İZBETON, İZULAŞ ve İZDOĞA şirketlerinden çıkarılan işçiler İZ Gazete’ye hikayelerini anlattı. 44 yaşındaki Özlem Koçer, Kadın Sığınma Evi’nde kaldığı süreçte bu işi bulduğunu, 2 çocuğunu tek başına yetiştirmeye çalıştığını söyledi. Koçer, oğlunun kendisine, “Anne artık bana oyuncak alamayacak mısın” diye sorduğunu ifade etti.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın duyurusundan sonra İZBETON, İZULAŞ ve İZDOĞA şirketlerindeki bin 50 işçinin işten çıkartılma süreci başladı. Tugay’ın verdiği röportajlarda sık sık ifade ettiği ‘masa başı çalışan personeller’ değil, sahada çalışan personeller işten çıkartılırken, şu ana kadar işten atılan yaklaşık 80 işçinin arasındaki Temizlik Görevlisi Özlem Koçer, Kaynakçı Serkan Çelik ve ‘engelli’ kontenjanından işe alınan Büro Personeli Mehmet Alakuş, İz Gazete mikrofonuna işten çıkartılma süreçlerini ve kendi hikayelerini anlattı.
Açma-kesme bölümünde çalışan 2 çocuk annesi 44 yaşındaki Özlem Koçer, 2023’ün Kasım ayından beri İzBB’de çalıştığını söyledi. Geçmişini anlatan Koçer, “Kadın Sığınma Evi’nden geldim. Eski eşimle 23 yıl boyunca evli kaldım ve ondan çok büyük bir şiddet gördüm. O şiddete dayanamadığım için de devletime sığındım. Allah razı olsun devletim bana kucak açtı ve bir süre orada kaldım. Sonra bana orada, ‘Kadın Sığınma Evi’nde devam mı etmek istiyorsun, kendi ayakların üstünde durmak mı’ diye sordular. Ben, güçlü karakterimi babamdan aldığım için, ‘Kendi ayaklarım üstünde durup evlatlarımı yetiştirmek istiyorum’ dedim” ifadelerine yer verdi.
"Evlatlarım için"
Çocuklarından birinin ilkokula birinin de liseye gittiğini söyleyen Koçer, “Akşam eve gittiğimde oğlum bana, ‘Anne sen artık bana oyuncak alamayacak mısın’ dedi. Ben sadece evlatlarım için yaşam mücadelesi verdim. Gerçekten kendim için hiçbir şey istemedim. Benim bu işyerindeki tek dayanağım emekliliğimdi, onu bile sadece kızım için istedim. Benim kızım disleksi ve öğrenme güçlüğü var. Emekli olduğumda benim emekliliğim kızıma kalacak. Belki böylelikle 2 kardeş geçinebilirler. Bu yaşam şartlarında, kadına ve çocuğa yönelik bu kadar şiddet varken onları korumak için elimden geleni yaptım. Ama buna izin vermediler” dedi.
İşten çıkartıldığını öğrendiğinde aklında sadece çocuklarının olduğunu kaydeden Koçer, “Hani insanlar, ‘Şu kadar maaş alıyorlar’ diyor ya, hayır. Ben kirada oturuyorum ve oturduğum ev Levent Mahallesi’nde. Uyuşturucunun kol gezdiği, esrarkeşlerin kol gezdiği bir yerde temiz evlatlar yetiştirmeye çalışıyorum. Bazen borç ödemekten aç yatıyorum ama evlatlarımı doyurabilmeliyim. Ben söylendiği gibi 130 bin TL gibi bir maaş almış olsaydım, oradan buradan eşya toplayıp evimi dizmezdim. Bu ay 42 bin TL maaş aldım. Normalde de maaşım 55 bin TL civarında. 2 çocuk okutmaya çalışıyorum” ifadelerini kullandı.
"Ne istediniz?"
Konuşmasının sonunda İzBB Başkanı Cemil Tugay’a seslenen Koçer, “Başkana bir şey söyleme şansım olsaydı, ‘Bu kadar kadın öldürülürken, ben de bir kadın olarak hayata tutunmak isterken neden ben?’ demek isterdim. ‘Benden ne istedin?’ demek isterdim. Sadece şunu söylemek istiyorum, inşallah hak yerini bulacak” diye konuştu.
"Ciğer kalmaz"
8 yıldır İZDOĞA şirketinde kaynakçı olarak çalıştığını, 2017’de CV’sine cevaben mülakata çağrıldığını söyleyen Serkan Çelik, “Pisliğin içinde çalıştım. Karbon monoksitin, metan gazının içerisinde kaynak yaptık. 120-130 bin TL gibi paralara güldüm. Geçen ay 35 saat mesai yaptım ve 60 bin TL maaş aldım, ki bunun içinde yemek ücreti de var. Örnek veriyorum Çeşme’ye gittim çalıştım, 300 TL yemek parası verdim. 60 bin TL kazandım. Bizim işimizin bir gününde ciğer kalmaz. Kanaldaki arızalarda, borulardır, motorlardır, kolektördür, yani ana istasyon, terfi istasyonu arızalarını tamir ederiz. 35 saat eve gitmeden çalıştığımız zamanlar oldu. Göğsümüze kadar pisliğin içinde kaynak yapıyoruz, biz bunları yapıyorken nasıl ‘ofis personeli’ suçlamasıyla karşılaştık” diye sordu
"Kaynak yapıyordum"
İşten atıldığı gün dahi sahada öğlene kaynak yaptığını söyleyen Çelik, “İşten çıkartıldığım gün telefon 1:30’da geldi. 12:30’a kadar güneşin altında, 6 metre yükseklikteki çatının üstünde panel döşüyordum. Öğlen paydosundan dönerken telefon geldi. Bana, ‘Çıkışınızı verin, gelin imza atın’ dediler” ifadelerini kullandı.
