Asuman Ali Güven * - Maalesef hepimiz için acı, ölüm, savaş ve krizlerle dolu bir yıl oldu 2016. Başkanlık sevdası uğruna her şeyi mubah gören bir anlayışa sahip AKP iktidarı sayesinde, 2016'da milletimizin yüzü hiç gülmediği gibi, gözyaşı ve keder de hiç eksik olmadı hayatımızdan.

Zaten yıllardır yönetilemeyen bir devlet vardı. Çıkar ve kaos üzerine dayalı bir iktidar ve demokrasiden, ortak akıldan, sosyal adaletten nasibini almamış bir zihniyetle yönetiliyorduk.

AKP'nin tüm bu iş bilmez, demokrasi tanımaz, milleti düşünmez tavrının üstüne, bir de başkanlık sevdası eklenince, ülkemiz iyiden iyiye bir kaos ortamına sürüklenmeye başladı. Sırf halkımıza "Başkanlık gelmezse terör hortlar, ekonomi çöker" algısını yerleştirmek için, Türkiye AKP tarafından göz göre göre, akıl almaz tehlikelerle karşı karşıya bırakılarak, Ortadoğu’daki savaş bataklığına sürüklendi.  

Yaşanan 15 Temmuz Darbe girişimi, AKP'nin kendi elleriyle besleyip büyüttüğü canavarın, artık kendisini de dinlememesi ve aralarındaki çıkar savaşının doruk noktası olarak karşımıza çıktı. İktidar oldukları 14 yılda "Ne istedilerse verdik" diyerek kendi çıkar ilişkilerini açıkça söyledikleri bu canavarın,  AKP' ile hesaplaşmak uğruna hedef aldığı demokrasimiz, parlamenter sistemimiz, rejimimiz ve milletimizi korumak uğruna CHP olarak dimdik bir duruş sergileyerek, demokrasi adına gerekeni hem sokakta hem de mecliste yerine getirdik.

2016 yılı AKP ile geçirdiğimiz her yıl gibi krizle, terörle, çatışma ve ayrışmayla geçti. 15 Temmuz'dan ders çıkararak biraz olsun demokrasiye, hukuka ve halkın huzuruna sahip çıkmalarını umduğumuz günümüz iktidarı, adeta 15 Temmuz'u fırsata çevirerek kendi OHAL darbesini gerçekleştirmiştir. OHAL ve Kanun Hükmünde Kararnamelerle adeta parlamenter sistemimiz ve dolayısıyla meclis saf dışı bırakılmaya çalışılmıştır. OHAL kanunlarıyla halkın ve demokrasi mücadelesi veren tüm muhalefetin üzerindeki baskılar daha da arttırılmış, tüm hak ve adalet arayanlar terörist diye yaftalanmaya çalışılmış, tüm bu haksızlıklara, baskılara başkaldıran CHP'nin sesi kısılmaya çalışılmıştır.

Elbette ki, darbelerden, faşizan uygulamalardan, diktatörlük heveslilerinden cumhuriyet tarihi boyunca en fazla zararı görmüş olan CHP, oynanan filmin, ülkenin içine çekilmeye çalışıldığı savaşın farkında olarak üzerine düşeni yapmıştır ve yapmaya devam etmeye kararlıdır.

Bizler İzmir'de, İzmirlilerle birlikte kırmızı çizgilerimiz olan, cumhuriyet, demokrasi ve laiklik için ses getiren, sonuç aldığımız eylemler gerçekleştirdik. İktidarın zihniyetini ortaya koyan saldırılarla laikliği hedef alanlara, İzmir'den "Laiklik Zinciri" ile gereken dersi verdik.  Terör olayları karşısında hep birlik çağrısı yaptık, aynı zamanda da sorumluları istifaya davet etmekten de geri durmadık, korkmadık. 

Parti olarak milletimizin geleceği, cumhuriyet rejiminin devamı için hep parlamenter sistemin devamı ve sistemin daha da güçlendirilmesi için mücadele verdik. Bu konuda ki düşüncelerimizi basın açıklamalarımızla, panellerimizle kamuoyuyla sürekli olarak paylaştık.

Başkanlık sisteminin ve onu getirmek için yapılacak bir anayasanın ülkemiz için çok büyük bir tehlike olduğunu, bunun Türkiye'yi parçalamaya, bölmeye yönelik sonuçları olacağını sürekli olarak dile getirdik. Tıpkı AKP'yi cemaatler konusunda uyardığımız, bu ilişkilerin sonunun felakete yol açacağını dile getirdiğimiz gibi.

CHP olarak tüm sendika ve Sivil Toplum Kuruluşlarımızın, özellikle OHAL 'in hukuksuz uygulamalarına karşı yaptıkları tüm eylemlere destek verdik. Demokrasi ve Adalet için yapılan her eylemde hem en önde olduk, olmaya da devam edeceğiz.

