Geçtiğimiz hafta Başbakan Binali Yıldırım, İzmir'de 9 kulübün temsilcileriyle bir araya geldi, kulüp başkanlarının sorunlarını dinledi. Altay, Göztepe ve Karşıyaka’ nın talepleri stat konusunda odaklanırken; Altınordu, Bergama Belelediyespor, Bucaspor , İzmirspor,  Menemen Belediyespor, Tire 1922 Spor Kulüpleri ise yine inşaat odaklı projeler konusunda iktidardan yardım talebinde bulundu.  Bürokratlar, bakanlar, kulüp başkanları ve yerel yönetim temsilcilerinden oluşan toplantının kadrosunda özellikle İzmir kulüplerinin taraftarları tarafından ağır eleştirilere tabi tutulan İZVAK Başkanı Ali Erten’ de vardı.

İzmir Kulüpleri Taraftar Dernekleri’ nden Ortak Bildiri: Ali Erten’ e Güvenmiyoruz, İstemiyoruz ve Tanımıyoruz.

Başarı-başarısızlık ölçütleri açısından değerlendirildiğinde çok ilginç bir spor ülkesi olduğumuz aşikar. Beşiktaş’ ı tarihinin en ağır borç bilançosuna sürükleyen Yıldırım Demirören’ in  futbolumuzun zirve noktası olan Türkiye Futbol Federasyonu başkanlığıyla ödüllendirildiği bir sistemde, Ali Erten’ in de İZVAK başkanlığıyla ödüllendirilmesi sürpriz olmamalı. Karşıyaka Spor Kulübü’ nün futbol şubesini tarihinin en büyük bütçesiyle küme düşüren; değil ülkede tüm dünyada mucize olarak değerlendiren bir başarıyla Türkiye Şampiyonu olan basketbol şubesini, bir sene sonra tanınamayacak hale getiren bir yöneticinin hangi meziyetleri göz önünde bulundurularak;  İzmir Gücü Spor Vakfı’ nın başkanlığına getirildiği elbette tartışmaya açıktır. İzmir Kulüpleri Taraftar Dernekleri (Altay, Altınordu, Bucaspor, Göztepe, İzmirspor ve Karşıyaka) açıkça düşüncelerini belirten ortak bir bildiriye imza atarak kendilerince bu tartışmada açık bir şekilde saf tutmuş görünüyorlar. Merak edenler bildirinin tamamına şu bağlantıdan ulaşabilir. (goo.gl/pVsmZg)

Aslında bu bildiri taraftar derneklerinin ortak olarak adım attığı ilk hareket değil. 2014 yılının Kasım ayında Cumhuriyet Meydanı’ nda taraftarların katılımına açık bir miting düzenlenmişti, mitingden bu yana geçen iki yılda İzmir Kulüpleri’ nin kanayan yarası olan stat sorununa dair çözüme yönelik değerli bir adım atılmadığını söylersek yanlış bir tespitte bulunmuş olmayız.

Sorun Nerede?

Lafı hiç eveleyip gevelemeden açık açık yazmakta fayda var. İzmir kulüpleri, kentin yereldeki siyasi tercihlerinin, iktidarın hesaplarına aykırı seyretmesinin bedelini ödüyor yıllardır ve deyim yerindeyse taraftarlar stat sorunu gerekçe gösterilip bu savaşın bir aktörü olarak taraf seçmeye zorlanıyorlar. Gürsel Aksel Stadı’ nın kamulaştırılmasıyla kentin güney cephesinde sorun bir nebze olsun çözülmüş gözükse de en iyi ihtimalle 2018-2019 sezonundan önce bitmeyecek olan bir stadın maketinden başka bir şey yok Göztepe taraftarının elinde.  Göztepe, kendi stadına kavuşana kadar maçlarını İzmir Büyükşehir Belediyesi’ nin desteğiyle Bornova’ da yapılan Aziz Kocaoğlu Stadyumu’ nda oynayacak gibi görünüyor bu süreçte…

Kuzey Cephesi’ nde ise durum biraz karışık. Karşıyaka Yalı Stadı’ nda belediyenin de payı olduğu için bölge henüz kamulaştırılamıyor ve konu hakkında devam eden hukuki süreçler nedeniyle stat yapımı konusunda yürütme durdurulmuş durumda. Bu noktada son İzmir ziyaretinde Başbakan Binali Yıldırım, Aziz Kocaoğlu’ na selamımı söyleyin, davayı geri çeksin stadı yapalım dese de köprünün altında daha çok su akacağa benziyor. Bu noktada ister istemez insanın aklına şu soru geliyor: ortada hukuka aykırı bir inşaat girişimi varsa ki mahkemenin kararına göre olduğu açıkça belli, davayı geri çekmekle hukuka uygun hale gelecek mi mevzuat?!

Alsancak Stadı Ne Oldu?

