Türkiye Barolar Birliği’nde ‘olağanüstü genel kurul’ süreci ve aralarında İzmir Barosu’nun da bulunduğu 12 baronun çağrısının önümüzdeki süreci ne şekilde etkileceğine dair geçtiğimiz hafta yazmıştım. Hatta geçtiğimiz hafta cumartesi günü gazetemiz ‘Barolar Birliği’nde adalet için değişim şart’ manşeti ile çıkmıştı. Gazetenin matbaaya yetiştiği saatlerde ise Türkiye Barolar Birliği Yönetim Kurulu aldığı karar ile 12 baronun olağanüstü genel kurul çağrısını reddettiği haberi elimize ulaşmıştı. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ise ‘2021 Mayıs’a kadar seçim yok’ isteyen varsa ‘Hodri meydan 2021’de” diye açıklama yapmıştı. Bir hafta içerisinde konuya ilişkin az da olsa birtakım gelişmeler yaşandı.

Aralarında İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel’in de bulunduğu Baro Başkanları İstanbul’da bir araya geldi. O toplantının ardından 12 Baronun yaptığı ortak açıklama ise büyük oranda Feyzioğlu’na yönelik bir tepkiydi. Açıklamada Feyzioğlu’nun iktidara yakınlığı sert bir dille eleştiriliyordu. Bu, Saray’daki resepsiyona gitmeyeceğini açıklayan baroların Feyzioğlu’nu net bir şekilde ikinci kez karşılarına alışıydı.

Son bir açıklama da İzmir Barosu tarafından dün gerçekleştirildi.

Açıklamada en çok dikkat eden noktalardan bir tanesi de 12 Baro tarafından Türkiye Barolar Birliği’ne yapılan çağrının bir talep değil, Türkiye Barolar Birliği’nin hukuken uygulamak zorunda olduğu bir yasa olması üzerineydi.

Bu konuya ilişkin tarih boyunca pek çok tartışma var elbette: ‘İktidarı alan kişi ya da grup iktidarı nasıl/ neden paylaşır ya da bırakır? Bu süreç şu anda Türkiye Barolar Birliği yönetimi için konuşuluyor.

Türkiye Barolar Birliği’ne olağanüstü kurul için çağrısının yapıldığı ilk sıralarda bir arkadaşım ile yaptığım konuşmada bana ‘İyi de 12 tane baro çağrı yapmış, Barolar Birliği kanunen bunu uygulamak zorunda’ demişti.

İşlerin normal şartlar altında bu şekilde ilerlemesi gerekiyor. ‘Referandumda kim kazanmıştı?’ mesela. Bu noktada akıllara ‘Olağanüstü Genel Kurulu çağrısına uymayan, yani hukuku hiçe sayanlar 2021 Mayıs’ında yapılacak seçim için de aynı yolu izlemezler mi?’ sorusu geliyor.

FEYZİOĞLU VE ERDOĞAN’IN KADERİ BİR!

Bundan sonraki sürecin nasıl gelişeceğine yönelik ‘kahin’ce bir yorumda bulunmak istemem. Ancak bundan sonra iktidar ile birlikte hareket eden Metin Feyzioğlu’nun geleceği siyasi iktidardan farklı bir noktada değil!

Son olarak İzmir Barosu dün yaptığı açıklamayı Özgür Kürsü üzerinden gerçekleştirdi. Bu yazının başlığını ise orada bulunan avukat Arif Ali Cangı birden söyleyiverdi: ‘İzmir Barosu değişim talebini ifade etti’