İzmir’in gündeminde sıcaklığını koruyan ‘İnciraltı planları’, bölge sakinlerinin dilinden düşmüyor. Planlar siyasetçilerin, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin, Balçova Belediyesi’nin ve sivil toplum kuruluşlarının takibinde devam ederken bazı tartışmaları da beraberinde getirdi.
İz Gazete’ye konuşan İnciraltı Gelişim Derneği (İNGEDER) Başkanı Tayfun Karabulut, tartışmaların 6. İdare Mahkemesi’ne taşındığını söyledi. Bölgeyi incelemek için gelen bilirkişi uzmanlarının numune ve su kaplarının olmadığını ve kazmaları dahi kendilerinin temin ettiklerini belirten Karabulut, inceleme sonrasında hazırlanan raporlara ilişkin, “Kasıtlı hata olduğunu düşünüyorum” açıklamasını yaptı.
"Takipçisi olacağız"
Bilirkişi raporlarının “kusurlarına” Şubat 2025’te itirazda bulunarak Tarım ve Orman Bakanlığına ilettiklerini belirten Karabulut, “Mayıs ayında da bu bilirkişi raporundaki hatalar, usulsüzlükler, yapılan kusurlarla ilgili bilirkişi kuruluna da şikâyet başvurumuzu yapmıştık. Bununla ilgili olarak da son üç bilirkişi kurulu, 6. İdare Mahkemesinde 27 Mayıs’ta bununla ilgili bir inceleme başlattı. Bilirkişiler hakkında yapılan çalışmalar, aramalarla ilgili evrakları da 6. İdare Mahkemesi istemişti. Mahkeme ise bunu 3 Haziran’da bilirkişi kuruluna gönderdi. Gözlerimiz bilirkişi kurulunda. Çünkü buradaki raporla birlikte hiçbir şekilde bilim kazanamaz. Çünkü hatalı bir bilirkişi raporu var önümüzde. Tamamıyla ekipmanları olmayan bilirkişilerin oluşturduğu bir rapordu. Bu sebeple de beklenilen, İzmir 6. İdare Mahkemesinin bu raporun yenilenmesi yönünde bir karar vermesi gerektiği. Bilirkişilerin yaptıkları hatalardan dolayı gerekli hukuki sürecin de takipçisiyiz” dedi.
"5 milyon metrekarelik alandan 5 numune alındı"
Rapordaki hataların bilinçli olduğunu düşündüklerini dile getiren Karabulut, “İncelemeye giren bölge Türkiye’nin ve İzmir’in en değerli bölgesi. İlgili mahkemenin atadığı bilirkişiler, tarım vasfı için incelemeye geldiklerinde kazmaları, su örneklerini ve numune topraklarını koyacakları kapları yoktu. Bilirkişilerin alana gelmeden raporun sonucunu bilerek geldiklerini düşünüyoruz. Çünkü kazmalarını biz verdik, su koymaları için kapları biz verdik. Kriminal anlamda incelenmesi gereken bir alan. İnciraltı halkı olarak içtiğimiz su kaplarının içini boşaltarak doldurmak ve toprak numuneleri için market poşetlerine koymak nasıl bir bilirkişi kuruluna, hukukuna uyar anlamak mümkün değil. O yüzden alana henüz gelmeden bilirkişi raporunun zihinlerde yazıldığını düşünüyoruz. Çevre Bakanlığının net bir genelgesi var. Toprak numune alma yönetmeliğinde 5 milyon metrekarelik bir yerde alınacak numune sayısı en az 78, en fazla 236 olarak belirtmesine rağmen; sadece 5 milyon metrekarelik alan için alınan numune sayısı 5 oldu. Burada büyük bir kusur ve hata olduğu belli. Teknik yönde artık hiçbir şeyi konuşmuyoruz” ifadelerine yer verdi.
TMMOB’a tepki gösterdi
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir’in İz TV’de katıldığı bir programda “Bilirkişi raporlarına göre konuşuyoruz” söylemine de tepki gösteren Karabulut, “Son bilirkişi raporu hakkında konuşmasın, çünkü mahcup olur. Bu bilirkişi raporu kesinlikle ne bilimin ne de bölgenin gerçeğini yansıtmıyor. Gerçek bu topraklarda beliriyor ve ortada duruyor. Gerçeğin sahipleri olarak burada 100 yıldır buradayız. Gönül isterdi ki TMMOB ekibini burada misafir edip birlikte konuşmak. İzmir gibi medeniyetin şehrinde biz, TMMOB ile görüşmek için ancak toplantıya izin almadan gitmek zorunda kalıyoruz. Çünkü randevu vermeyip halkla konuşmayan TMMOB yönetimi, halktan kopuk yönetiliyor. Bunun en net göstergesi ise İnciraltı Planları sürecinde yönetiminin yaklaşımıdır. Buradaki halkı rantçılıkla yaftalamak ve 100 yıllık has İzmirliler, bölgede gökdelen imarını istemeyen, kaçak yapılara müsaade etmeyen, bölgede kıyısından kenarından kemirilen topraklara sahip çıkan aileleri rantçı gözüyle hedef göstermek büyük bir hata” şeklinde ifade etti.
Akdemir'den "tarım" yanıtı
Akdemir ise, İz Gazete’ye yaptığı açıklamada bölgenin tarım alanı olarak kullanılması gerektiğine yönelik konuştu. Akdemir, “Ülkenin tüm tarım alanlarında olduğu gibi İnciraltı meselesine aynı bakıyoruz. İnciraltı, diğer tarım alanları gibi bir tarım alanı. Bu planda işin özüne bakmak gerek. O bölgenin betonlaşmaya açılması tamamen faydasız. Bölge için ‘tarım yapılmıyor’ denmesi yanlış. Tarım alanı olup olmadığı raporlarla konuşulur. Tarım vasfını kaybettiği söylemleri de gerçeği yansıtmıyor. Tarım alanlarının korunması bir ülke politikasıdır” dedi.