"Yüzüne bakamıyorum"
6 ay önce bankaya 2 milyon TL borçlanarak ev aldığını söyleyen Çelik, “2 evladım var biri Çölyak hastası, diğeri de LGS’ye hazırlandı. Ne diyebilirim ki? Oğlum bana, ‘Baba beni parka götürür müsün?’ dedi, onların yüzüne bakamıyorum. Suçum olsa hiçbir şey demeyeceğim. Ama suçum yok. Eşime haber bile veremedim. Sadece, ‘Bir süreç var, devam ediyor’ dedim, haberi yok, net olarak ne olduğunu bilmiyor” diye konuştu.
"Emekçi harcanmasın"
Belediye-İş olarak sonuna kadar bu işin peşinde olacaklarını vurgulayan Çelik, “Onlar biliyor ki biz suçlu değiliz, masa başı eleman değiliz, bankamatikçi değiliz. Bunların atılacağını söylediler, saha personeli atılıyor. Eğer başkana bir şey söyleyebilecek olsam, ‘Hiçbir arkadaşımızın canı yanmasın’ derdim. Bu kadar emek veren insanın harcanmaması lazım” çağrısında bulundu.
"Asfalt kokusu içinde"
İZBETON şirketinde 2022 yılında çalışmaya başladığını söyleyen Mehmet Alakuş, yüzde 80 ortopedik engeli bulunduğunu ve bu işi İŞKUR üzerinden bulduğunu ifade etti. Asfalt biriminde, toz, toprak ve asfalt kokusunun içinde çalıştığını söyleyen Alakuş, “Çalıştığımız yer İZBETON’un şantiyesinin en üst kısmında olduğundan biraz daha tepede kalıyordu. Şikâyetimiz yoktu çünkü oradan kazandığımız parayla ailemizi geçindiriyorduk. Babam vefat etti, annem ve kardeşlerim var, evimiz kira, aldığımız ücretle ay sonunu zor getiriyorduk” dedi.
‘Torpilli’ olmadığının altını çizen Alakuş, “Engelli kadrosundan işe girdim. 2 buçuk yıl önce esnaflık yapıyordum ama engelli olduğum için her şeye yetişemiyordum. Zorlandığım için İŞKUR’a başvuru yaptım ve engelli kadrosundan işe girdim. Hep torpil meselesi gündemde ama benim torpilim yok” diye konuştu.
"Her işi yaptık"
Personel müdürlüğünün arayıp, ‘Profesyonel bir ekip araştırma yaptı ve bazı kişiler işten çıkartıldı’ dediklerini kaydeden Alakuş, “Orada çok profesyonel bir ekip dikkatimi çekmedi. Sabahtan akşama kadar fiş kesen insanlardık ve bize verilen her işi yaptık, asla, ‘şunu bunu yapmayız’ demedik, rapor almadık ve özveriyle işimize sahip çıktık” ifadelerini kullandı. Engelli vergi indirimi olmasına rağmen 60 bin TL maaş aldığını söyleyen Alakuş, “Beni çıkarmalarını anlayamadım. Ben oraya engelli kadrosundan girdim, hatta bir ay önce 4 tane engelli arkadaşımızı işe aldılar. Beni neden çıkardılar? Ben o arkadaşlara, ‘İŞKUR üzerinden mi referansla mı girdiniz’ dediğimde, ‘Referansla girdik’ dediler” şeklinde konuştu.
"Olasılığım yüzde bir"
İş bulma olasılığının diğer insanlara göre daha düşük olduğunu belirten Alakuş, “Diğer arkadaşlar da işten çıkarılmasın ama onların bir yerde asgari ücretle çalışma olasılığı var, ama benim öyle bir iş bulma olasılığım yüzde 1. Şu an ‘işe dönememek’ gibi bir seçenek benim aklımda yok. Bir an önce işime dönüp çalışmak istiyorum. B, C planım yok. Kendimizi anlatmaya çalışacağız, mücadele edeceğiz” dedi.
"Kim haklı kim haksız siz karar verin"
İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ’tan yapılacak işten çıkarmalarla ilgili süreç devam ederken, işçilerden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’a tepkiler gelmeye devam ediyor. İşten çıkarılanlar arasında, İZDOĞA şirketine bağlı İZSU çalışanı Yasin Topan da bulunuyor. Kendisinin yüzde 40 engelli olduğunu kaydeden Topan, haksız şekilde işten çıkarıldığını söyledi. Yaşadığı mağduriyeti çektiği videoda dile getiren Topan, 18 yıldır İZSU’ya bağlı kanalizasyon biriminde görev yaparken işten çıkarıldığını söyledi. Videonun devamında, Tugay’ın açıklamasına yer veren Topan, “Oysa Cemil Başkan (Tugay) şöyle demişti: ‘Çalışan, başarılı işler yapan, kurumun istediği performansı gösteren insanlara dokunma gibi bir durum yok.’ Cemil Başkan’ın söylediklerini duydunuz. Bir de benim yaptığım işlere bakın. Gündemde konuşulan 100 binleri, 200 binleri hayatım boyunca görmedim. Ortalama aylık elimize geçen, son zamlarla birlikte 55, en fazla 65 bin TL. Peki siz bu işi kaç paraya yapardınız? Hiçbir suçum yokken işimden atıldım. Elinizi vicdanınıza koyun; kim haklı, kim haksız, siz karar verin” dedi.