Büyük Savaş’ın ardından harap ve bitap düşmüş bir ülke, saltanat kaygısından başka derdi olmayan bir Padişah ve ruhunu emperyalistlere satmış, köhnemiş, kokuşmuş İstanbul hükumeti…

Ülkeyi büyük yıkıma sürükleyenler çoktan kaçmış, bütün fatura Anadolu’nun gariban halkına kesilmiş durumda.

Çanakkale geçilmez demişiz, on binlerce şehit vermişiz… Ellerini kollarını sallayarak geçmişler…

İmparatorluğun Başkenti İstanbul tek bir kurşun atılmadan teslim olmuş, kimsenin sesi çıkmamış.

Bütün ülke kan ağlıyor, aydınlar, askerler, vatanını seven herkes bin bir keder içinde.

Ve bir gün ‘medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar’ güzel İzmir’e dikiyor gözünü…



DERGİNİN TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ



Emperyalist devletlerin maşası olmayı kabul eden Yunan kralı ve Yunan hükumeti kendi halkını nasıl bir felakete sürüklediğinin farkında değil.

Levant’ın yıldızı, Akdeniz’in incisi, şairlerin o bir prensestir dediği, tüm halkların barış içinde yaşadığı İzmir’in işgal edilmesi bütün oyunu bozuyor.

Tükenmiş denilen bir millet küllerinden yeniden doğuyor.

İzmir’in işgali Anadolu’yu tek bir hedef doğrultusunda birleştiriyor.

İzmir’in işgalden kurtuluşu, bağımsızlık mücadelemizin ilk hedefi haline geliyor.

***

Kurtuluşun 100. Yılına özel olarak hazırladığımız bu Almanak, toplumsal hafızamızı tazelemek, işgal dönemini hatırlatmak, kurtuluş sürecini irdelemek amacıyla Cumhuriyet’e giden yolu bin bir zahmetle döşeyen, bu yolda acı çeken, yaralanan, şehit düşen atalarımıza bir saygı duruşudur.

İstedik ki, zaman denilen acımasız öğütücünün elinde geçmişin acı hatıraları unutulmasın.

İstedik ki, yapılan fedakarlıklar, çekilen çileler, akan kan ve gözyaşı heba olmasın.

İstedik ki, unutturulan kahramanlarımızı, üzeri örtülen, önemsizleştirilmeye çalışılan Kurtuluş Savaşı destanımızı, bu destanı yazanları, ilk günlerin coşkusuyla sayfalarımıza yansıtalım.

9 Eylül'ün ne anlama geldiğini sorduk siyasetçilerimize, meslektaşlarımıza, aydınlarımıza, araştırmacılarımıza, tarihçilerimize...

Sevinerek gördük ki, bu topraklarda Kuvva-yi Milliye ruhu hiç sönmeyecek.

9 Eylüller unutulmasın, nesilden nesile aktarılsın, ruhu hep yaşasın dedik, ülkenin her yerinden Kuvva-yi Milliyeciler ses verdi.

Biliyoruz ve farkındayız, bir ulusun kurtuluşundan, kuruluşuna imza atan İzmir'in hikayesini anlatmaya ciltlerce kitap yetmez.

Yolumuz uzun, yapacak çok işimiz var. Şehit Gazeteci Hasan Tahsin'in ardılları olarak onun taşıdığı kalemi ve bayrağı yere düşürmemek için çabamız.

**

Hasan Tahsin’e,

Şehit Miralay Fethi Bey’e,

Yörük Ali Efe’ye,

seymenlere,

zeybeklere,

çetelere,

Karayılan’a,

Sütçü İmam’a,

Ödemiş’e,

Selam olsun

Kuvâ-yi Milliye…

**

Bandırma Vapuru’na,

Samsun,

Amasya,

Balıkesir,

Sivas

ve

Erzurum’a,

Misak-ı Milliye’ye,

Selam olsun

Müdafa-i Hukuk’a…

**

Mustafa Kemal’e

Gazi Meclis’e,

İnönü,

Sakarya,

Afyon Kocatepe,

Bin selam olsun

Ya İstiklal ya ölüm

Diyenlere…

Yazılarıyla, yorumlarıyla, araştırmalarıyla halkımıza olan borcumuzu ödememize katkı koyan tüm kuvvacılara selam olsun.

Büyük ulusumuzun, tekmil Anadolu'nun ve Güzel İzmir'imizin kurtuluş bayramı 9 Eylül hepimize kutlu olsun.

Editör: Haber Merkezi