Konut krizi giderek derinleşiyor. İzmir’de yeni konutlardaki yıllık fiyat artışı yüzde 139,9 olurken, Türkiye genelinde metrekare birim fiyatı da 11 bin 944 TL’ye ulaştı.

Türk Lirası’ndaki önlenemeyen değer kaybı, ithalata bağlı üretim, maliyet artışı ve arsa yetersizliği gibi birçok nedenle her geçen gün tırmanan konut fiyatlarının oluşturduğu “kriz”; “barınma krizi”ne dönüştü, böylece; yurttaşın ev sahibi olma hayali de kayboldu. 

Merkez Bankası’nın açıkladığı yıllık fiyat endeksine göre konut fiyatları geçtiğimiz yıla kıyasla yüzde 145 oranında arttı, mayıstaki aylık artış ise 12.4 oldu. 

Malzeme fiyatları düşmediği ve maliyet artışı önlenemediği sürece konut fiyatlarında düşüş beklenemez.

Konut metrekare birim fiyatlarındaki artış, sektörde durgunluğa neden olarak “konut arzı”nı düşürdü ve bozulan “arz talep dengesi”, buna ek olarak yabancılara konut satışı; vatandaşın konuta erişimini oldukça zorlaştırdı.

Bu süreç; konut fiyatlarının ve kiraların “kontrolsüz”, bir biçimde artması, “barınma krizi”ne dönüşerek sosyal problemlere evrildi.

Maliyet artışına bağlı konut arzındaki düşüş önlenmeden konut ve barınma krizini ve neden olduğu sosyal problemleri ortadan kaldırmak olası değildir.

TOKİ KURULUŞ FELSEFESİNE ACİLEN DÖNMELİ…

Konut krizi giderek derinleşirken, maliyet artışı ve buna bağlı konut fiyatları her ay füze hızıyla yükselirken, konut; altın ve döviz gibi para sahipleri için “yatırım aracı”na dönüşürken, vatandaşın ev sahibi olma hayali de ortadan kalkıyor.

Konut krizi seçmen davranışını AK Parti aleyhine şekillendiriyor. Bunu gören Cumhurbaşkanı Erdoğan, Toplu Konut İdaresi’nin 81 ilde, toplam 150 bin konutluk “sosyal içerikli” bir projeyi devreye sokacağını, kabine toplantısından sonra açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan TOKİ’nin 150 bin “sosyal konut” projesinin “yatay” ve uygulanacak bölgenin sosyal, kültürel ve mevsimsel özelliklerine uygun olarak “yerel” mimari özelliklerini taşıyacağını söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın verdiği bilgiye göre; TOKİ’nin 150 bin “sosyal konut” projesinden “konutu olmayanlar” yararlanabilecek, ayrıca; şehit ve gazi yakınlarına “kontenjan” ayrılacak, kira öder gibi taksitlerle konut sahibi olunabilecek. 

Öte yandan; sosyal donatıyla, çevre düzenlemesiyle “yaşanabilir” konut alanlarıyla hem konut fiyatlarında, hem de kiralarda düşüş yaşanabilecektir. 

Ancak; TOKİ’nin 81 ilde 150 bin sosyal konut projesi; konut probleminin “köklü” çözüme kavuşturma konusunda “yeterli” olmayacaktır. 

Köklü çözüm; TOKİ’nin kuruluş felsefesine geri dönmesi, konut kooperatiflerini desteklemesi, kooperatif ortaklarına düşük faizli, uzun vadeli, konut maliyetinin yüzde 80’i kadar ve 2-3 yılı ödemesiz kredi mekanizmasını devreye sokmasıyla mümkün olabilecektir. 

Bu arada; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın konut kooperatifleri için imarlı-alt yapılı, ucuz maliyetli arsa üretmesi de; kitlesel konut üretimiyle dar ve sabit gelirlilerin konuta erişmesini kolaylaştıracaktır.

TOKİ’nin 1984’deki kuruluş felsefesiyle, kooperatifler aracılığıyla ilk etapta 600 bin daha sonra da toplam 1 milyon 600 bin kooperatif ortağı ev sahibi olabilmişti.

Unutmayalım ki; dar ve sabit gelirlilerin yaşanabilir bir konuta sahip olması, dolayısıyla “barınma hakkı” en temel insan haklarındandır.

Anayasamızda tanımlanan sosyal devletin vazgeçilmez, ötelenemez görevi de; yurttaşlarının barınma hakkına işlerlik kazandırmaktır.

Sonuç olarak: Barınma ve beslenme problemi; en önemli, güncel ve mutlak çözülmesi gereken sadece ekonomik değil; aynı zamanda çok boyutlu bir sosyo-politik problemdir. 

Türk Basını, İzmir Sevdalısı Hamdi Türkmen’i kaybetti… 

Duayen gazeteci; muhabir, yazar, genel yayın müdürü olarak İzmirli gazeteciler üzerinde büyük emeği olan ve İzmir Basını’nın gelişmesine değerli katkı sağlayan, benim de sevgili ağabeyim, dostum, güzel insan, güler yüzlü, hoşgörülü Hamdi Türkmen’i vefatından derin bir üzüntü duydum.

Merhum Hamdi Türkmen’e Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına, sevenlerine de sabır ve başsağlığı diliyorum.

Mekanı cennet, ruhu şaad olsun. 

İzmir Basının da başı sağ olsun.