Güney ve kuzey cephesinden yola çıkmışken merkeze uğramamak olmaz: Belki basın mensuplarının aklına sormak gelmedi, belki de yazacak yerleri yoktu, Başbakan’ ın İzmir ziyareti sonrasında, nedense Alsancak Stadı hakkında tek bir cümleye rastlamadık. Bu satırlar aracılığıyla biz soralım: 2 yılı aşkın bir süredir atıl bir konumda bekletilen, stat yapılması şartıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından imara açık hale getirilen Alsancak Stadı konusunda somut bir adım ne zaman atılacak. Başbakan Binali Yıldırım basın mensuplarının karşısına Alsancak Stadı’ nın maketiyle de olsa ne zaman çıkacak? Zira başta İzmir olmak üzere tüm ülkeden hatta tarihsel süreç içerisinde birçok farklı kültüre ev sahipliği yapmış olduğu için Avrupa’ dan da müjde bekleyen taraftarlar olduğunu belirtmekte fayda var. Bu anlamda; iktidarın İzmir’ e stat yapma konusundaki samimiyet testinin ne Gürsel Aksel Stadyumu ne de Yalı Stadyumu olduğunu düşünüyorum. Samimiyseniz Alsancak Stadı sizin er meydanınız olacaktır!..

Bahsi Geçen Statlar Yapıldığında Olmuş Olacak mı?

İzmir kulüpleri stat sorunuyla boğuşurken neler yaşadı kısaca hatırlayalım. Altay 3. Lige düştü, Bucaspor 3. Lige düştü, Karşıyaka 2. Lige düştü, İzmirspor süper amatöre düştü. Elbette küme düşme konusu sadece stat konusu gerekçe gösterilerek açıklanamaz, kötü yönetimler de en temel sebepler arasında yer alıyor. Ancak;  şu an Süperlig liderinin 2014 yılında kurulmuş olan Başakşehir FK  (eski adıyla İstanbul Büyük Şehir Belediyespor) lig altıncısının da yine 2014 yılında kurulan Osmanlıspor  (eski adıyla Ankara Büyükşehir Belediyespor) olduğunu düşünürsek, bu duruma iki takımın da ülkemizi Avrupa Kupaları’ nda temsil ettiğini eklersek, böylesi siyasete futbolun bulaştığı bir futbol ikliminde İzmir kulüplerinin içerisinde bulunduğu durum daha bir net ortaya çıkar.

Peki statlar yapıldıktan sonra tüm sorunlar çözülmüş olacak mı? Statlar konusunda usüle o kadar odaklanmış durumdaki herkes ne yazık ki işin aslının ıskalandığını düşünüyorum. Gürsel Aksel’ e yapılması planlanan stadyum 20.000 kişilik, Yalı’ ya yapılması planlanan stadyum ise 15.000 kapasiteli olarak ilan edildi. Ancak; gelin görün ki, güvenlik önlemleri, loca yapımları, deplasman taraftarlarına ayrılacak bölümler ile birlikte bu kapasitenin oldukça altına düşüleceği tartışma götürmez bir gerçeklik. Bir oldu bittiye getirilerek yapılan bu kadar düşük kapasiteli statlar ile İzmir Kulüpleri; yeni yapılan statlardan örnek vermek gerekirse, Beşiktaş (41903), Fenerbahçe (50509), Galatasaray (52600), Bursa (43331), Konyaspor (41981), Gaziantep (35500), Trabzonspor (41461), Antalyaspor (32539), Kayserispor (32864), Adana (33.000), Eskişehirspor (33000), Samsunspor (33000) gibi kulüplerle nasıl yarışacak.

5 milyona dayanan nüfusu ile Türkiye’ nin  en büyük üçüncü, Vergi tahsilatı açısından İstanbul, Ankara ve Kocaeli’ nin ardından en büyük dördüncü kenti olan İzmir bu statlar ile ödüllendiriliyor mu yoksa cezalandırılıyor mu? Yorumu okuyuculara bırakıyorum…

Son Söz: İzmirspor Taraftarları Kafesten Ne Zaman Kurtulacak?

Bu şehrin adını taşıyan tek kulüp İzmirspor. Her ne kadar yıllardır kötü yönetilmelerinin bedelini amatör kümeye düşmekle ödeseler de, potansiyeli ve tarihi açısından paha biçilemez bir değere sahip bu kulüp maçlarını Yeşilyurt Sahası’ nda oynuyor. Taraftarları ise tribünlerde adını ‘kafes’ koydukları ve maç izlemenin neredeyse imkansız olduğu bir ortamda sevdalarını yaşatmaya devam ediyor. Stat demişken İzmirspor taraftarlarının sesine ses vermemek olmaz, yetkililer sağır sultanın bile duyduğu bu feryada ne zaman cevap verecek ve İzmirspor taraftarlarını esaretten kurtaracak, merakla ve acıyla beklemeye devam ediyoruz.