DOĞAN BEYAZGÜL / İZ GAZETE - İzmir siyasetinde bir yıldızdan bahsetmek istiyorum size: Sema Pekdaş. Kendisi İzmir‘in ilk kadın Baro Başkanı, Konak Belediye Başkanı; mükemmel bir anne, bir eş. İnsana yakışan bazı değerler vardır. Çoğu söylemde kalır ama bazılarında eyleme geçer. İnsanca yaşamak herkesin hakkı değil mi? İşte bu hakkı verebilenlerden biri O. Türkiye’nin en iyi toplu sözleşmelerinden birini Konak Belediyesi imzaladı DİSK’le… Asgari ücretin komik geldiği kimi zamanda da kızdırdığı bu dönemde, o çalışanlarına minimum 2500 lira maaş veriyor. Çünkü o adaleti kitaplardan değil içten hissediyor.

Burdur‘da dünyaya gelmiş Sema Pekdaş. Sevgi bağlarının oldukça kuvvetli olduğu bir ailenin çocuğu kendisi... İl kütüphanelerini bilenler bilir. Bu mekânların havasını, o kitapların kokusunu alanlar, çok farklı bakarlar dünyaya. İnsanı, doğayı severler. Hemen tanırsınız ilk bakışta. Sema Pekdaş da öyle. Ona baktığınızda ve ya onunla konuştuğunuzda bilginin sevgiyle birleştiği bir simayla tanışmanın mutluluğunu yaşıyorsunuz bir anda. Halkın yüreğine inen bir yüreği hissediyorsunuz onda. Gençliğinde okuduğu Fakir Baykurt’un, Nazım Hikmet’in insanı devleştiren yapıtları gibi o da yüreğindeki tüm duygularını yaşamının her anında insan için büyütüyor. Hem çok okuyor hem de siyasetin ve ülke sorunlarının yoğun olduğu bir dönemde yetişmiş kendisi. Okudukça sosyal olayları çözümleme birleştirme kuvveti arttıkça artıyor onda. Grevlerin ortasındayken olup bitenden ders çıkarıp yardımlaşma duygularıyla dersler veriyor arkadaşlarına. Sayısal alanda çok başarılı o zamanlar. Babasının ülke ekonomisinde çok önemli role sahip bir şeker fabrikasını kuran teknik ekibin içinde yer almasından dolayı bir süre kimya mühendisi olmaya karar veriyor. Daha ortaokul öğrencisiyken işçi sınıfının mücadelelerine tanık oluyor. Gizli gizli Nazım Hikmet’in okunduğu zamanlar o zamanlar. 1974 yılında ODTÜ Kimya Mühendisliği’ni kazanıyor; daha sonra ekonomiye ilgisi olduğundan bir süre de ekonomi bölümünde okuyor. Ülkenin içinde bulunduğu siyasal, sosyal ve ekonomik bunalım bu ülkenin sorunlarına duyarlı her genç gibi onun da dikkatini çekiyor. ODTÜ-Öğrenci Temsilci Konseyi (ÖTK) gibi demokratik öğrenci örgütlenmelerinde aktif rol alıyor. Ayrıca çeşitli kadın kuruluşlarının kurucusu ve temsilciliğini de yapıyor.

BABASININ KOLİLEDİĞİ LİSE KİTAPLARIYLA...

12 Eylül onun yaşamında bir dönemeç oluyor. İnsan en çok da adaletsizliğe uğradığında adaleti sık düşünür olur. Eşi idamla yargılanıp Mamak Cezaevi’ne girer. Canınızdan çok sevdiğiniz birinin haksızlığa uğraması kadar sizi ne kadar üzer değil mi? Ona gidersiniz, buna gidersiniz. Onu kurtarma yolları ararsınız. Çözümsüzlük her şeyinizi yıkar geçer. Ama Sema Pekdaş yıkılmıyor. Hukuksuzluğu bitirmek, engellemek, mücadele etmek için hukuku bilmek gerektiğine inanıyor ve hukuk okumaya karar veriyor. Nereye baksa gözaltılar, işkence, tutuklanma… Kimden yardım ummalı? Önce insan kendinden yol bulmalı! Karanlıktan yürüye yürüye ışığı bulmayı başarmalı. Sema Pekdaş da bunu yapıyor. Karanlıkların içinden o ışığı bulmayı başarıyor. Hem de babasının kolilediği lise kitaplarını tekrar çalışarak kazanıyor. Bu nasıl bir mücadele ruhudur ki ağlayıp sızlamak yerine tam bir kararlılıkla elindeki tüm imkânları birleştirip Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanıyor ve oradan üçüncülükle mezun oluyor.

Şimdilerde Konak Belediyesi’ne verdiği hizmeti ve gururu düşündükçe acılarla yoğrulmuş bir hayatı mücadeleci güçle birleştirmenin en güzel örneği bence kendisi.

'BU DOSYA EKSİK'

Eşi tahliye olur; baskıcı dönem hala devam etmektedir; kendisi de fakülteyi üçüncülükle bitirdikten sonra İzmir’de bir hukuk bürosu açar. Demokrasi mücadelesi ve kadın hakları Sema Pekdaş’ın bu dönemdeki düşüncelerinin temeli olur. Sema Pekdaş kadın haklarıyla ilgili dikkatini çeken her konuya eğilir. Hatta kendinin de anlattığı gibi: Stajını yaptığı günlerde önüne bir şirket dosyası geldiğinde şirketin kurulması için gerekli beş kişinin ikametgâhının sadece erkekler için hazırlandığını görür. Hâlbuki şirket kurucuları arasında kadınlar da vardır. ‘Bu dosya eksik’ der. Aldığı cevap, kadının ikametgâhının kocasının ikametgâhı olduğu şeklindedir. Bir başka aktardığı durumda o dönemde kadının çalışmasının kocanın iznine bağlı olması durumudur. Örneğin kadın şirket kuracaksa kocasının muvafakati gereklidir. Yani kadının toplumsal, kamusal alanda var olması kocaya bağlıdır. Bu yaşanmışlıklar aslında bugünkü hep arzuladığımız kadın profilin önündeki engel olan zihniyetlerdir. Bu gibi durumların onlarcası çıkar Sema Pekdaş’ın karşısına.

