlerimiz.”

İYİ PARTİ’NİN GOLÜ

Erken seçimin en çok konuşulacak partisi durumundaki İYİ Parti’nin Genel Sekreteri ve İzmir Milletvekili Aytun Çıray’ın dün Uğur Dündar’a verdiği röportajın şu kısmına bayıldım:

“Eşim, ‘Ben olsam bu açıklamada İYİ Parti'nin seçimlere girme hakkını elde ettiği gerçek tarihi yazmam. Göreceksiniz; açıklamanızda hangi tarihi yazarsanız ortaklar ondan önceki tarihi erken seçim tarihi olarak açıklayacaktır. Hem böylece niyetlerini de test etmiş olursunuz’ dedi. Kadınların altıncı hisleri güçlüdür. Bunun üzerine ben de risk aldım ve İYİ Parti'nin 28 Haziran'da seçime girme hakkını kazanacağını açıkladım. Sonucu biliyorsunuz: Süper baskın seçim tarihi 24 Haziran olarak açıklandı. Böylece Saray Koalisyonu'nun Sayın Akşener'den korktuklarını test ettik, ortaya çıkardık. Selmin'e teşekkürler. Çünkü herkesin kandırdığı Erdoğan'ı bu defa da biz kandırdık.”

‘Orantısız zekâ’ bu kez Merkez Sağ’da… Çıray vurdu, gol oldu.

HDP’DE ESKİLER ÖN AÇMALI

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, önceki gün İzmir’de sendikaların, siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileriyle bir araya gelerek, seçim startını İzmir’den verdi. Buldan ‘Partimiz sadece Kürt partisi değil. Herkese kapımız açık’ dedi. Bu çıkışını zaruri ve doğru buluyorum. Ancak ‘herkes’in gelebilmesi için listelerde ‘eski’lerin ‘yeni’lere gönüllüce yer açması ve öncülük etmesi gerekmez mi?

Birkaç görüşme yapıp ‘HDP nasıl İzmirlileşir?’ diye sordum. Kendileri adaylık düşünüyor mu, bilmiyorum ama bir kaç isim önerisi ‘topladım’:  Halkların Köprüsü Derneği Başkanı Prof. Dr. Cem Terzi, önceki dönem kendine alt sıralarda yer bulabilen Milletvekili adaylarından Dr. Zeki Gül, ekoloji mücadelesi aktivistlerinden Av. Arif Ali Cangı, Ertuğrul Barka, Kadın Yazarlar Derneği Başkanı Sevim Korkmaz Dinç… Kuşkusuz daha birçok isim vardır konuşulan. Ama ek olarak, KHK ile ihraç edilen sendikacılar ve hayır'ın peşini bırakmayan gençler de HDP listelerinde mutlaka yer almalı.

CHP’DE İSMİ GEÇEN ÇOK… BEREKET İYİDİR…

Bir kısmını iki gündür zaten yazıyoruz. Tablo netleşmeye başlayınca daha detaylı da konuşulacaktır. Ama ismi geçen adaylara ek olarak buraya birkaç tane daha not etmek, ‘zamanı gelince’ de konuyu biraz daha açmak isterim. Önceki dönem alt sıralarda yer bulabilen Dr. Ülkümen Rodoplu, Ali Kemal Elitaş ile Yüksek Disiplin Kurulu üyesi Mahir Polat, önceki dönem Gaziemir İlçe Başkanı Umut Tekin, Karabağlar Belediyesi Özel Kalem Müdürü Ceyhan Kayhan, ekranların görünür siması Elfin Aslan Tataroğlu… Ayrıca Onur Utkan İlçi de dün adaylığını açıkladı.

Sadece isim isim sıralamak değil ama hem bu isimleri hem de daha fazlasını –sayılı gün çabuk geçeceği için- bolca konuşacağız.

MEVCUT İLÇE BAŞKANLARI NE OLACAK?

