BİYOLOİK ÇEŞİTLİLİK:

Biyolojik çeşitlilik; tür çeşitliliği, genetik çeşitlilik, ekosistem ve habitat çeşitliliği gibi unsurları kapsayan önemli bir kavramdır. Ne yazık ki günümüzde insan etkisiyle biyolojik çeşitliliğin pek çok değerini hızla kaybediyoruz. Bu durum küresel ölçekte değerlendirilirken, yerelde de bulunduğumuz biyocoğrafyaya ait türleri tanımamız, ekolojilerini ve dağılım alanlarını bilmemiz o türlerin korunmasına hiç şüphesiz büyük bir katkı sağlar. Özellikle bitkilerde görülen bir durum olarak bazı türlerin dağılım alanı çok dardır

Anadolu Sıvacıkuşu

Hatta bu türlerin bazıları sadece belli bir noktada bulunabilir (nokta endemikleri). Eğer bu dar yayılışlı türlerin dağılım alanında onların habitatlarını yok edecek bir uygulama yapılırsa, bu türler biz onları tanımadan yok olup gidebilir. Bu açıdan, aynı coğrafyayı paylaştığımız, bir kısmı yanı başımızda bizimle yaşayan ve muhtemelen çok azını fark ettiğimiz, uzmanları dışında önemini pek de anlamadığımız canlı türlerini keşfetmemiz, onları koruma yolundaki ilk adım olarak görülebilir.



İZ DERGİ'NİN TAMAMINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYINIZ



 Bu noktada İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Hacettepe Üniversitesi arasında imzalanan “İzmir İlinde Ekolojik Araştırmalar Yürütülmesine Yönelik Kurumlar Arası İşbirliği Protokolü” yapbozun eksik pek çok parçasını tamamlamamıza büyük bir katkı sağlayacak. Protokolün ayrıntılarına geçmeden önce İzmir’in hiç de azımsanmayacak ölçüde zengin bir biyolojik çeşitliliği olduğunu ve bu çeşitliliği doğuran unsurları hatırlamamız iyi olacaktır. 

Suçulluğu

İZMİR'İN DOĞASI

İzmir, yaklaşık 600 kilometreyi bulan kıyı hattı boyunca deltalar, kumsallar, lagünler, adalar ve denize dik inen kayalık yarlar gibi farklı habitatlara ev sahipliği yapıyor. Bu habitatlar, bir kısmı nadir ya da nesli tehlike altında olan pek çok canlı türünün vazgeçilmez yaşam alanı konumunda. Kuzeyden güneye doğru Bakırçay, Gediz ve Küçük Menderes Nehirleri ve her birinin oluşturduğu deltalar, kentin en önemli doğal parçaları arasında yer alıyor. Özellikle su kuşlarının üreme ve kışlama alanı olan deltalar, İzmir’e kuş çeşitliliği açısından büyük bir zenginlik katıyor.

Kızıl Sincap

İzmir’de tatlı su ekosistemine sahip doğal sulak alanlar Karagöl, Belevi, Gölcük, Gebekirse ve Barutçu Gölleri, Gediz, Bakırçay, Küçük Menderes gibi akarsular ve ayrıca deltalarda bulunan ve genel olarak sazlıkların hâkim olduğu tatlı su alanlarıdır. Bunun dışında yapay olmasına rağmen baraj gölleri ve göletler de canlılar için yaşam ortamı sunuyor. Tatlı su alanları ülkemize endemik olan pek çok iç su balığı ile dünya üzerinde sadece İzmir sınırları içinde görülen iki balık türüne ev sahipliği yapıyor.

İzmir’in florası, Akdeniz iklim kuşağı ve buna bağlı olarak oluşan Akdeniz fitocoğrafyasının özelliklerini gösteriyor. Denize dik uzanan dağlar, dağların arasındaki nehir havzaları, nehirlerin denizle buluştuğu noktalarda oluşan deltalar, yarımadalar ve adalar İzmir’in bitki örtüsünü şekillendiriyor. Çeşitlilik açısından son derece zengin olan maki ve frigana örtüsüyle kaplı alanlar ne yazık ki pek değeri bilinmeyen habitatlardır. Her iki sistem, pek çok bölgede kızılçam ve meşeliklerle iç içe ya da birbiriyle yakın ilişki halindedir. Bunların yanı sıra Bozdağ, Madra, Nif gibi dağların orman kuşağının üzerinde bulunan subalpin kuşak, endemizmin en yüksek olduğu alanlardır.  

İri Yeşil Kertenkele

HACETTEPE ÜNİVERSİTESİ İLE İŞBİRLİĞİ

İzmir’in biyolojik çeşitliliğini ortaya koyacak sayısal veriler ve haritalar ne yazık ki yeterli ölçüde mevcut değil. İşte tam da bu boşluğu doldurmak üzere, Hacettepe Üniversitesi ile İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında İzmir İlinde Ekolojik Araştırmalar Yürütülmesine Yönelik Kurumlar Arası İşbirliği Protokolü, 2022 yılının başında imzalanarak uygulamaya girdi. Protokol ile özellikle İzmir’in orman ve makilik sahalarında iklim değişikliği ve yangın ilişkisinin araştırılması, yangın geçirmiş alanların yenilenme seviyelerinin tespit edilmesi, yangına ve iklim değişikliğine daha dayanıklı ve uyumlu bitki türlerinin kent peyzajında ve ağaçlandırma çalışmalarında kullanım olanaklarının belirlenmesinin yanı sıra; İzmir’in biyolojik çeşitliliğinin önemli unsurları arasında olan kuşlar, memeliler, iç su balıkları ve bitki türlerinin araştırılması hedefleniyor. Bunun için uzmanlar, belirlenen yöntemler çerçevesinde iki yıl süresince arazi ve literatür çalışmaları yaparak İzmir’in her bir noktasında çalışacaklar. Araştırmaların sonucunda il sınırları içindeki öncelikli alanlarda 5x5 kilometre, diğer alanlarda ise 10x10 kilometrelik karelerde biyolojik çeşitlilik verileri elde edilerek Coğrafi Bilgi Sistemleri temelli bir veri tabanı oluşturulacak. Bu sayede kent ile ilgili planlamalarda kullanılabilecek özgün bir veri kaynağı İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından aktif hale getirilecek. Bunun yanında, İzmir ormanlarında yangın sonrası yapılacak restorasyon çalışmalarında ekolojik planlama ile kuraklığa ve yangına daha dayanıklı bitki türlerinin peyzaj ve ağaçlandırma çalışmalarında kullanılması da sağlanmış olacak. İzmir’in doğasının korunması için son derece önemli bir adım olan bu araştırmalar, aynı zamanda pek çok yerel yönetim için de örnek teşkil ederek doğa koruma çalışmalarına eşsiz bir katkı sağlayacaktır.

Editör: Haber Merkezi