12 Eylül Dönemi’nin tüm acılarını görür: İşkence, gözaltı, haksız tutuklamalar… Bu hukuksuzluklarla uzun süren bir mücadele verir. Hatta İnsan Hakları Derneği’nin ilk kurucularından olur; yönetim kurulu üyeliği yapar. Kadın hakları platformunu kuranlar arasında olur. Kadın haklarını savunmaktan hiç vazgeçmez.

1992‘de belediye meclis üyesi seçilir Balçova’dan. Uzun bir süreçten sonra Konak Belediye Başkanlığına adaylığını koyar ve kazanır. Onlarca başarının altına imzasını atar. Bir konuşmasında yerel siyasette, insanın gezdiği sokakların, bindiği otobüsün, ödediği su parasının, tam da siyasetin kendisi olduğunu söylüyor. Bu söz, Pekdaş’ın siyasete nasıl baktığını çok net özetliyor.

CHP GENEL MERKEZİ DE GÖRÜYOR

Günümüzde kadın sorunları hala devam ediyor. Ancak bir kadın belediye başkanı olarak yaptığı çalışmalarla o hala kadın haklarının savunucusu olarak karşımızda: Şu an Konak’ta 20 kadın muhtarla çalışıyor, belediye içinde kadın ve aile ile ilgili birimler kurmuş ve onların çalışmalarına önem veriyor; kadınlara göstermelik değil onların yaşadığı problemlerine çözüm odaklı yaklaşımlarıyla çevresindeki sevgi çemberi daha da büyüyor... Onlar için etkinlikler, kampanyalar yapıyor. İzmir’de bir kadın belediye başkanının olması işte bundan çok önemli; çünkü kadın aslında sadece çevresini değil; çıkmaza giren siyaseti ve tabi ülkeyi de güzelleştiriyor.

Sema Pekdaş İzmir’in demokratik yüzüne de çok yakışıyor. 5 Aralık’ta Ankara Arena’da 30 bin kadının buluşacağı etkinlikte İzmir’i Konak Belediye Başkanı Sema Pekdaş temsil edecek. Anlaşılıyor ki, Sema Başkan’ın kadın mücadelesindeki yerini CHP Genel Merkezi de görüyor ve önemsiyor.

TEMİZ VİCDANLA YAPILAN SİYASET...

Bilindiği gibi Konak Belediyesi, İzmir’in alan olarak küçük bir belediyesi olmasına rağmen çok büyük işlerin yapıldığı, hizmetlerin verildiği bir belediye; çünkü merkezi bir yer olduğu için insan sirkülasyonu çok fazla. Tonlarca çöp toplanıyor her gün 650 ton günde çöp toplanıyor ve hiç sorun çıkmıyor. Tabi bu hizmetin sunuluş şekliyle alakalı bir durum... Belediye yönetiminin insani yaklaşımları da çok önemli… Konak Belediyesi, görme engelli çocuklara da ışık oluyor. TÜRGÖK‘te ‘Bir kitapla bin yaşa’ kampanyası başlatarak görme engelliler için yüzlerce kabartmalı kitap bastırtıyor. İlçedeki sosyal, kültürel ve sportif faaliyetler çok yoğun. Belediye bünyesinde açılan kurslar, yapılan etkinlikler, kampanyalar belediyenin dinamik yapısının göstergesi. Kadınla, çocukla, yaşlıyla konuşan; onların sorunlarını dinleyip çözüm üreten bir başkan var karşımızda. Yenileştirilmesi ve düzeltilmesi gereken her alanda mücadele ediliyor. Alsancak Stadyumu için harcanan çaba övgüye layık. İlçenin alt yapı ve üst yapısıyla ilgili çalışmalarda olağanüstü bir çaba sarf ediliyor. Süslü püslü kentlerin aksine sosyal dokunun canlılığını gösterecek, kent yaşamını kolaylaştıracak; halkı memnun edecek her çalışmanın arkasında Sema Pekdaş ve ekibi var. Halka verilen hizmetler, bunların nitelikleri ve başarılar aslında onları organize eden akıl ve zihniyetle doğru orantılı. Temiz bir vicdanla yapılan siyaset ise en doğru olanı. O tüm çalışmalarında ve başarılarında bunu bizlere çoktan hissettirdi. Bir de bunun yanında kadın olmak ve mücadeleyi bir kadın olarak sürdürmek… Kadının sindirilmeye, toplumsal ve kamusal alanda yok edilmeye çalışıldığı bir dönemde korkusuzca kadının sesi ve yüzü olabilmek çok önemli. İyi bir eğitimin, yaşanmışlığın, tecrübenin ve mücadelenin içinden gelindiği zaman zaten başarılar da kendiliğinden geliyor. İzmir’imize kazandırılan değerli bir başkandır Sema Pekdaş ve CHP’nin de ülkemizin de en iyi yüzlerinden biridir.

Konak ilçemize ve İzmir’e kazandırdığın ve kazandıracakların için teşekkürler Sayın Başkan!

Umarım siyasetteki bu başarılı yüz, gelecekte ülkemiz için kadın siyasetçilerimizin de arttırmaya vesile olur.

Editör: Haber Merkezi