Dün haberini yaptık. CHP İl Başkanı Deniz Yücel, İl Yönetimiyle beraber İlçe Başkanları’nı da topladı ve ‘Mevcut başkanların istifa etmesini doğru bulmuyorum. Aday adayı olmayı düşünen varsa önce bize söylesin’ mealinde bir konuşma yaptı. Edindiğimiz bilgiye göre Bornova İlçe Başkanı Nevzat Kavalar da aday adayı olmayı düşündüğünü, istifa etmesi durumunda Bornova İlçe Örgütü’nün güçlü ve hazır olduğunu, sıkıntı yaşayamayacaklarını söyledi. Aday adayı olacağı konuşulan Çiğli İlçe Başkanı Utku Gümrükçü, Karşıyaka İlçe Başkanı Uğur Yıldırım ve Ödemiş İlçe Başkanı Mehmet Birlik ise henüz bir açıklama yapmadı.

Olağan koşullarda Yücel’in söylediği doğru olabilir. Ama ‘şark kurnazı’ iktidar bloğunun katakullileriyle karşı karşıya olduğumuzu düşünürsek, “Müzik değişti, dans da değişir”… Mevcut ilçe başkanları henüz sandıktan çıktı. Yani ilçelerinde kendilerine teveccüh olduğunu demokratik bir seçimle ispat edeli 6-7 ay olmadı. Eğer İlçe Örgütleri de başkanlarını aday adayı olarak görmek istiyorsa, bunun sorumluluğunu alıyorsa, aday adayı olmalarını engellemek tabanın motivasyonunu bozmaz mı? Bence bu kararı İlçeler kendileri vermeli.

Deniz Yücel’in aynı toplantıda söylediği  ‘Örgütün komutana ihtiyacı var’ sözüne de katılmamak mümkün değil. Takipte olacağız, memleketin ikbali için bunu başaracağına, yapacağı her olumlu hamleyi de herkesin destekleyeceğine inanıyorum.

SENDİKAL HAREKET ADAY ÇIKARACAK MI?

İzmir’de ciddi bir ağırlığı olan Genel İş Sendikası ve Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’nun CHP listelerine adaylarını sokmak isteyeceğini düşünüyorum. Genel İş Genel Merkezi bir karar verecek ve adayını CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na önerecektir. Tahminimce bu isim Genel İş camiasından gelen DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı olur.

Öte yandan konfederasyon olarak DİSK’in de aday önermesi muhtemel. DİSK Genel Başkanı Kani Beko’nun ismi milletvekilliği için uzunca süredir konuşuluyor. Kani Beko İzmirli... Aday adayı olacak mı, İzmir’den mi yoksa işçi sınıfının başkenti İstanbul’dan mı gösterilecek; göreceğiz. 

İşçi sınıfı mücadelesi içerisinden gelenler olmadan olmaz.

HALK ARENASI BU KEZ İŞE YARAR

Açıkçası ben Halk TV’de yayınlanan Halk Arenası programını işlevsel bulmayanlardanım. Programın formatı, aynı kitle ile bir ‘gaz verme seansı’ olarak geliyor. Çok özel isimler katılmadıkça da izlemiyorum. Ancak bu 63 günde, hele hele ‘merkez medya’nın da satıldığını düşünürsek, seçmenin güven ve cesarete ihtiyacı olduğunu hesaba katarsak, iyi kurgulanması durumunda önemli bir rol üstleneceğini düşünüyorum.

Ayrıca dünkü programı sağlık problemleri nedeniyle Uğur Dündar’ın yerine sunan İzmirli gazeteci Gökmen Ulu’nun performansını da harikulade bulduğumu buraya not düşmeliyim.

HAYIR’DA, GEZİ’DE OLDUĞU GİBİ

Listeler netleşene kadar isimler konuşulmaya devam edeceğe benziyor. Ama zaman daralıyor. Memleketin halini, vatandaşın acil taleplerini es geçmeden, ‘Ben olmazsam gerisi tufan’ demeden, sayılı günün çabuk geçeceğini bilerek; tek adam rejiminin kendisini dayatmasına karşı 16 Nisan referandumunda olduğu gibi, Gezi’de olduğu gibi renkli ve pozitif bir dil kullanmalı ve başlamalıyız.

Bugün ve yarın İzmir Kitap Fuarı’nda gazetemizin ve Biz Kitap’ın standında olacağım. İlk öykü kitabım ‘konuşamayan’ işçilerin öykülerinden oluşan ‘AHRAZ’ı dostlarıma imzalayacağım. Bu yüzden bugün değil ama pazartesi günü İzmir’den erken seçim notları-4 ile burada olurum.

Tüm dostlarımı ise İzmir Kitap Fuarı’nın bu son iki gününe beklerim.