Bahri Akkan *

Gerçek laik yaşam özgürlüklerin, demokrasinin olduğu yerde gerçekleşebilir. O nedenle Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca laik bir devlet olmadı.

Laiklik din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması ve dinin devlet denetiminde sürdürülmesi şeklinde uygulandı. Dinin tüm kuralları devlet tarafından belirlendi. Laiklik Sünni mezhebinin devlet denetiminde inanç özgürlüğü olarak algılandı.

Tarih boyunca başka inançlar, mezhepler ve inançsızlar mahkûm edildi, cezalandırıldı. Mahalle baskısının yanı sıra devlet baskısı da her dönemde uygulandı.

Özellikle 12 Eylül askeri diktatörlüğü ile birlikte zorunlu din dersleriyle başlayan süreçte devlet eliyle Sünni mezhebin dışındaki inanç ve inançsızlara baskı artarak sürmüş, bu saldırılar Sivas katliamı ve Gazi olayları ile zirve yapmıştır.

14 yıllık AKP devletinde 4+4+4 ile başlayan laik eğitim ve laik yaşama saldırılar artarak devam etmektedir. Özellikle AKP devlet ile bütünleştikten sonra laiklik merkezli seküler yaşama saldırılarını yoğunlaştırmış ve Anayasa tartışmalarının gündemlerinden biri haline getirmiştir.

Eğer toplumsal muhalefet adım adım gelen tehlikeye karşı ortak bir mücadele hattı oluşturamazsa; bir sonraki adımın eğitim kurumlarında karma eğitimin kaldırılması, fiilen uygulanmaya başlanan ortak yaşam ve kullanım alanlarının ayrışmasıdır. 4+4+4 uygulaması sürecinde tehlike yeterince algılanamamış, bu sadece Eğitim-Sen’in sorunu noktasına düşmüştür.

Gelinen noktada seküler bir yaşam mücadelesi tüm toplumsal muhalefetin ortak mücadelesi haline getirilebilmelidir. Bu sorun sadece Alevilerin, sadece Eğitim-Sen ve KESK’in sorunu değildir. Laik devlet ve laik eğitim mücadelesi demokrasi, barış ve özgürlükler mücadelesinin içinde bir anlam taşır.

 

*Eğitim-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı

 

İZ DERGİ HAZİRAN SAYISI BAŞYAZI İÇİN TIKLAYIN

İZMİR'DEN YA DA ŞEHİR DIŞINDAN NASIL ABONE OLUNUR? TIKLAYIN

Editör: Haber Merkezi