OHAL ile birlikte, hiçbir suçu yokken sırf AKP'li değil diye, iktidara yandaş olmuyor diye gözaltına alınan, mesleklerinden uzaklaştırılan, ailelerinden koparılan tüm mağdurların sığındığı liman olduk. Tüm bu suçsuz insanlarımıza hem kapımızı açtık, hem de hukuk mücadelelerinde onlara destek verdik. AKP'nin cadı avına karşı, demokrasi ve hukuk savaşı sürdürdük ve çok yerde de mücadelemizin karşılığını aldık.

Biz il yönetimi olarak parti içi çalışmalarına da, son zamanlarda yürütülmüş en geniş kapsamlı çalışmalara imza attık. Öncelikle artık parti içinde birbirimize karşı tükettiğimiz enerjimizi dışa dönük çalışmalara yönlendirdik. İlçe başkanlıklarımızla uyum içinde çalışarak, sık sık bir araya gelerek özlenen bir uyuma imza attık. İl Yönetimi olarak toplantılarımızı farklı ilçelerimizde gerçekleştirdik ve bu da koordinasyonumuzu ve iş birliğimizi arttırdı.

Belediyelerimizin yaptığı projeleri tanıtmak için örgütlerimizle birlikte sokak sokak çalıştık. Belediyesi bizde olmayan 8 ilçemizde özel ziyaretlerle önemli çalışmalar yaptık. Ayrıca bir benzeri daha olmayan bir projeyle "Kardeş İlçe" uygulaması başlatarak belediyesi CHP'li olmayan ilçelerimize de, sosyal belediyecilik hizmetlerinin ulaşmasını sağladık.

Belki de bizim için en önemli çalışmaların başında gelen, Sandık Örgütlenmesi ve eğitimlerinin verilmesi konusunda, en başarılı illerden biri olduk. SÖRE kapsamında, ev eve dolaşarak "Bir İyilik Yap" çalışmasıyla vatandaşlarımızın yüreğine dokunduk. Bu eğitimlerle örgütümüz, bugün dahi yapılacak bir referanduma tam olarak hazır hale gelmiştir.

İşin aslına bakarsanız İzmir'in bizden beklediği, bize yüklediği bütün misyonlara layık olmaya çalıştık. İzmir'in desteğini aldığımız çalışmalar, projeler ve eylemlerle İzmir ve Türkiye için çalıştık, çalışmaya devam edeceğiz. İzmir'in başkaldırışını, boyun eğmeyişini, cumhuriyet ve Atatürk sevdasını kendimize ilke edindik.

Bu yolda, AKP tarafından yaratılmaya çalışılan korkunun ve tehdidin esiri olmadan, AKP'nin korkulu rüyası olmaya, onların tüm demokrasi, adalet ve insan haklarından uzak uygulamalarını halkımıza anlatmaya devam edeceğiz.  Ancak bizim gündemimiz daha huzurlu,  daha büyük, demokratik, işsizliğin sona erdirildiği, yandaşa devlet kaynaklarının peşkeş çekilmediği, devlette cemaatlerin değil liyakatin esas alındığı bir Türkiye'yi yeniden inşa etmektir. AKP'nin bizi, kendi yarattığı kaos ve savaş gündeminde tuzağa düşürmesine izin vermeden, halkımız için, refah için, hukuk ve barış için çalışmaya devam edeceğiz.

Bu yolda en büyük gücü de İzmirlilerden aldığımızı açıkça belirtiyorum. 2017 yılının, bizi acılarla, savaşlarla, gözyaşlarıyla ve ekonomik krizlerle yaşamak zorunda bırakılan 2016 yılından çok daha güzel bir yıl olmasını diliyor, tüm halkımızın ve İzmirli hemşerilerimizin yeni yılını en içten dileklerim, huzur, barış ve adalet temennileriyle kutluyorum. 

Toplumsal uzlaşma, birlik ve beraberlik ancak ortak değerler etrafında, yargı bağımsızlığı, hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığı, basın ve ifade özgürlüğünün sağlandığı koşullarda parlamenter demokratik sistemin güçlendirilmesi ve yurtta barış dünya da barış ilkesiyle sağlanabilir.

*CHP İzmir İl Başkanı


OCAK SAYISINDA KAPAKTA KEMAL KILIÇDAROĞLU VAR

OCAK SAYISI SUNU YAZISI İÇİN TIKLAYIN

İZMİR'DEN YA DA ŞEHİR DIŞINDAN NASIL ABONE OLUNUR? TIKLAYIN

İZ GAZETE 1. YIL BULUŞMASI YAPILDI: 'YALNIZ DEĞİLİZ' 

Editör: Haber Merkezi