Rahmetli Ahmet Mutoğlu’nun şubesi, Belediye İş 2 No’lu Şube olağanüstü genel kurula gidiyor.
Yönetimde oluşan bazı çatlaklar artık kapanmayacak kadar büyüdü ve hepimizin beklediği olağanüstü genel kurul süreci Şube Yöneticisi Sinan Yaman’ın önderliğinde, bayramdan iki hafta önce başladı ve çok hızlı bir şekilde yeterli imzaya ulaştı, olağanüstü genel kurul kararı alındı.
Belediye İş 2 Nolu şube 23 haziran 2019 Pazar günü olağanüstü genel kurulunu topluyor.
Yani muhalifler Sinan Yaman önderliğinde ilk zaferlerini çok kısa bir sürede aldılar, şubeyi olağan üstü toplamaya mecbur bıraktılar.

***
Hatırlayanlar biliyor; ben de Belediye İş 2 No’lu Şube üyesiyim ve olağan genel kurulda başkan adayı olmuş, her şeye rağmen adaylığımı seçim sabahına kadar taşımış bir emekçiyim.
Şube tarihinde şirket personeli olup başkan adayı olan tek üyeyim.
Bugün aday değilim ama gelinen bu süreci anlatmak emek bilincimin bir gereği.
Çünkü ben bu günlerin geleceğini en başından görmüş ve söylemiştim ve şimdi bazı öngörüleri yeniden söylemek gerekiyor.
Sanırım bu yazı bir devam yazısı halini alacak.
Çünkü her şeyi bu yazıya sığdırmam imkansız gibi gözüküyor, elimden geleni yapacağım.

***
Rahmetli Mutoğlu Hakk’a yürüdükten sonra şubenin mücadele ve yönetilme konusunda bir kaos yaşayacağını herkes biliyordu.
Nitekim öyle de oldu.
Hatta daha ileri gitti; şube, sendika olma yetisini kaybetmeye taraftar derneği halini almaya başladı.
Mutoğlu sendikacılığı öyle bir yere taşımıştı ki; ölümünün ardından, önce emaneten başkanlık görevini sürdüren, sonra seçilerek göreve gelen Metin Şanlı’nın sendikacılığı o seviye de yapması imkansızdı.
Bu çok bariz bir şekilde gözüküyordu.
Bunları kendisini küçük düşürmek için yazmıyorum onun da gerçeği görmesi ve kabullenmesi için yazıyorum.

***
Şubenin olağan genel kurul takvimi başladığında ben sürecin kendi içinde sıkışacağını, sendikal mücadelenin yerini koltuk kavgasına bırakacağını, işçinin kendisini sahipsiz hissedeceğini, ekmeği büyütme kavgasının taht kavgasına dönüşeceğini bu şekilde giderse seçilecek mevcut yönetimin bir sene bile dayanamayacağını ön gördüm ve bunu arkadaşlarımla paylaştım.
Yapılması gerekeni bir bir anlatmaya, yazmaya çalıştım.
Şubenin kaybettiği mücadele azmini, sendikal kararlılığı ve dinamizmi yeniden kazanması için şube başkanının bir kadrolu işci değil, bir şirket personeli olması gerektiğini ifade ettim.
Mutoğlu’nun mücedelede yükselttiği çıtayı ilk adımda ancak bu şekilde kapatabilirdik.
Yanlış anlayacaklar için bir parantez açmak zorundayım; işçileri kadrolu ya da şirket personeli diye ayırıyorum şeklinde yorum yapan olursa çok net art niyetlidir.
Çünkü bu söylemim sendikanın kaybettiği enerjiyi bu hamleyle yani ezberleri bozarak yeniden kazanabileceğini ifade ettiğimi artık herkes biliyor.
Ki, haklı da çıktım, dostum Sinan Yaman bir şirket personelidir ve şube onun önderliğinde olağanüstü toplandı, çok kısa sürede de sonuç alındı.
Kısa sürede sonuç alınmasının sebebi bir buçuk sene önce işaret ettiğim durumun oluşmasıdır.
Yani bir buçuk sene evvel söylediğim yere geldik.
Neyse kaybedilen zaman sıkı bir çalışmayla, oluşturulacak ideal bir yönetimle yeniden kazanılır ve hatta öne bile geçilir, Sinan Yaman bunu başarabilir.
Tabi başarabilmesinin ve bunun kalıcı olmasının koşulları var.
Öncelikle iyi bir yönetim.
Sendikal mücadeleyi sadece kavga etmekten ibaret görmeyen, kamuoyu oluşturabilecek, toplumsal ve insani değerler konusunda her alanda mücadele vermiş ve bedel ödemiş yeni yüzlerden oluşacak bir yönetim şeması oluşturmak gerekiyor.
Sonrasın da kendisini yalnız ve sahipsiz hisseden emekçinin güçlü bir sendika hasretine son vermek için 7/24 çalışmak gerek.
Hak kayıplarını asgari orana indirmek ve tespit etmek için çok kararlı bir şekilde çalışmak gerek.
Emekçiyi toplu sözleşmeden eyleme, bir mayıstan bir mayısa değil her zaman hatırlamak ve birlikte olmak, bunu hissettirmek gerek.
Bu koşulları oluştuğunda kalıcı bir yönetimle emek mücadelesi şölene döner.
***
Ayrıca, gelinen bu noktadan sonra şube mevcut yönetimle devam ederse emekçi dostlarımızın yılgınlığını, kendilerini sahipsiz hissetmeleri şubenin üye kaybetmesine bile neden olabilir.
Hak kaybı yaşayan, grupları konusunda belirsizlik yaşayan, senelik izinlerine hafta tatili girdiği için oransal olarak maddi kayıp yaşayan, kendini yalnız ve sahipsiz kalmış hisseden emekçinin şubeye küskünlüğü ayrılıklarla sonuçlanabilir.
emek cephesi olarak önümüze gelen bu olağanüstü firsatı başkan adayından yönetimine, delegesinden üyesine iyi değerlendirmek zorundayız aksi halde köprüden sonraki son çıkış burasıdır.

Not: yazının tamamını yetiştiremedim kısa zamanda ikinci ve hatta üçüncü yazımı da yazıp paylaşacağım.
Bir sonraki yazımda isyan bayrağı açan ve başkan adayı olan dostum Sinan Yaman’ın haklı olduğu konuları ve çıktığı yolda nelerin olacağını yazacağım